حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Britanya
Medya Bürosu
No: BRu2013BAu20132010u2013MBu2013TRu20130018 |
H. 21 Şevvâl 1431 M. Cumartesi, 30 Ekim 2010 |
-Basın Açıklaması- İslami Liderliği, Pakistanlı Kadınların ve Çocukların Aciz Ardışık Hükümetler Tarafından İhmal Edilmesi Döngüsünü Kırmaya Davete Dönük Kadın Semineri
İngiltere'nin farklı kesimlerinden yüzlerce kadın, Zerdari'nin ve ardışık Pakistan hükümetlerinin kadınların ve çocukların ihtiyaçlarını temin etmedeki başarısızlıklarına karşı öfkelerini dile getirmek için 02 Ekim 2010 cumartesi günü bir seminerde bir araya gelecekler. Seminerde, bu ihmal ve acziyet döngüsünü kırmak için tamamen İslami ilkelere ve kanunlara dayanan alternatif bir liderliğe çağrıda bulunulacak.
Zihinlerde çok kötü iz bırakan Pakistan'daki sel felaketinden sonra milyonlarca Pakistanlı barınaktan, temiz içme suyundan, yiyecekten, etkin sağlık yardımından veya tıbbi tedaviden yoksun kalarak ölümcül hastalıkların yayılmasına yol açan tehlikeli koşullar altında yaşamaktalar. Nitekim Birleşmiş Milletler, 3,5 milyon çocuğun sıtma, kolera ve su yoluyla yayılan başka hastalık tehlikesi ile karşı karşıya olduğu, önümüzdeki altı ay içerisinde 100.000 çocuğun yetersiz beslenme yüzünden ölebileceği tahmininde bulundu. Yine Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Örgütü [UNFPA], evsiz barksız kalan milyonlarca kişiden 500.000'inin hamile olduğunu, bu kadınlardan yaklaşık 2000'inin günlük yeterli tıbbi yardım almaksızın büyük tehlikeler altında doğum yaptığını, bunun da kötü sağlık, yetersiz beslenme ve normal aşırı yoksulluk nedeniyle kan yetersizliği koşullarına bağlı ölüm olduğunu ifade etti. Hatta bazı kadınlar, herhangi bir barınak olmaması halinde yol kenarında doğum yapmaktadır.
Hizb-ut Tahrir / İngiltere Kadın Medya Temsilcisi Nesrin Nevaz, bu hususta şöyle bir değerlendirmede bulundu: "Ardışık Pakistanlı liderlerin siyasi ve ekonomik acziyeti, doğal bir felaketi bir insanlık felaketine dönüştürdü. Sel felaketleri ile boğuşan bir geçmişe sahip olup tarımın birçok vatandaşı için can damarı ve önemli bir gelir kaynağı sayıldığı bir ülkede ardışık hükümetlerin, ölüm oranlarını düşürmek, insanların arazilerindeki zararın boyutunu minimize etmek ve bir insanlık krizinin oluşmasını önlemek için selleri engellemeye ve kontrol altına almaya dönük uygun planlara sahip olmadaki becerisizlikleri düpedüz bir utançtır."
"Ülkedeki liderlerin insanların sıkıntılarına kayıtsız kalması utanç verici bir durumdur. Zira Pakistanlı Müslümanlar, sel sularında insan cesetleri çıkarırlarken Zerdari, Avrupa üzerinden seyahat etmenin ve Batılı liderlerle yemek ziyafetlerine katılmanın zevki sefasını sürmektedir. Çocuklar, kırıntılarla beslenip pis suları içerlerken o, en güzel yemekleri yeme zevkini yaşamaktadır. Pakistanlı anneler, yakıcı sıcakların altında yol kenarlarında doğum yaparlarken o, Pakistan'daki vergi mükelleflerinin ödedikleri paralarla 5 yıldızlı lüks otellerde müreffeh bir hayat yaşamaktadır. Pakistanlı Müslümanlar, seller içerisinde hayatlarını korumanın derdiyle boğuşurlarken Zerdari hükümeti, Amerika Birleşik Devletleri'nin isteği doğrultusunda kendi vatandaşlarına karşı savaşa girmesi için Pakistan ordusunu konuşlandırmayı sürdürmektedir. Zira Pakistan ordusu, kurtarma ve imar çalışmalarına katılmak yerine ölüm ve yıkım operasyonlarında kullanılmaktadır."
"Fesadın, yetersizliğin ve acziyetin bir Pakistanlı liderden öteki lidere miras bırakılması uzun bir süredir cereyan etmektedir. Pakistanlı Müslümanlar, uzun bir süredir vatandaşların geneline hizmet etmek yerine zengin ve siyasi elitlere hizmet etmeye amade edilmiş feodal despot siyasi bir rejimin rehini olagelmektedirler. Siyasi tabakayı korumaya ve onun kişisel çıkarlarını garantilemeye dayalı bu gerici rejim, ülkenin servetini halkını doyurmak için kullanmak yerine siyasilerin onun üzerinde aynen birer parazit gibi yaşamasına izin vermektedir. Ayrıca Pakistan liderleri, ümmetin paralarını İMF'nin ve Batılı güçlerin tasarrufuna vermek dışında herhangi ekonomik bir vizyondan mahrum kalmışlardır. Bu Batılı güçler, bunaltıcı kapitalist politikalardan insanların boyunlarına geçirdiği bir ekonomik kement oluşturmuş ve ülkenin servetlerini kurutasıya kadar sömürmüştür. Dış yardımlara olan bağımlılıkları ve ödemlerin ödemeleri ülkeyi tamamen ipotek altına almıştır."
"Hem askeri diktatörler hem de laik, sosyal ve kapitalist demokratlar, Pakistanlı kadınları ve çocukları ihmal etmişlerdir. Dolayısıyla ülke, birçok Pakistanlı nesil için yaygın bir örnek olan sefalet, yoksulluk ve muanat döngüsünü kıracak yeni köklü bir değişime muhtaçtır. Zira Pakistanlı Müslümanlar, bu bencil siyasilerden ve yaşlanmış siyasi rejimden daha güzel olana müstahaktırlar. İnsanların ihtiyaçlarına içtenlikle önem vermeyi, vatandaşlarının hayatını korumayı ve topraklarının egemenliğini savunmayı öncelikleri arasına koyacak bir nizama müstahaktırlar. Bu nizam ise mustazafların ve mazlumların saffında savaşacak aç karınları doyuracak, ümmetin ve tüm Müslümanların acılarını dindirecek bir liderliği ortaya çıkaracak olan Hilafet Devleti'dir. Hilafet Devleti, dış yardımlara olan bağımlılığa son verecek, ülkenin zengin kaynaklarını kendi kendine yeterliliği güçlendirmek için kullanacak, fakirliği bitirecek, olası doğal afetleri etkin bir şekilde idare etmek için devlet, teknik ve araştırma hizmetlerine cömertçe yatırım yapacak izzetli bir vizyona sahip bir nizamdır. İslam ümmeti, bunun daha azına asla razı olmayacaktır."
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Britanya Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: (+44) 070 74 – 19 24 00 www.hizb.org.uk |
E-Mail: media@domainnomeaning.com / press@hizb.org.uk |