Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Müreffeh Yemen, Mevcut Nizâmın Gölgesinde Bedbaht Yemen'e Dönüştü

İslâm Nizâmı yerine küfür nizâmlarını tatbik eden, Yemen halkının genelini fakirleştiren, yeryüzünde fesat saçaduran ifsatçıları serbest bırakan, ülkeyi her türlü hırsızın ve tamahkârın yağması haline getiren, dizginleri ellerine geçirsinler ve yeryüzünü ifsat etsinler diye yabancı diplomatların, özellikle Amerikan ve İngiliz diplomatlarının ülkenin her tarafında dolaşmalarının ötesinde casusluk yapmalarına, sanki ülkenin gerçek yöneticileriymişçesine ülkeyi sarsarak müreffeh Yemen'i bedbaht Yemen'e dönüştüren, siyâsî ve ekonomik krizler çıkartmalarına izin veren Yemen'deki hâkim iktidar dâhil olmak üzere, tüm İslâmî beldelerdeki Müslümanların başlarına musallat olmuş iktidar çetelerinin hepsinin değiştirilmesi gerekmesine rağmen, köklü değişim hareketleri şer'î hükümler uyarınca olmalıdır, yabancı diplomatların, bilhassa Amerikan sefâretinin tâlimatları uyarınca değil!

Yemen'deki nizâmın; yabancı diplomatların ülkeyi dolaşıp Yemen'in içişlerine müdâhale etmelerine izin vermesi, bilhassa Amerikan büyükelçisinin bölge bölge dolaşmasına göz yumması, siyâsî ve ekonomik çözümler konusunda yabancı diplomatların önerilerine ve Dünya Bankası'nın reçetelerine başvurması ve insanların işleri hakkında dosdoğru riâyetin ortadan kalkması... zaten kötü olan siyâsî ve ekonomik durumun daha da kötüleşmesine, dolayısıyla siyâsî ve ekonomik çöküntünün doruk noktaya ulaşmasına, ordunun ve ümmetin mâsum evlatlarının canlarına kıyan menfur fırkacı-ayrılıkçı homurtuların ve dâhilî fitnelerin zuhûruna... neden oldu.

Meselâ; Amerikan büyükelçisi, Yemen nizâmının bozukluğunu, tüm Yemen halkına ve bilhassa Güney'e yönelik zulmünü ve kötü riâyetini istismâr etmiştir ki Güney'i Kuzey'den ayrılmaya teşvik edebilsin. Amerikan eski büyükelçisi Edmund Hull'ın el-Mukellâ'da "Hadramût, devlet dinamiklerine sahiptir" şeklindeki basından meşhur açıklaması, Amerika'nın Güney'e yönelik yaklaşımına en açık delildir. Öte yandan yönetimde merkezîlikten uzaklaşıp adem-i merkezîyete yöneliş gereğine işaret eden ve "Güney'de, ekonomiyi hızla baltalayabilecek müdafaa şeklinde bir isyanın" baş göstermesi olasılığından bahseden Amerikan raporları da vardır. İki Amerikan kuruluşu olan Heritage Foundation ve Wall Street Journal Gazetesi'nin birlikte yayınladığı ve Yemen'de 30.01.2008 tarihli 181 sayılı el-Vasat Gazetesi'nin alıntıladığı rapor bunlardan biridir, orada şöyle geçmektedir: "Geniş çaplı bir halk isyanının meydana getirilmesinin olası sonuçlarından biri de fakirlik oranının artmasına yol açmasıdır. Bu da güvenlik açısından bir başıboşluk oluşmasına ve bilhassa petrol kaynaklarına sahip bölgelerde tam bağımsızlığa varabilecek bağımsız devletçikler oluşturulması çabalarına neden olabilir."

İngiltere'nin hâlihazırdaki büyükelçisi Timothy Torlot, 16.02.2008 tarihli es-Sahve Gazetesi'ne yaptığı; "İngiliz Hükümeti, bu ülkenin bütünlüğünü yüzde yüz desteklemekte ve bu birliğin, Yemen'in siyâsî ve ekonomik çıkarlarına hizmet ettiğine ve bölgedeki rolünü güçlendirdiğine inanmaktayız" şeklindeki açıklamasına rağmen Yemen, birlik ve bütünlüğünü korumada İngiltere'ye asla güvenemez. Çünkü İngiltere, İslâm'ın ve Müslümanların apaçık düşmanıdır ve öylesine sinsidir ki kendi çıkarlarını korumak için çoğu zaman Amerika'nın yanında yer alırken pek çok kez de krizler sırasında dirsek çevirmiştir. Allah [Subhânehu ve Te'alâ] şöyle buyurmaktadır:

وَلاَ تَرْكَنُواْ إِلَى الَّذِينَ ظَلَمُواْ فَتَمَسَّكُمُ النَّارُ وَمَا لَكُم مِّن دُونِ اللّهِ مِنْ أَوْلِيَاء ثُمَّ لاَ تُنصَرُونَ  "Sakın zulmedenlere meyletmeyin! Yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka dostlarınız yoktur. Sonra Nusret de görmezsiniz." [Hûd 113]

İşte böylece Amerika, ülkenin kaynaklarına, bilhassa petrol ve doğalgaz gibi servetlerin zengini Güney'e tahakkümünü kolaylaştırmak üzere zayıflaması için ülkede ayrılık ve bölücülük akımlarını tahrik etmektedir.

Ey Yemen Halkı!

Yemen'in birliğini korumak, şer'î bir vecîbedir. Dahası Yemen ile birlikte tüm İslâmî beldelerin birlik ve bütünlüğünü korumak şer'î bir vecîbedir. O halde nizâmın bozukluğu gerekçesiyle ülkenin parçalanmasına çağrıda bulunan liderliklerin peşinden sürüklenmeyiz. Nitekim kimi öyle liderler vardır ki nizâmın bozukluğuna kendi ayrılıkçı düşüncelerini benimsetmek için çatarak doğru bir söz söyleyip bâtıl bir maksat taşımaktadırlar. Gerçekte bu nizâm, hem Kuzey hem de Güney halkına zulmetmiş, mallarını ve topraklarını gasp ederek çevrelerine, yandaşlarına ve şakşakçılarına vermiş, tüm insanlığı sefâlete sürükleyen kokuşmuş Demokratik Kapitalizm nizâmını ısrarla tatbik etmiştir.

وَمَنْ أَعْرَضَ عَن ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنكًا وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَى "Kim de Benim Zikrimden (hidâyetimden) yüz çevirirse şüphesiz onun sıkıntılı bir hayatı olacak ve Biz onu, Kıyâmet Günü kör olarak haşredeceğiz." [Tâ-Hâ 124]

Muhakkak ki insanlardan zulmü kaldırmak, hakları vermek, bu nizâmın münkerlerine karşı koymak ve onu, insanların işlerini İslâmî ahkâma göre sahîh gözetim ile gözetmeye zorlamak için bu nizâma karşı harekete geçilmesi... bütün bunlar Müslümanlara vâciptir. Bununla birlikte Yemen'in, her birinin başına, Kâfirlerin politikalarını yürütecek ve mevcut nizâmın fâsit icraatlarını infâz edecek ajan yöneticiler dikecekleri karton parçalara ve varlıklara ayrılması da câiz değildir. Zaten Kâfirlerin İslâm Âlemi'ni yaklaşık altmış parçaya ayırması, Ümmet'i envâi türde zillete, aşağılamaya, işkenceye mâruz bırakan, bir araya geldiklerinde Müslümanlar aleyhine fısıldaşan, dağıldıklarını birbirlerini boğazlayan, dolayısıyla ülkeleri ve halkları helâk eden ve bu kerîm İslâmî Ümmet'in utanç ve yüz karası olan ajanlarını Ümmet'in başına musallat ettikleri, yetmez mi?!

Ey Müslümanlar!

Hizb-ut Tahrir, Yemen'deki zâlim nizâmı değiştirmek için aranızda ve sizinle birlikte çalışmaktadır. Hem de İslâmî Âlem'de küfür hükümleri ile yönetilen zâlim nizâmların hepsini değiştirmek için çalışmaktadır ki yerlerine tek bir İslâmî Devlet kurarak İslâmî hayatı yeniden başlatabilsin. İşte o, evvelinde Rasûl-il Kerîm [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] ve ardından Râşid Halîfelerinin [RadiyAllahu Anhum] tatbik ettiği gibi İslâm'ı kâmilen tatbik edecek, insanlar üzerinden zulümleri ve karanlıkları kaldıracak, hakkı ve adâleti ikâme edecek, ülkeleri ve halkları kapitalizmin şerrinden kurtaracak, yeryüzünün dört bir köşesine hidâyeti ve hayrı taşıyacak ve dünyanın dizginlerini, Kâfir devletlerin elinden çekip alacak Müslümanların Halîfesi liderliğindeki İkinci Râşidî Hilâfet Devleti'dir ki böylece Hilâfet Devleti, insanlığı küfrün karanlıklarından İslâm'ın aydınlığına çıkaracak, Demokratik Kapitalist Küfür nizâmının zulmünü ve bedbahtlığını ilelebet söküp atmak üzere İslâm'ı âleme yayarak devletlerarası sahada birinci devlet mertebesine ulaşacaktır, bi-İznillah. Bunu, Sâdık-ul Masdûk [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] müjdelemişken, nasıl olmasın ki?

ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا جَبْرِيَّةً فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ، ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا، ثُمَّ تَكُونُ خِلاَفَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ، "Sonra Zorba Diktatörlük olacaktır. Allah'ın olmasını dilediği kadar olacak, sonra kaldırmayı dilediğinde onu da kaldıracaktır. Sonra (yeniden) Nübüvvet Minhâcı üzere [Râşidî] Hilâfet olacaktır"

O halde çalışanlar işte böylesi bir hayır için çalışsınlar.

وَاللّهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَـكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَعْلَمُونَ "Şüphesiz ki Allah, emrine ğâlibdir, muktedirdir. Velâkin insanların çoğu bunu bilmezler!" [Yûsuf 21]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Yemen Vilâyeti


H. 2 Rabi’-ul Âhir 1429
M.  Çarşamba, 09 Nisan 2008

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER