Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Avustralya
Medya Bürosu

No: AVL-BA-2024-MB-TR-02 H. 19 Zilka’de 1445
M. Pazartesi, 27 May 2024

Barbar İşgalci Yahudi Varlığı, Uluslararası Sistemin İçi Boş Refah Uyarısını Umursamamakta

İşgalci Yahudi varlığı, en savunmasız insanlara karşı benzersiz katliamlar işlemeye devam ediyor. Bu kez Refah’ta çadır kampında yerinden edilmiş kadın ve çocukları güdümlü füzelerle vurdu. Tüyler ürpertici sahnelerde çocukların, yerinden edilmiş ve sığınacak hiçbir yeri olmayan masum sivillerin parçalanmış bedenlerinin etrafa saçıldığı görüldü. Yahudi varlığı, hastaneleri ve diğer tüm altyapıyı bombalamaya ve tahrip etmeye devam ediyor. Siyonistler egolarını tatmin etmek, daha fazla kan dökmek ve Gazze halkına en büyük acıyı yaşatmak için su, gıda, ilaç ve elektriği bir silah olarak kullanıyorlar. Yer değiştirmeleri istenen savunmasız kadın ve çocuklara karşı kitle imha silahları kullanıyorlar. Yahudi varlığı, destekçileri uluslararası sömürgeci güçlerin güvenli olarak belirlediği bölgeleri hedef alıyor. Tüm bunlar, sözde “uluslararası toplum”un yaptığı sayısız boş uyarı ve kınama kararına rağmen gerçekleşiyor. Uluslararası sistem, yaraya tuz basmaktan başka bir işe yaramıyor. Eşi benzeri görülmemiş barbarlık işleyen yaramaz çocuğunun verdiği utançtan sadece itibarını kurtarma derdinde. Siyonistlerin destekçileri içi boş sözlerle kınamaktan öteye geçemiyorlar.

Başta Filistin olmak üzere topraklarımızda krizler üreten bu kurumlara hala bel bağlayan Müslümanlar var mı? Bir Müslüman, ülkemizi işgal eden, aramıza sahte sınırlar çizen, bizi zayıf tutmak ve milliyetçilikle meşgul etmek için renkli bayraklar ve garip kimlikler tasarlayan, ümmet üzerindeki askeri, kültürel, ekonomik ve siyasi hegemonyalarını sürdürmek için ülkelerine sadık zalim yöneticiler dayatan sömürgecilerden bir çözüm bekleyebilir mi? Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَلَا يَزَالُونَ يُقَاتِلُونَكُمْ حَتَّى يَرُدُّوكُمْ عَنْ دِينِكُمْ إِنِ اسْتَطَاعُوا“Onlar, güç yetirebilseler, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmaya devam ederler.” [Bakara 217]

Sömürgeciler, başta “iki devletli çözüm” olmak üzere sahte vaatlerle ümmetin dikkatini dağıtmaya çalışıyor. Avustralya’nın da bir parçası olduğu ve sorunu yaratan sömürgeci Batı, kendisini barış yanlısı olarak gösterme çabası içine girerek emperyalist hedefleri doğrultusunda bir çözüm önermekte. En büyük zaferi, ümmete Yahudi varlığının varlığını kabul ettirmek olacaktır. Böylece İslam topraklarının kalıcı olarak bir işgalciye teslim edilmesiyle hayati bir İslami hükümden vazgeçmiş olacağız. Ümmete, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın dini yerine insan yapımı sistemlerin yeryüzünde söz sahibi olduğunu kabul ettirmek büyük bir başarı sayılacaktır. Acınası zavallı ulus devletler, ümmetin bölünmesini pekiştirmekte, bariz yolsuzluklarına rağmen halen ümmete zorla dayatılmaktadırlar. Cani işgalcinin, Müslüman topraklarda bir “devlet” kurmasına, Müslüman toprakların kalbinde Batının “ileri üssü” ve ileri karakolu olmasına izni vermişlerdir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ لَا تُفْسِدُوا فِي الْأَرْضِ قَالُوا إِنَّمَا نَحْنُ مُصْلِحُونَ * أَلَا إِنَّهُمْ هُمُ الْمُفْسِدُونَ وَلَكِنْ لَا يَشْعُرُونَ“Bunlara, “Yeryüzünde fesat çıkarmayın” denildiğinde, “Biz ancak ıslah edicileriz!” derler. İyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat farkında değillerdir.” [Bakara 11-12]

وَكَذَلِكَ جَعَلْنَاكُمْ أُمَّةً وَسَطاً لِتَكُونُوا شُهَدَاءَ عَلَى النَّاسِ وَيَكُونَ الرَّسُولُ عَلَيْكُمْ شَهِيداً“İşte böylece sizin insanlığa şahitler olmanız, Rasûl’ün de size şahit olması için sizi mutedil bir millet kıldık.” [Bakara 143]

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Uluslararası Adalet Divanı ve Birleşmiş Milletler gibi kurumlar tarafından yapılan diğer tüm ürkek uyarılar da aynı minvaldedir. Bunlar, soykırıma yol verdikten sonra barış yanlısı kılığına bürünen asıl suçlulardır. Hayır, bu kurumlardaki en güçlü kişiler Siyonist varlığın Filistin halkına karşı yürüttüğü Holokost’u körükleyen kişilerdir.

Müslümanlar, görevleri ne kadar zor olursa olsun çözümü kendi içlerinde aramalıdırlar. Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya güvenerek, yalnızca Allah Subhânehu ve Teâlâ’yı razı eden şeylere bağlanmalıyız. Filistin’in işgali, İslami bir çözüm gerektiren İslami bir meseledir. Meşhur hadis doğrultusunda ümmet, bu münkeri değiştirmek için çalışmalıdır:

مَنْرَأَىمِنْكُمْمُنْكَراًفَلْيُغَيِّرْهُبِيَدِهِفَإِنْلَمْيَسْتَطِعْفَبِلِسَانِهِفَإِنْلَمْيَسْتَطِعْفَبِقَلْبِهِوَذَلِكَأَضْعَفُالْإِيمَانِ“Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir” [Müslim] Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

إِنَّ اللهَ لاَ يُغَيِّرُ مَا بِقَوْمٍ حَتَّى يُغَيِّرُواْ مَا بِأَنفُسِهِمْ“Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez” [Rad 11] Bu nedenle değişim, İslami metinlerin rehberliğinde ümmetten gelmelidir. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’den rivayet edildiğine göre

إِنَّمَاالْإِمَامُجُنَّةٌيُقَاتَلُمِنْوَرَائِهِوَيُتَّقَىبِهِ“İmam ancak bir kalkandır. Arkasında savaşılır ve onunla korunulur.” [Buhari] Bu hadiste Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem, kendimizi savunmamızı Hilafetin kurulmasıyla ilişkilendirmiştir. Fakat bize dayatılan mevcut hain yöneticiler, sömürgecilerin gölgesinden başka bir şey değildir. Sömürgecilerin mahkemelerine sıkı sıkıya bağlı oldukları defalarca kanıtlanmıştır. Ümmetin iradesini gasp ederek ümmetin güçlü unsurlarını, özellikle de profesyonel ordularını tüm kaynaklarıyla birlikte emirleri altına almışlardır. Herkes, İslami kabiliyeti dahilinde katliamı ve işgali durdurmak için elinden geleni yapmalıdır. Ancak orduların, savunmasız masum insanlara yapılan askeri saldırıya doğrudan yanıt verme sorumluluğu daha büyüktür. Eğer ordular harekete geçmezse, ümmet ordudaki evlatlarına sorumluluklarını hatırlatmalıdır. Her mitingde, her yemek masasında, çözümlerden bahsedilen her makalede, her camide, her çevrede ve her duada ortak bir çağrıdan bahsetmelidir.

Ümmet, yöneticilerin tahtlarını devirmek, Allah Subhânehu ve Teâlâ ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in emrettiklerine yönetecek ve Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in ümmetinin yüreğine şifa verecek olan Raşidi Halifeyi kurmak için askeri güçlere çağrıda bulunmalıdır. Yani, ümmetin arkasında savaştığı ve kendisini koruduğu bir İmam olmalıdır.

Ümmetin varoluşunun hayati önem taşıyan bir zamanda bu çağrının yapılmasının zamanı gelmiştir. Herkes, bu çağrıyı taşımalı ve desteklemelidir. Çünkü bu çağrı, belirli bir bireye veya gruba özgü bir çağrı değil, tüm klasik alimlerin üzerinde icma ettiği bir farzdır. Bu sadece ümmetin değil, insanlığın da şiddetle ihtiyaç duyduğu bir çağrıdır. İslam uygarlığı, seküler liberal kapitalizm altında çıldırmış bir dünyaya aklıselimi geri getirecektir. Gazze halkı bu yolun açılışını yaptı. Ümmet, çağrısını Allah’ın razı olacağı şeylere yönlendirmelidir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا للهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” [Enfal 24]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Avustralya
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: (+61) 438 000 465
www.hizb-australia.org
E-Mail: media@hizb-australia.org

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER