Sonunda destansı “İnsanlığın Annesi”nin çirkin gerçek yüzü ifşa oldu. 28 Şubat 2019 Perşembe günü Bangladeş Dış Sekreteri Shahidul Haque, BM Güvenlik Konseyi’ne Bangladeş’in artık Myanmar’dan daha fazla Rohingyalı kabul edemeyeceğini bildirdi. ^{[The Guardian 1 Mar 2019]} Şeyh Hasina, Rohingya krizini “Tiranlık Annesi” imajını silmek için siyasi bir hedef olarak kullandıktan sonra şimdi “Rohingya” giysisini üstünden çıkarma kararı aldı.

Halk, en başından beri Hasina’nın çaresiz Müslümanlara içtenlikle yardım etme niyetinde olmadığını biliyor. Hükümet, halkın duyduğu sevgi ve sempati nedeniyle mültecileri kabul etmek zorunda kalmıştı. Hasina’nın, Rohingyalı sığınmacıları ülkeye almayan hükümetin insanlık dışı tutumunu kayıtsız şartsız desteklediğini hatırlıyoruz. 2012’de El Cezire’ye verdiği röportajda Hasina, “Bangladeş zaten kalabalık bir ülke. Bu yükü kaldıramayız... Onlar (Myanmar) onların vatandaşları. Bu yüzden vatandaşlarına nasıl davranacakları onlara kalmış. Başka bir ülkenin iç işlerine karışamayız. Böyle bir hakkım yok.” demişti. ^{[(bdnews24.com, 28 Jul 2012]} Sadece bununla da kalmadı. “Yaptıkları işler, mülteci akınını teşvik ediyor” diyerek Sınırsız Doktorlar (MSF), Açlığa Karşı Eylem (ACF) ve İngiltere Müslümanları Yardımları gibi uluslararası STK’ların Cox Bazar Rohingya mülteci kamplarındaki insani yardım faaliyetlerini yasakladı. ^{[El Cezire, 2 Ağu 2012]}

25 Ağustos 2017’de vatansız Rohingya Müslümanları tekrar soykırıma maruz kaldıklarında, Hasina, Bangladeş Sınırlı Muhafızları’na (BGB) soykırımdan kaçan Rohingyalıları geri denize itme talimatı vermişti. Fakat Hasina kurnaz bir siyasetçidir. Halk verilen bu talimata tepki gösterince, hemen Cox Bazar mülteci kampına bir ziyaret düzenledi ve burada yaptığı konuşmada sınırın açılacağını söyledi. “160 milyon Bangladeşliyi doyurabiliyorsak, 700 bin Rohingyalı mülteciyi de doyurabiliriz.” dedi. Sanki vahşet kurbanı Müslümanlar, açlıktan dolayı ona geldiler de! Yabancı efendileri “İnsanlığın Annesi” ödülünü Hasina’ya verdiler. Bu “Anne” Rohingyalı “Çocuklarını” gelişigüzel, bakımsız, derme çatma kamplarda kabul edilemez yaşam koşullarında tutuyor! Şimdi bu miadı dolan melodrama gerek kalmayınca, Hasina, Rohingyalı Müslüman mültecilere barınak sağlama konusunda sıfır tolerans gösterme gerçek tutumuna geri döndü.

Ey Müslümanlar!

Hizb-ut Tahrir, size Rohingya kadınlarının onurunu, vatansız Müslüman erkek ve kız kardeşlerinizin hayatını korumanın “yegâne” çözümünün Hilafeti yeniden kurmak olduğunu hatırlatmaktan asla bıkmayacaktır. Hilafet, gerçek bir kalkandır ve Allah’ın yeryüzündeki gölgesidir. Rakhine’deki mazlum ümmet, insani krizleri kullanarak ahlaksızca politikalar yürüten “İnsanlığın Annesi” ne muhtaç değil. Hayatlarını ve onurlarını korumak için güçlü ordusunu göndermek yerine top oynamak için kadın futbol takımını Myanmar’a gönderen “sahte anne” istemiyor! Dolayısıyla çaresiz Rohingya Müslümanları, böyle bir anne yerine Romalı bir askerin zulmüne maruz kalan Müslüman kadının çağrısına yanıt veren Halife Mutasım Billah gibi cesur bir lidere muhtaçlar. Mutasım, o ülkedeki bütün Müslüman kadınların namusunu korumak için barbar Roma ordusunu hezimete uğratarak Anadolu’daki Bizans kentini (Amuriye) fethetmişti.

Ey Müslümanlar!

Şuan Raşidi Hilafete her zamankinden daha çok muhtacız. Hilafet orduları, Batı emperyalizmin ürünü olan yapay “ulus-devlet” sınırları içinde hapsolmayacaktır. Varlığı insanlık için bir tehdit olan, katil ve günahkâr Myanmar ordusunu sadece Hilafet orduları hezimete uğratabilir. İslam Devletinin yöneticisi olan Halife, İslami dış politika yoluyla bunu yapabilecek tek liderdir. Bu yüzden sizi, Rakhine’deki sevgili ümmetimizin yaşadığı felaketin gerçek çözümüne destek olmaya, hain ve zalim Hasina’yı sonsuza dek yok etmek için el ele vermeye çağırıyoruz. O yüzden Raşidi Hilafetin yeniden kurulması için samimi subaylardan nusret yoluyla otoriteyi Hizb-ut Tahrir’e devretmelerini isteyin. Ebu Hurayra’dan rivayet edildiğine göre Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

السُّلطانُ ظلُّ اللَّهِ في الأرضِ، يَأوي إليهِ الضَّعيفُ، وبهِ ينتصرُ المظلومُ ومَن أكرمَ سلطانَ اللَّهِ في الدُّنيا أكرمَهُ اللَّهُ يومَ القيامةِ  “Sultan, yeryüzünde Allah’ın gölgesidir. Kullarından her mazlum ona sığınır. Onunla mazlum zafer bulur. Kim ona ikram ederse Allah da ona Kıyamet günü ikram eder.” ^[Buhari]