حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Malezya
Medya Bürosu
No: ML–BA–2016–MB–TR–02 |
H. 26 Cumâde’l Ûlâ 1437 M. Pazar, 06 Mart 2016 |
Malezya Ancak Şeriat Yasalarının Uygulanması ve Hilafetin Kurulması İle Kurtarılabilir
04 Mart 2016 tarihi, Malezya için tarihi bir gün olarak kayıtları geçmiştir. Eski başbakan Tun Dr. Mahathir Muhammed, eski üst düzey ülke liderleriyle, muhalefet partilerinin genel başkanlarıyla, siyasi eylemcilerle ve sivil toplum kuruluşlarının (STK) başkanlarıyla başbakan Datuk Seri Najib Tun Razak’ın istifası için ortak bir bildiri imzaladılar. “Vatandaşlar Deklarasyonu”olarak bilinen bildirge, başbakan Datuk Seri Najib Tun Razak’ın istifa etmesi anlamına gelmektedir. Skandallar, görevi kötüye kullanmak ve güç suiistimali ile ülkeyi yıkımın eşiğine getirdiği iddia ediliyor. Ayrıca bildirge, Najib ile uyum içinde hareket etmiş olanları da istifaya çağırıyor. Yine federal anayasa güvencesi altındaki temel hakları ihlal eden, politik tercihleri baltalayan tüm anlaşmalar ve yasaların da iptal edilmesine, polis, Malezya Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu (MACC), Merkez Bankası ve Kamu Hesapları Komitesi (PAC) gibi kurumlara da iadeyi itibarda bulunulmasına davet ediyor.
Bildirgeyi imzalayan 58 üst düzey şahsiyetler, Malezyalı olarak hareket ettiklerini, herhangi bir parti veya ilgili kuruluşları temsil etmediklerini belirttiler. Mahathir tarafından defaatla buna vurgu yapıldığını ve diğerleri tarafından da bunun oybirliğiyle kabul edildiğini söylediler. Bu gerçekten tam bir ironidir. Çünkü bildirgeye imza atanların çoğu, ilgili parti ve kuruluşların üst düzey yöneticileridir. Onlar, kendi parti veya kuruluşlarının çıkar ve isteklerini korumak için çalışmaktadır! Parti ve kuruluşları adına değil, birey olarak kendi kapasitelerine göre hareket ettikleri izlenimini vermeye çalışıyorlar. Aslında onlar, parti ve kuruluşların liderleri olarak deklarasyonu imzalamak için davet edilmişlerdir!
Bunlar, parti ve kuruluşlardan farklı bir pozisyon sergiliyorlarsa, parti ve kuruluşlara mensup olmanın anlamı nedir? Ve şu bir gerçek ki, sıradan fabrika işçileri, tamirciler, öğrenciler ve herhangi bir parti veya kuruluşa üye olmayan seyyar satıcılar bile söz konusu deklarasyonu imzalamak için davet edilmişlerdir! Şu açık ki, bu deklarasyon tam bir Makyavelist aldatmacadır. Makyavelizm’e göre çıkarlar ve amaçlar vasıtayı meşru kılar. Birkaç İslam partisi mensubunun Makyavelist komploya karışması gerçekten üzüntü vericidir. Bazı kişiler, rakip olarak bilinen üst düzey liderlerin bu bildirgeyi imzalamak için bir araya gelmelerinden ötürü memnuniyetlerini dile getirdiler. Bütün bunlar, mide tiksindirici ve geçici “politik çıkarlardan” başka bir şey değildir. Onlar, ülkenin kurtuluşu yönünde net bir vizyona sahip değiller.
Hizb-ut Tahrir / Malezya, şunları vurgulamak ister ki:
1-“Vatandaşlar Deklarasyonu”olarak bilinen söz konusu deklarasyon, bireysel talep ya da belirli parti ve kuruluşun taleplerinden ziyade Malezya halkı adına imzalandığı mesajını veriyor. Gerçekten bu bildirge, halkı özellikle de Müslümanları temsil etmez. Çünkü bu bildirgeyi imzalayan kişilerin hiçbiri, deklarasyonu imzalamak için halk tarafından yetkilendirilmiş ya da halkın temsilcileri olarak atanmış değiller. Bu bağlamda deklarasyonu “Vatandaşlar Deklarasyonu’ndan”ziyade “58 Bireyin Deklarasyonu”olarak adlandırmak daha yerindedir.
