حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Doğu Afrika
Medya Bürosu
No: DA-BA-2013-MT-TR-0008 |
H. 8 Cumâde’s Sânî 1434 M. Cuma, 19 Nisan 2013 |
- Basın Açıklaması - Sel Taşkınları Olayları ile Diğer felaketlerin Sorumlusu Kim Acaba?
Ülkeye yağan şiddetli yağışlar, şu ana kadar 36 kişinin hayatını kaybetmesine yol açarken çoğu da evlerinin su altında kalmasının ardından evsiz barksız terkedilmişlerdir. Ayrıca aynı şekilde sel taşkınları bir çok köprülerin yıkılmasının ardından ulaşımı da kesintiye uğratmıştır. Bundan dolayı Hizb-ut Tahrir / Doğu Afrika, tüm ülke halkına, özellikle de onlardan Müslüman olanlara, zarar gören kişilere çeşitli yardım araçları bağışında bulunmaları için yardım çağrısında bulunmuştur. Zira İslam'ın tavsiye ettiği şey işte budur. Nitekim Nebi [SallAllahu Aleyhi ve Sellem], şöyle buyurmaktadır:
من فرج عن مسلم كربة من كرب الدنيا فرج الله عنه كربة من كرب يوم القيامة "Her kim bir Müslümanın dünya sıkıntılarından bir sıkıntısını giderirse Allah da onun kıyamet günündeki sıkıntılarından bir sıkıntısını giderir."
Bu sel taşkınları açık bir şekilde, ülkedeki alt yapı sistemlerinin başarısızlığını ortaya koymuştur. Her ne kadar sel taşkınlarının yolları yıkabileceği doğru olsa da aynı şekilde ülkedeki yolların genelinin kalıcı bir şekilde inşa edilmediği de doğrudur. Dolayısıyla bu durumla, sadece mevsim yağışları sırasında değil ancak aynı şekilde kurak mevsim sırasında da karşılanmaktadır. Bundan daha da kötüsü bazı yollar yol şebekelerine bile sahip değilken hükümet, yeniden yapılanma ve iyileştirme için oldukça yüksek vergiler dayatmaktadır. Maalesef! Yolsuzluk nedeniyle günlük olarak yollara, hiçbir şeyi engelleyemeyen yamalama operasyonları yapılmaktadır. Dahası sırf hafif yağmurların düşmesiyle bile bu yollar, geçilmez nehirlere dönüşmektedir!
Genellikle bu tür felaketler meydana geldiğinde sorunlu kapitalist fikrin ve kamu maslahatlarına öncelik vermeyen iktidar rejimlerinin gerçek doğası ortaya çıkmaktadır. Sel taşkınları nedeniyle evlerinin yıkılmasının ardından binlerce insanın soğuk havayla karşı karşıya kalırken parlamento üyelerinin, senatörlerin ve otellerdeki valilerin yönetim işleri ile hükümeti muhasebe etme yöntemini tartıştıklarını gerekçe göstermeleri ne kadar acı verici değil mi? Halbuki herhangi bir tartışma veya vatandaşla istişare yapılmaksızın milletvekillerinin maaşları kaç defa artırılmıştır! Hayret! Halbuki onlar, kamuoyunun oylarını kazanmak için son seçim kampanyaları sırasında helikopterlerle ülkeyi dolaşmışlardı. Ancak şuan onlar, insanların boğulduğu bir sırada televizyon kanallarında avurtlarını şişirmektedirler! Kapitalistler ile liderlerinin, hayattaki değerlerinin ve yoksulların hayatını göz ardı etmelerinin gerçek resmi işte budur.
Hizb-ut Tahrir, bir ideoloji ve hayat sistemi olan İslam'a davet eden siyasî bir parti olup hükümetin tebâsının maslahatlarıyla ilgilenmesi halinde durumun bu kadar kötü bir aşamaya ulaşmayacağına inanmaktadır. Zira hükümet, bu felaketlere karşı erken tedbirler almalıdır. Hatta insan, doğal olarak bu tür felaket olaylarını engellemeye güç yetiremese de ancak Allahu Teâlâ onlara, meydana gelen felaketleri hafifletmenin bir aracı olarak özel icraatlar koymak yoluyla önleyici tedbirler almalarını emretmiştir. Ancak geçmiş zamanlarda ülkenin birçok kesimlerinde şiddetli yağışlar meydana geldiği hava durumlarına rağmen hiçbir şey yapılmamıştır. Zira hükümet, bu bildirimleri göz ardı ederek bunlara karşı hiçbir icraatta bulunmamıştır! İslam'a gelince; bir ideoloji ve kapsamlı bir yaşam biçimi olması itibarıyla kamu işlerinin gözetim sorumluluğunu belirlemiş ve onu, bireylerin veya özel kuruluşların değil hükümetin sorumluluğuna vermiştir. Sonra İslamî Devlet, Yani Hilafet, yolların inşasını ve ulaşım araçlarının sağlanmasını garantilemektedir. Su taşkınları ve depremler gibi felaketler açısından olana gelince; İslamî Devlet, zarar gören tebâsı için Beyt-il Mâl'den para kullanacaktır. Bu, bir devletin tebâsına karşı olan sorumluluğudur, yoksa onun bir ihsanı değildir. Bir olay meydana geldiğinde Müslümanların Beyt-il Mâli'nde yeterli para bulunmamasına gelince; devlet, bu durumu çözmek için Müslümanlardan zengin olanlara bir defaya mahsus vergi koyar. Dolayısıyla dinine veya rengine veya bölgesine bakmaksızın Hilafet Devleti'nin tebâsını gözetme metodu işte budur. Çünkü o, İslam'ın hükümlerini gerçek anlamda tatbik edecektir.
Şaban Muallim
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Medya Temsilcisi
Doğu Afrika
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Doğu Afrika Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: Mob: +254(0737)606667 / +254(0717)606667 www.domainnomeaning.com |
E-Mail: abuhusna84@yahoo.com |