Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Hilâfet Facirler Eliyle Yıkıldığı Gibi Râşidî Hilâfet Salihler Eliyle Mutlaka Kurulacaktır

Hilâfet, 3 Mart 1924 günü üç yüz kişinin el kaldırmasıyla yıkıldığında, köhnemiş bir devlet kurumu kaldırılmış olmadı. Kaldırılan, İslâm'ın yönetim biçimiydi. Kaldırılan, İslâm ümmetinin koruyucu kalkanı ve siyâsî liderliğiydi. Kaldırılan, jeo-stratejik dengeleri sarsan merkezî odak noktasıydı.

Hilâfet İslâm'ın yönetim biçimidir zira Hilafet gibi bir devlet yapısı olmadıkça İslâm ideolojisinin hayatın her alanını kapsayan mükemmel nizamları ve hükümleri uygulanamaz, insanlığı aydınlatan nûr İslâm Dâveti, insanlık düşmanlarına karşı cihâd yoluyla dünyaya taşınamaz. Hilâfet olmadıkça İslâm'ın siyâsî-ideolojik karakteri kendini gösteremez, çığırından çıkmış yığınlar ıslah edilemez, her yanı kaplayan fesat, ifsat, zillet ve rezalet ortadan kaldırılmaz. Bugün içerisinde yaşadığımız hayat, içerisinde bulunduğumuz toplum ve devlet bunun en açık kanıtıdır. Her tarafı küfür, haram ve fısk sarmıştır. Bu iğrençliği, bu rezaleti, bu Allah'a isyanı temizleyip yok edecek başka bir çözüm var mı?

Hilâfet İslâm ümmetinin koruyucu kalkanı ve siyâsî liderliğidir zira İslâm Müslümanların tek bir siyasi liderlik altında birleşmelerini, tek bir halîfeye bey'at vermelerini, topraklarını tek bir çatı altında bütünleştirmelerini emretmiştir. Bugün Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve Rusya gibi dünyanın lider siyasi varlıkları da pek çok devletin birleşmesi sonucu oluşmuştur. Nitekim birliktelikte kuvvet, ayrılıkta zafiyet vardır. Buna karşın Müslümanlar, İslam'ın emrine rağmen elli küsur parçaya bölünerek zayıflamışlar, savunmasız ve korunmasız kalmışlardır. Bunun içindir ki Müslümanların toprakları işgal edilebilmektedir, Müslümanların servetleri yağmalanıp sömürülebilmektedir, Müslümanların inançlarına ve değerlerine saldırılabilmektedir, Müslümanların evlatlarına işkence edilip hapsedilebilmektedir, Müslümanların masum kanları sokaklara akıtılabilmektedir. Tarih, Hilafet'in Müslümanların canlarını, mallarını, topraklarını, kutsallarını ve değerlerini, dünyanın zorba güçlerine ve zalim krallarına karşı nasıl kahramanca savunduğunun örnekleriyle doludur.

Hilâfet jeo-stratejik dengeleri sarsan merkezî odak noktasıdır zira Hilâfet'in üzerinde kurulu bulunduğu İslâmî topraklar, dünyanın en stratejik coğrafyasıdır, dünyanın en zengin doğal kaynaklarını içermektedir, dünyanın en hayati geçiş yollarının kesişme noktasıdır. Hilâfet'in yeniden kurulması demek, çok kısa zamanda birinci devlet konumuna yükselme potansiyeline sahip yeni bir süper devletin doğması demektir, muazzam iktisadi servetleriyle dünyanın en büyük ekonomisinin vücut bulması demektir, İslâmî toplumun sahip olacağı yüksek İslâmî değerler, mükemmel insani ve toplumsal ilişkiler, pislikten ve rezaletten arındırılmış pırıl pırıl İslâmî atmosferiyle dünyanın en müreffeh ülkesinin insanlıkla tanışması demektir, küresel kapitalist sömürgeciliğin dünya hakimiyetinin sona ermesi, tarihin karanlık çöplüğüne karışması demektir, artık zalimin mazluma öyle pervasızca zulmedememesi demektir. Zenginin zenginliğine zenginlik katarken, fakirlerin açlıktan kırılmasına göz yumulmaması demektir. İnsanların güvenli ve huzurlu bir atmosferde İslâm hidâyetinin fazlından ve bereketinden hayat bulması, yaratılış gayesi olan kulluk ekseninde Rabbinin rızası yolunda hayatını şekillendirmesi demektir.

İşte o 3 Mart 1924 günü kaldırılan Hilâfet oradaki bir avuç zavallının idrakinden çok daha yüce, çok daha muazzam, çok daha mükemmeldir. Fakat artık İslâmî ümmet, Allah'ın lütfü ve inayetiyle uyanmış, Hilâfet'in yerini ve değerini kavramış, bütün özlemiyle onu beklemektedir. Son günlerde Arap beldelerinde şahit olduğumuz değişimler, ümmetin köklü değişime ne kadar hazır olduğunun, kâfirlerin bu değişimden ne denli korktuklarının canlı örnekleridir. Allah'ın izniyle köklü değişim sanıldığı kadar uzak değildir ve Nübüvvet Minhâcı üzere Râşidî Hilâfet Devleti ansızın kurulma yolundadır. وَمَا ذَلِكَ عَلَى اللَّهِ بِعَزِيزٍ "Muhakkak ki bu, Allah'a hiç de zor değildir." [İbrâhîm 20]

İşte ey Türkiye'deki Müslüman halk, Hizb-ut Tahrir sizin içinizde ve sizinle birlikte yeryüzünün doğusuna ve batısına hayrı taşıyacak bu farziyeti ikame etmek için gece gündüz çalışmaktadır. Bütün iftiralara, karalamalara, tehditlere ve saldırılara rağmen bu büyük hakikati haykırmaya ve ona davet etmeye devam etmektedir.

Haydi, sizler de bu hayırlı partinin haykırdığı hakikate kulak verin,

Haydi, sizler de bu hayırlı partinin sizlere hayat verecek davetine icabet edin.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Ey imân edenler! Allah ve Rasulu sizi, size hayat verene çağırdığında icâbet edin. Bilin ki Allah kişi ile kalbi arasına girer ve siz muhakkak O'nun huzurunda toplanacaksınız. [el-Enfâl 24]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Türkiye Vilâyeti


H. 27 Rabi-ul Evve 1432
M.  Cuma, 04 Mart 2011

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER