Hükümet ve Danimarka Halk Partisi 2019 bütçe görüşmelerinde “Göçmenlik politikası” ile ilgili bir dizi anlaşmayı imzaladı. 30 Kasım 2018’de Göçmenlik ve Entegrasyon Bakanlığı tarafından yapılan basın açıklamasında, “Geçicilik, Danimarka Göçmenlik politikasında anahtar sözcük olmalıdır.”denildi. Halk Partisi ise sözde bu “paradigma değişimi”ni memnuniyetle karşıladı.

Savaş ve sefaletten kaçıp Danimarka’ya sığınan insanlara yakın gelecekte daimî ikamet izni verilmeyecektir. Tersine, travma yaşamış insanların hayatları, bu politikalar yüzünden olabildiğince dayanılmaz ve yıkıcı hale getirilecektir! Danimarka’da aileler ile çocuklar arasındaki ilişki, oturma izni baz alındığında, bugün olankinden daha zayıf ve kırılgan olacaktır. Sözde “entegrasyon yardımı” “geri dönüş” yardımına dönüştü ve önemli ölçüde azaltıldı. Zaten şuan ki yardımlar, aileleri yoksulluk çukuruna itiyor.

Birkaç uzman, katı yasalara ilişkin şiddetli uyarılarda bulundu ve onların, artık geçici ve belirsizlik içinde yaşamak zorunda oldukları için mülteci ailelerini yıkacağına işaret ettiler. Ancak hükümet, “Danimarka’nın uluslararası yükümlülüklerine sınırlama getireceğini” söyledi. Öncelikle Müslümanların hayatının çekilmez hale getirilmesi için inandıkları değerlerin ihlal edilmesi ve böylece toplumun temellerinin dinamitlenmesi bu ülkede siyasi bir erdem haline gelmiştir

Kopenhag Üniversitesi’nde Ayrımcılık ve Eşit Fırsatlar Sosyal Hukuk Profesörü Kirsten Ketscher’e göre, “geri dönüş yardımı” bireylerin yiyecek, giyecek ve yaşamak için barınak gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamaz.

Danimarka Mülteciler Yardım Derneği, alınan önlemlerin ülkede daha da istikrarsızlığa, yoksulluk ve sosyal sorunlara neden olacağını ve bundan özellikle de çocukların etkileneceğini söyledi.

Bu yüzden bu sıkılaştırma sinyalleri ve siyasi gidişatın arkasındaki insanlık görüşü apaçık ortadadır. Savaştan kaçan çocuklar, geçim kaynakları yok edilerek ve yoksulluğa itilerek adeta cezalandırılıyor. Yarı açık kapı, Danimarka’da mülteci olarak yaşama olasılığı için tamamen kapatılmış oluyor. Bunların, Danimarka’nın son 17 yılda savaş uçakları ve askerleri ile katıldığı savaşlar ve çatışmalardan kaçan insanlar olduğu unutulmamalıdır.

Bu yeni yasalar, Danimarka’nın faşizme doğru bir adım daha attığı anlamına geliyor. İnsanların gözünde parlamenter çoğunluk, bozuk ve art niyetli bir yapı olarak tezahür etmektedir. Sömürgeci Avrupa zihniyeti bir kez daha iğrenç ve ikiyüzlü yüzünü gösteriyor. Müslümanlar ve “Batı dışı” ülkelerden gelen diğer insanlar, Batının agresif davranışlarını çok iyi biliyorlar. Batı, ülkelerini askeri, siyasi, ekonomik ve kültürel sömürgecilik ile yıkıma uğrattı.

Hizb-ut Tahrir / İskandinavya olarak biz, Danimarka’nın insanlık dışı göçmenlik politikalarını şiddetle kınıyoruz. Bu ülkede insanlık kaygısı olan herkesi, bu iğrenç adaletsizlik ve zorbalığa karşı çıkıp reddetmeye çağırıyoruz. Öte yandan Müslüman ülkelerde Nübüvvet metodu Râşidi Hilafetin kurulması için çalışmaya devam edeceğiz. Zira Hilafet, Batının müdahalelerine ve milyonlarca insanı yerinden yurdundan eden yıkıcı kapitalizme son verecektir.