19 Ekim’de Moskova’da, Hizb-ut Tahrir üyelerine karşı geniş çaplı tutuklamalar oldu. Güvenlik güçlerinin verdiği bilgiye göre yaklaşık 100 kişi gözaltına alınmış, 20’den fazla kişi de terörizm suçlamasıyla tutuklanmıştır. Ayrıca neredeyse tüm medyada ev arama baskınları ile ilgili görüntüler de yayınlandı. Görüntülerde güvenlik görevlilerinin tutuklu Müslümanlara küstahça ve kibirli davrandıkları, hakaret ettikleri ve aşağıladıkları görüldü. Aramalar sırasında ele geçirilen “terörist” kanıt da açıkça videoda gösteriliyor. Gösterilen kanıtlar, Hizb-ut Tahrir’in yayınladıkları kitaplardır!

Birkaç gün sonra 23 Ekim’de de güvenlik güçlerinin önerisiyle Rus medyası, “Hizb-ut Tahrir’in Moskova sorumlusunun” tutuklanma anına ilişkin haberleri pişirip yeniden servis ettiler. Medya aracılığıyla tüm ülkede Müslüman tutuklulara karşı önleyici cezalar verildiği belirtildi. Tüm bunlar 21 Ekim’de oldu. Bir gün sonra da yetkililer “IŞİD milisleri tarafından planlanan terörist saldırıların önlenmesi “ ile ilgili görüntüleri basına servis ettiler. Medya, güvenlik güçleri içindeki bazı kaynaklara dayanarak IŞİD’li militanların Hizb-ut Tahrir üyesi olduklarını aktardı.

Açıktır ki Rus rejimi, tutuklama operasyonlarını Suriye’ye düzenlenen hava saldırılarının hemen ardından gerçekleştiriyor. Öyle ki Rusya, Eylül ayının sonundan itibaren cani Beşşar Esed rejiminin yanında Müslümanlara karşı açık savaş yürütmektedir. Devrimciler ve sivillere karşı şiddetli bombardıman kampanyasına başlamıştır. Putin, Rus halkına ve tüm dünyaya Rusya ve diğer tüm ülkelerin güvenliğini tehdit eden sözde teröristlere önleyici darbe vurmak ve dünyayı savunmak için Suriye’ye asker göndermek zorunda kaldığını ispat etmek istiyor. Bu nedenle Kremlin, Rusya’nın başkentinde “teröristlere” karşı gerçekleştirilen geniş çaplı tutuklama operasyonları yanı sıra “terör saldırılarını önlemek için” alelacele harekete geçmiştir.

Rus rejimi, bu operasyonların gerçek nedenlerini belirsiz sloganlar ve kapalı sözler ile örtbas etmek için çalışıyor. Ama ne yazık ki rejim, gerçek misyonunu gizleyemedi. Çünkü Rus silahları, Suriye’de masum insanları, kadınları, çocukları ve yaşlıları katlediyor. Yarım milyon Müslümanı katleden katil Beşşar’ı koruyor. Ne için? Rusya’nın jeopolitik çıkarları ve Amerika’yı memnun etmek için. Böylece Ukrayna krizinin unutulabileceği ve affedilebileceğini umut ediyor. Öyle görünüyor ki utanmadan kendini “barış güvercini” olarak adlandıran Putin, Amerika önderliğindeki orkestrada yer almakla gurur duyuyor. Bir kaç gün önce Soçi kentinde yaptığı açıklamada “Ben bir güvercinim, ama çok güçlü demir kanatlara sahibim.” ifadelerini kullanmıştı. ^{[24.10.2015 Russia Today]}

Rus yetkililer, Hizb-ut Tahrir ile IŞİD arasında hiçbir ilişkinin olmadığını çok iyi biliyorlar. Hizbin, terör saldırıları veya fiziksel eylemlere başvuran herhangi bir yöntemle hiçbir ilişkisi yoktur. Hal böyleyken Kremlin canileri, entelektüel ve politik olarak Hizb-ut Tahrir ile baş edemedikleri için sürekli yalan uyduruyorlar. Küstahça ve utanmadan Hizb-ut Tahrir’i terörle suçluyorlar. Amaç, Hizb-ut Tahrir üyelerine karşı uygulanan büyük zulmün yerinde olduğunu halka göstermektir.

Rusya, hem Suriye’de hem de kendi topraklarında İslam ile mücadele ediyor. Güvenlik güçleri ve devasa ordusu, sofistike ve teknolojik silahlara sahip olsa da kendisini âlemlerin Rabbinden ve Müslümanların sahip olduklarından asla koruyamazlar. Müslümanlar gibi vaat, müjde ve zafer sözüne de sahip değiller. Rus yetkililer, istediklerini yapabilecekleri düşüncesiyle İslam’a ve Müslümanlara karşı savaş ilan ettiler. Ama aslında, bütün çabaları boşa gidecektir. Zira Rusya’daki Müslümanlar, dinlerini asla terk etmeyeceklerdir. Çarlık Rusya’sı ve daha sonra Sovyetler Birliği, İslam’ı yok edemedi. Ama şimdiki yöneticilerin, bundan ders almadıkları, Korkunç İvan ve Stalin’in yolundan yürüdükleri görülüyor. Rusya’nın Afganistan işgalinde maruz kaldığı utanç verici hezimet de Putin için caydırıcı bir ders olmamış ki, şimdi Suriye’yi işgal etmeye çalışıyor. Allah’ın izniyle seleflerinin paylaştığı kaderin aynısını paylaşacaktır. Dünyada ve ahirette rezil rüsva olacaktır.

وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنْقَلَبٍ يَنْقَلِبُونَ
“Zulmedenler, hangi dönüşle döndürüleceklerini yakında bileceklerdir.”^{[Şuara 227]}