حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Britanya
Medya Bürosu
No: BRu2013BAu20132013u2013MBu2013TRu201302 |
H. 2 Zilhicce 1435 M. Cuma, 26 Eylül 2014 |
Basın Açıklaması İngilizlerin 2014 Irak Askeri Harekâtı Hakkında
İngiliz Parlamentosu, 26 Eylül 2014 Cuma günü, ABD öncülüğünde Irak'a başlatılan hava saldırılarına katılma kararı aldı. Bu vesileyle biz, Hizb-ut Tahrir / Britanya Medya Temsilcisi Taci Mustafa'nın dile getirdiği şu noktalara dikkat çekmek istiyoruz:
1- Batılı müdahale, sadece daha fazla sorunlara neden olacaktır.
İslam dünyasına yapılan Batı müdahalesinin, yıllarca kaos ve yıkıma nedeni olduğu bilinen bir gerçektir. Yaklaşık yüzyıl önce İngiltere ve Fransa, sınırları ve çıkacak anlaşmazlıkların fay hatlarını masa başında belirlediler. Sonra İngiltere ve Fransa, Amerika Birleşik Devletleri ile birlikte o zamandan beri bölgeyi yöneten azgın yöneticilerin çoğunu bizzat kendileri atayıp onları her türlü tehlikelerden korudular. 1991 yılında çıkan Birinci Körfez Savaşı ve ardından konulan yaptırımlar yüz binlerce çocuğun ölümüne ve insani krize yol açtı. Onun ardından yüz binlerce insanı mağdur eden savaş patlak verdi. ABD ve İngiltere öncülüğünde 2003 yılında Irak'a başlatılan savaş, mevcut şiddete, etnik ve mezhepsel çatışmaya, bölünmeye neden oldu. Öyle ki ismi dışında Irak'ın hiç bir şeyi kalmadı. Yirmi yıl içinde çıkan üçüncü Irak savaşının, İslam dünyasının daha fazla parçalanıp bölünmesine yardımcı olacak katalizör görevi göreceğine inanıyoruz.
2- Daha fazla Batı hava saldırıları, Ortadoğu sorunları için çözüm değildir.
Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere'nin Tornado ve insansız hava araçları ile İslam dünyasını bombalamaları, bunun en açık ve net kanıtıdır. Onların müdahalesi sonucunda ölen masum erkek, kadın ve çocukların sayısı sayılamayacak kadar çoktur. Batılı güçler, Sykes-Picot sınırlarının yıkılmak üzere olduğunu görüyorlar. Bu nedenle nüfuzlarını korumak için Ortadoğu'nun haritasını yeniden çizmenin yollarını arayan Batılılar, kaos yarattılar. Hiç bir çözüm sunamadılar.
3- Müslüman dünyasındaki yöneticiler, utanma duygusunu kaybetmiş ve ümmetin işlerini umursamayan ikiyüzlü münafıklardır. Körfez ülkeleri, Irak'ın bombalanmasında Batının çıkarlarına hizmet etmek için adeta yarış atları gibi birbirleriyle yarışırlarken, Gazze'de Müslümanların katliamlarına sessiz kaldılar. Son üç yıldır Esed kendi halkını katlederken müdahale için gözle görülür ciddi hiçbir şey yapmadılar. Onların şuan koalisyona destek vermeleri, alçaklık ve rezaletlerini, gerçek bağlılıklarını, efendileri ve finansörlerinden bağımsız olarak çalışma yeti ve yeteneğine sahip olmadıklarını ortaya koyar.
4- IŞİD, pek çok şeyden sorumludur.
IŞİD, sahte Hilafet ilanı ile ilgili pek çok konulara cevap vermelidir. İslami gruplara karşı mücadeleye girerek, Suriye'de yarattığı ajitasyon, Esad rejimine karşı mücadeleden çok daha kötüdür. IŞİD'in hiçbir Batılı ülkenin emniyet ve güvenliği için bir tehdit teşkil etmediği açıktır. Ama ayrımcılık yapmadan işlediği katliamlar ve yarattığı kaos, askeri müdahale için zemin oluşturdu. Ve tüm dünyada İslam'ın itibarının karalanmasına olanak sağladı.
5- Müslümanlara bir mesaj
Müslümanlar ya IŞİD ya da Batının yanında yer almaları gerekir fikri saçma bir fikirdir. Müslüman, nerede olursa olsun İslami bakış açısıyla neyin doğru ve neyin yanlış olduğunu bilmelidir. Ve bu doğru tutum üzerinde sebat etmelidir. Yoksa futbol maçında olduğu gibi şu veya bunun yanında tarafsız durmamalıdır! Sürpriz ve ani kararla IŞİD'i dünyanın en büyük sorunu olarak gören Batının yanında yer alarak hayvanlar gibi olmamak için şu an sömürgeciliğin devam eden planlarını görmezden gelemeyiz. Üstelik bazı Müslümanların savaş propagandasını körüklüyor olmaları, gerçekten çok üzücüdür. Bunların, IŞİD'in cürümlerine verdikleri tepkiler, IŞİD ile diğer gruplar arasında çıkan çatışmaya, ya da Esed'in cürümlerine veya Siyonist işgalcinin Filistin'de işlediği cürümlere verdikleri tepkilerden çok daha büyüktür. Aynı zamanda IŞİD, hata yaptığı zaman onun hatalarına kılıf aramak da doğru değildir. Aksine böyle bir şeyin, Orta Doğu'da uzun vadede istikrarsızlık belirtisi olduğunu fark etmeliyiz. Müslümanlar, Batılı askeri müdahaleye karşı ideolojik bir duruş almalıdır. Bizim de yıllarca süren kaos ve güvensizlik ortamını sona erdirecek İslami alternatif çağrısında ideolojik bir duruşumuz olmalıdır. Ki o da Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafettir. Hilafet, zulmün değil, adaletin minaresi olacaktır. Ayrıca Hilafetin adını gasp edenlerin sahte iddialarını da şiddetle reddetmeliyiz.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Britanya Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: (+44) 070 74 – 19 24 00 www.hizb.org.uk |
E-Mail: media@domainnomeaning.com / press@hizb.org.uk |