2- Ülkeye ve halka gelen zararın gerçek nedeni, belirli bir lider veya birey değildir. Aksine sorumluluğu uygulanan sistemde aramak gerekir. Bu zarar son zamanlarda meydana gelmiş de değil, bilakis ülkenin bağımsızlığından beri vardır. Parlamentoda çoğunluğu sahip ve ülkenin bağımsızlığından itibaren iktidarda olan UMNO-BN, laik sistemin uygulanmasının, ülkeyi yöneten yasaların, kuralların, mevzuatın yasalaşmasının ve ülkeye zarar veren politikaların yürütülmesinin esas sorumlusudur. İslam’a aykırı olan yasalar ve sistem, halka memnuniyetsizlik ve sefalet vermiştir. Bu yalancı sistem ve yasaları korumak için atanan ve dâvet taşıyıcılarının önünde takoz gibi duran kolluk kuvvetlerinden sorumlu olan da iktidar partisidir. Oysa davet taşıyıcıları doğru çalışma ile İslam’ı kapsamlı bir şekilde uygulamak için çalışmaktadır. Çeşitli dini bölümler oluşturmanın, sistemi savunmak için bir dizi Müslüman âlimler atamanın, şeytani eylemlerini haklı çıkarmak için kanun hükmünde kararname yayımlamanın yegâne sorumlusu yine bu iktidar partisidir. Dolayısıyla laik sistem ve yasalara dokunulmazken bir ülkenin liderini istifaya çağırmak, kesinlikle ülke şartlarını iyileştirmez.
3- Mahathir’in sözlerine dayanarak bildirgeyi imzalayan tüm partiler, Najib’in istifası sonrasında başbakanın kim olacağı konusu üzerine odaklanıyorlar. Bundan da tüm partilerin tek odak düşüncesinin, Najib’i koltuktan etmek olduğu anlaşılıyor. Gerçekten de bu, halkın köklü sorunlarına vurgu yapmaktan ziyade bildirgenin taleplerini karşılamak için oynanan “Bizans oyunundan” başka bir şey değildir. Yönetim arzusu olanlar, iyi hazırlanmış olması gerekir ve olası bir durumda bir devleti yönetmek gibi büyük sorumluluğa ehil olmalıdır. Bir ülkeyi yönetmek ciddi bir meseledir, hafife alınamaz ve basitçe herkese verilemez. Hakka dayalı hazırlık ve bütünsel bir ön incelemenin olması büyük önem taşımaktadır. Ülkenin uygun kişiler tarafından yönetilmesi farzdır ve uygunluk sadece İslam’a göre olmalıdır, zihni algılama, popülerlik, deneyim, çoğunluk üzerinde nüfuz sahibi olmak temeline göre değil. Aynı şekilde uygulanacak olan sistem, İslami sistem olmalıdır ve İslam dışında diğer herhangi bir sistemi uygulamak kesinlikle yasaktır. Dolayısıyla ister lider isterse sistemi değiştirmek isteyelim, İslam’a göre olmalı, İslam neyin ne olduğuna karar vermelidir. Çünkü bundan dolayı Allah Subhânehu ve Teâlâ tarafından hesaba çekileceğiz. Halefi İslam’a göre seçilmezse, Najib’in istifasını istemek sonuçsuz çabadır. Najib’in istifası ya başka bir Najib ya da daha kötüsünü yaratacaktır.
Son olarak şunu vurgulamak isteriz ki, bu ülke ve diğer Müslüman ülkeleri kurtarmanın başka bir yöntemi de emperyalist sömürgeciliğin kalıntıları olan demokratik sistemi değiştirmek ve Raşit Halife liderliğinde Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti çatısı altında kapsamlı olarak Şeriat yasalarını uygulamaktır. Bu nedenle tüm Müslümanlar birlik olmak zorunda ve bu asil amacı gerçekleştirmek için çaba sarf etmelidir. Najib’in istifası istemiyle çabaları birleştirmek beyhudedir!
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Malezya Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Khilafah Center 47-1 Jalan 7/7A Seksyen 7 43650 Bandar Baru Bangi, Selangor Telefon: (+03) 89.201.614 mykhilafah.com |
Fax: (+03) 89.201.614 E-Mail: htm@mykhilafah.com |