Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Irak
Medya Bürosu

No: RK–BA–2019–MB–TR–02 H. 30 Cumâde’l Ûlâ 1440
M. Salı, 05 Şubat 2019

Irak Tarihi Böylesi Kaos ve Yolsuzluk Görmedi

3 Şubat 2019 Pazar günü Ninevo milletvekili Ahmed El Cuburi, IŞİD’den geri alındıktan sonra Musul kentine 408 milyar dinar harcama yapıldığını gösteren belgeler sundu. Ardından bir takım sorular yöneltti: “Bu para nereye harcandı? Ve nasıl harcandı? Tamamlanan projeler neler?” [El Sumuria news] Öncesinde El Arabiya sitesi, bir kaynaktan Irak Başbakanı Adil Abdülmehdi’nin 13 binden fazla yolsuzluk dosyasını açarak on milyarlarca doları geri almak için harekete geçtiğini aktardı.

Dürüstlük Komisyonu eski başkanı Hassan El Yasiri, üç yıl içinde 48 bakan hakkında yolsuzluk soruşturması yürütüldüğünü söyledi. Suç delillerine ikna olmaması nedeniyle yargıya intikal edilen bakanlar hakkında hiçbir işlemde bulunulmadığına dikkat çekti! Bu yılın başlarında istifa eden El Yasiri, Irak yargısının sanıkların suçluluğunu gösteren delillere ulaşma zorluklarından şikâyet etti. Yolsuzluk suçlarıyla ilgili kanuni altyapının zayıflığına dikkat çeken El Yasiri, kamu parasına el uzatanlara daha sert yaptırımlar ve ölüm cezaları verilmesi gerektiğini vurguladı.

Finansal yolsuzluğun boyutu hakkında çelişkili rakamlar veriliyor. Ancak bu rakamların tamamı, 2003’ten günümüze kadar ülke bütçesinden hortumlanan tutarın 1 trilyon doları aştığı konusunda mutabık. Londra merkezli Global Kalkınma Araştırmaları Merkezi tarafından yayınlanan bir raporda, Nuri El Malik’inin başbakanlığı döneminde Irak bütçesinden 120 milyar dolar kayboldu...! Raporda 2006-2014 yılları arasında Irak’ın, yeniden yapılanması ve modern bir devlet haline dönüşmesine katkıda bulunabilecek büyük parasal fazlalıklar gerçekleştirdiği belirtildi. Söz konusu dönemde toplam 700 milyar dolar tutarındaki bütçenin büyük bir kısmı hırsızların cebine gitti. Bu yolsuzluğun arkasında hükümetin olduğu söyleniyor. Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün Yolsuzluk Algı Endeksi’ne göre son yıllarda Irak, dünyanın en yozlaşmış ülkeleri arasında ilk sırada yer aldı.

Bu nedenle politikacıların ifşa ettiği ve uluslararası raporlara konu olan yolsuzluk dosyaları, yoksulluk, işsizlik, yetersiz hizmet, alt yapı eksikliği ve geçmiş yıllardaki bütçe fazlalığına rağmen kasıtlı ihmalkârlık yüzünden patlamaya hazır sokağın öfkesini dindirdi. Zaman zaman Bağdat ve çeşitli illerde patlak veren ve devam etmekte olan protestolar bunu teyit ediyor.

Sömürgeci kâfir ve iktidara getirdiği ajanlarının politikası, ülkenin her yerinde kaosa neden oldu. Yüz yıllar boyunca Irak tarihi benzeri bir kaos yaşamadı. Hükümet ve performans kaosu, parlamento ve milletvekilleri kaosu ve skandalları, bakanlıklar ve kurumlar kaosu. Sefil kotalar, bakanlıklar ve kurumları mezhepsel, partisel, grupçuluk, ırkçılık dağılımına göre partilerin kontrolüne veriyor. Irak’ta tek bir otorite ya da rejim kesinlikle yoktur. Buradaki kaostan kastımız, günlük skandallara dönüşen (finansal ve idari yolsuzluktur).

Dolayısıyla bu kanserli hücreleri ile ülke dümeninin yönetimine geçen ardışık hükümetler, ülkeyi dolaylı olarak yöneten işgalcinin sadece politik mekanizmasıdır. Irak direnişinin patlak vermesi nedeniyle sivil vali Paul Bremer ülkeyi yönetemedi. İşgal kuvvetleri ağır askeri kayıplar verdi. Bu nedenle onlar, işgalciye hizmet etmek, hain planlarını uygulamak, Irak halkının çıkarlarını ihmal etmek, meşru arzularını öldürmek için gelmiş işgal hükümetleridir.

Zulüm ve yolsuzluk Irak ile sınırlı olmadığı gibi Müslüman ülkelerdeki iktidar rejimleri için de yeni değil. Ancak bu boyuttaki zulüm ve yolsuzluk, ümmetin başına gelmiş büyük bir felakettir. Yolsuzluklar ve hırsızlıkların büyüklüğü, ülkemizin içine düştüğü dipsiz kuyuyu göstermek için yeterlidir. Beceriksizce ve ulu orta yerde suç ve yolsuzluk işleniyor. Hem de sahiplerinin yüzlerine gülümseyerek! Hatta onları haklı görenler ve savunanlar bile oluyor. Bu durum, yolsuzluk ve adaletsizliğin artık gizlenemez ve gizlenmeye de gerek kalmadığı bir boyuta ulaştığı anlamına gelir. Dahası cezasız kalınması nedeniyle yolsuzluk ve zulüm işlemek, övünç kaynağı haline geldi, gurur ve onur meselesi yapıldı. İktidar sınıfı ve etrafındaki yandaşların eylemi nedeniyle zulüm ve yolsuzluk, yaygın bir fenomen ve aleni bir eğilim haline gelmiştir.

Bu, Allah’ın nehyettiği büyük bir kötülüktür. Ciddiyetle, içtenlikle, bilinçle en kısa zamanda ve maksimum enerjiyle bu kötülüğü değiştirmek için çalışmak gerekir. Irak ve başka yerlerdeki Müslüman halklar, paralarının çalındığının tamamen bilincindedir. Bu, İslam dünyasındaki yöneticilerin ümmetten otoriteyi çalmak için kurdukları komplodan kaynaklanıyor. Bütün bunlardan kurtuluş, Allah’ın Şeriatını hâkim kılınması, zalim yöneticilerin devrilmesi, sömürgeci kâfirin kovulması, kapitalist sistemin kökünün kazınması, Raşidi Hilafet Devletinde Allah’ın Şeriatının hayatın her alanında hâkim kılınması ile olur. Hilafet, paranın güdücüsüdür, saklayıcısı değil. Kamu mülkiyeti fonları, devletin tebaası olan her Müslümanın hakkıdır. Yağmalamak için birbirleriyle mücadele eden yöneticilerin mülkü değildir. Bu konuda dikkate değerdir ki Ali Radiyallahu Anh, Beytül Malda bir yıldan fazla para bırakmazdı. 

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Irak
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 
E-Mail: huti53@yahoo.com

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER