Küresel Fetva Endeksi Müdürü Tarık Ebu Haşime, 11 Eylül 2019 Çarşamba günü El Ahali gazetesine bir röportaj verdi. Gazetenin bildirdiğine göre “Filistinli Hizb-ut Tahrir, Endeksi tekfir etti ve örgütsel fonksiyonuna ışık tutmasının ardından Endeksi hidayete geri çağırdı. El Ahali gazetesinin, Stratejik Araştırmalar Birimi Direktörü ve Dar el İfta Kurumu’na bağlı Küresel Fetva Endeksi Genel Müdürü Tarık Ebu Haşime ile röportaj yapmasının sebebi budur. Gazete, “İfta Kurumu her zaman gruplara yanıt veriyor. Çabalarının terör örgütleri katında bir aksi sedası oluyor mu?” diye sorduğunda, Ebu Haşime, “Evet, çok büyük yankısı oluyor. Çünkü Filistinli Hizb-ut Tahrir, Endekse karşı 4’ten fazla bildiri yayınlamıştır. Hizbin fikri aşırılığına ilk kez biz dikkat çektik. Çok sayıda ülke tarafından yayınlanan raporların da yardımıyla onu entelektüel aşırılık ve radikal militan gruplar arasında ilk kez biz tanımladık. Terörizmle mücadelede bizimle Küresel Terörizm Endeksi arasında bir karşılaştırma yaptık.” yanıtını verdi.”

Birincisi: Hizb-ut Tahrir’in Fetva Endeksi’ni tekfir ettiği söylemi düpedüz yalandır. Evet, İslam düşmanlarının safında yer alması, İslam’a ve her Müslümana terör yaftası vuran görüşü benimsemesi nedeniyle Allah’a tövbe etmesini istedik ve istemeye de devam edeceğiz. Tekfir etmek bizim işimiz değil. Biz, eğri hattın yanına doğru hattı çizeriz. İşte bu, tüm yampirilerin uykusunu kaçırıyor.

İkincisi: Hizb-ut Tahrir, Filistinli bir parti değildir. Aksine bütün ümmetin partisidir. Sykes-Picot sınır ve bölmelerini kabul etmez ve tanımaz. Hizbi ısrarla Filistinli olarak nitelemek, köhne ulusalcılık ve bağnazlık ruhuna çağrı yapmak ve sömürgeci kâfir taksimatına göre ümmeti parçalamaktır. Oysa İslam ümmeti ve devleti birdir. Allah Subhânehu ve Teâlâ, böyle istiyor ve böyle olmalıyız. Filistinli, Mısırlı, Suriyeli değil Müslüman denir. Hizb-ut Tahrir kendisini ideolojisi İslam olan siyasi bir parti olarak tanımlar. İslami hayatı başlatmak ve Nübüvvet metodu üzere Hilafeti kurmak için ümmet içinde ve ümmetle birlikte çalışır. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in değişim metodunu benimser ve Mekke dönemindeki eylemlerini kendisine örnek alır. Allah Subhânehu ve Teâlâ, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e Ensar’ı bahşetti. Ensar’ın, biat edip nusret vermesinin ardından Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem Medine’ye hicret etti ve yönetimi teslim alarak ilk İslam Devletini kurdu. Görüldüğü gibi bu metotta silahlı eylem ve mücadeleye yer yoktur. Muhtemelen Fetva Endeksi Müdürü, söz ve düşüncenin kurşundan daha güçlü, kılıçtan daha keskin olduğunu biliyordur. Belki de entelektüel aşırılık olarak tanımladığı Hizb-ut Tahrir’e ait fikirlerin gücünün gerçekten farkındadır. Amerikan RAND Corporation’un, Hizb-ut Tahrir’i fikirler savaşının en önde gelen savaşçısı olarak tanımladığı biliniyor. Evet, Hizb-ut Tahrir’in fikirleri aydın, saf ve berraktır. Ey Fetva Endeksi yetkilileri! Siz ve tüm dünyaya bu düşüncelerle meydan okuyoruz. Söylediklerimiz ve benimsediklerimiz apaçık ortada. Bir gün bile olsun kimseye yalan söylemedik, iftira atmadık, kimseyi tekfir etmedik. Siz ve herkesi ısrarla doğru yola dönmeye çağırdık. Bunu bir hakaret olarak mı algılıyorsunuz?

Batının vizyonunu benimsemeyi, dininize ve onu pratik hayatta uygulama sahasına koymak için uğraş verenlere bir biri iftiralar atmayı inatla sürdürüyorsunuz. Batının terörle yani İslam’la nasıl mücadele edileceğine dair yayınladığı raporlardan medet umuyorsunuz. Dininizle mücadelenin, Allah’ın vaadi ve Peygamberin müjdesi olan İslam Devletini hayata döndürmek için çalışanlara karşı yürütülen savaşın bir parçası olduğunuzu teyit ediyorsunuz.

ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ “Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır.”

Ey Fetva Endeksi yetkilileri! Size defalarca nasihat ettik ve etmeye de devam edeceğiz. Bilin ki din düşmanlarının safında yer almanız, sizi ne bu dünyada ne de ahirette kurtuluşa erdirmez. Allah Subhânehu ve Teâlâ, içtenlikle çalışanlara zafer ve hâkimiyet vaat etti. Biz Allah’ın vaadine güveniyoruz. Nübüvvet metodu üzere ikinci Hilafetin zamanı geldi. Nitekim bir önceki bildiride bunu biz size haber verdik. Hilafet, çok yakındır hatta an meselesidir. Ümmet, kapitalizmden, açgözlülüğünden ve barbarlığından kurtulmak için yanıp tutuşuyor. Kurtuluş, Hilafet Devletidir. İşte Hizb-ut Tahrir bu projeye çağrıda bulunuyor. Geride pek fazla bir şey kalmadı. Ümmetin orduları içindeki samimi subayların, bu projenin tarafında yer alması, taşıması, nusret vermesi ve dava erlerine İslam’ı uygulama sahasına koyma olanağı sağlaması yeterlidir. Dünün Ensar’ını üreten ümmet doğurgandır. Ümmet, Ensar’dan yoksun değildir. Ümmetin orduları samimi insanlarla doludur. Dünün Ensar’ı gibi Hilafete nusret veren bir zümreyi yakında elbette göreceğiz. O zaman bütün savaşçıların ve inatçıların yüzünde hüsran ve nedamet belirecektir. O gün müminler Allah’ın zaferiyle sevineceklerdir. Bıkmadan usanmadan sizi davet etmeye devam edeceğiz. Olabilir ki aranızda bu çağrıya icabet edip kurtulanlar olur. Ne kadar mücadele ederseniz edin, çalışanları karalasanız da çağrıda bulunduğumuz ve düşüncesini taşıdığımız Hilafet, Allah’ın izniyle yakında mutlaka kurulacaktır. Sadece an meselesidir. Gayret bizden zafer Allah’tandır. Allah’ın zaferi yakındır. Kurulmadan önce Hilafet için çalışanlar ile kurulduktan sonra Hilafete katılanlar Allah katında bir değildir. Her ne kadar ikisinde de hayır olsa da. Fakat Hilafetle mücadele edenler ve önlemek için çalışanlarla ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek isteyenler Allah katında birdir. Ancak kâfirler hoşlanmasa da Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır! Biz çağrımızı yineliyor ve yeniliyoruz. Sakın Allah’ın nurunu söndürmek isteyenler ile birlikte olmayın. Allah, kesinlikle nurunu tamamlayacak, zalimlerin kalbi hüzünle dolacaktır. Onun için Allah’a tövbe edin. Umulur ki Allah, tövbenizi kabul eder de önceki günahlarınız affeder.

Ey Mısır Kenane halkı! Fetva Endeksi yetkililerinin dininize karşı tavrı budur. Batıdaki düşmanlarınız gibi dininizi tanımlıyorlar. Hatta daha da beterini yapıyorlar. Kendilerini ve eylemlerini Batının hizmetine amade eyliyorlar. İslam’a ve fikirlerine karşı savaşta Batının yanında yer alıyorlar. Batı ve ajanlarının baskısına, Batılı sistem ve acımasız yasalarının zoraki dayatılması nedeniyle yaşadığınız sıkıntılara aldırış etmiyorlar. Kurtuluşunuz, İslam’ın Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinde eksiksiz bir şekilde uygulanmasıdır. Biz Endeksin bilgisinden şüphe etmiyoruz, zira cahil olsaydı o zaman bilgisiz olurlardı.

Ey değerli Mısır halkı! Bütün sorunlarınızın çaresi, Hizb-ut Tahrir’dedir. Tek kurtuluş yolunuz ve alternatifiniz odur. Bu yüzden ordu içindeki samimi evlatlarınızla konuşun. Onlardan ümmetin yanında yer almalarını, Batı ve ajan hain yöneticilere olan bağlılıklarını koparmalarını, hem siz hem de onların kurtuluşu için samimiyetle çalışanlara bağlılık göstermelerini isteyin. Umulur ki Allah, sizinle nurunu tamamlar da öncüllerden ve erdemlilerden olursunuz. Peygamberiniz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdelediği devlet sizin ellerinizle kurulur da Mısrı’nız Mısır’ı Münevver olur. Allahım, Hilafeti hızlandır, bizi de onun ordularından ve tanıklarından eyle.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûl’üne icabet edin.” ^{[Enfal 24]}