بسم الله الرحمن الرحيم
Kahire'deki Suriyeli Muhalifler Konferansı'nın Hedefi; Cenevre Konferansı'nın Önündeki Yolu Açmak ve Suriye'nin Muhlis Evlatlarının Yolunu Kesmektir
02-03.2012'de Kahire'de, laik eğilimli Suriyeli dış muhalefet, şöhreti Suriye konusunu ele alan ve Amerika'nın Suriye'ye dönük bir çözüm koyduğu 30.06.2012'deki uluslararası Cenevre Konferansı'ndan uzak bir konferans düzenlemiştir. (Hatta bu çözümün ayrıntılarında Mısır modeline dayanıldığı belirtilmiştir.) Nitekim bu konferansın, Cenevre Konferansı'nın tamamlayıcısı ve destekleyicisi olması istenmektedir. Bu nedenle konferansın hedefinin, Beşar rejiminden sonraki sürece dair ortak bir vizyon geliştirmek olduğu ilan edilmiştir. Şöyle ki; bu konferansın kararlarının, Cenevre Konferansı'nda alınan kararlarla mutabık olması gibi. Gerçekten de bu konferansın sonuç bildirgesinde daha önceden hazırlanmış kararların çıkması, üzerinde mutabık kalınanların ilan edildiğinin kanıtıdır. Ardından da gelinip bu iki konferans arasında bir mutabıklığın olduğu yalanlanmaktadır. Dolayısıyla bu kararlarda iki hususun olduğu ortaya çıkmıştır ki o da şunlardır:
1- Bu kararların, Cenevre Konferansı ile mutabık olması. Zira rejimin, rejimin başı ve sembollerine kadar bütünüyle düşürülmesinden feragat etmelerinin yanı sıra "siyasî muhalefet, ayaklananlar, fiili otorite ve elleri Suriyelilerin kanlarına yada kamu mallarını yağmalamaya bulaşmamış olan kimseler arasındaki mutabakatla ilgili çalışmaları yürütecek bir hükümetin oluşturulmasını" talep ettikleri gibi aynı şekilde aynen Cenevre Konferansı'nda talep edildiği üzere adalet, demokrasi ve çoğulculuğun olduğu Suriye'nin geleceğine dönük anayasal temel olacak Milli Ahit Vesikası ele alınmıştır.
2- Bu kararlar, bu dış muhalefetin Suriye halkının fikrinden, hissinden ve acılarından uzak olduğunu ifşa etmesinin yanı sıra ona Sykes-Picot zihniyeti tahakküm ettiği gibi onunla ajan yöneticiler arasından hiçbir fark da yoktur. Zira insanlara daha çok onun, kendisi için gerekli finansmanı ve saptırıcı çağrıları hazırlayıp kuşkulu hedefleri çizen uluslararası irade ve bölgesel gözetim yoluyla oluşturulduğu bildirilmektedir. Dolayısıyla buda açık bir şekilde onun, hiçbir şekilde ayaklanan insanları temsil etmediğini gösterdiği gibi aynı zamanda onun komplonun bir parçası olduğu da görünmektedir.
Ey İslam'ın Şam'ındaki Ayaklanan Müslümanlar!
Başta Amerika olmak üzere Batılı şeytanlar ile onlar birlikte olan onların türettikleri bölgedeki hain rejimler ve onların kuyrukları olan dış muhalefet temsilcileri... kanlarınızı, hem dünyada hemde ahirette zayi etmek istemektedirler. Dolayısıyla Hizb-ut Tahrir olarak bizler sizleri, konferanslarını, fikirlerini ve Beşar'ın gitmesinin ardından sizlere dayatmak istediği demokratik sivil devlet olan hayat sistemini reddettiğinizi ilen ederek bu despot Batı'ya bir şamar indirmeye davet ediyoruz. O halde gayenizin, Hilafet Devleti'ni kurarak Rabbinizin ve yaratıcınızın razı olacağı İslamî hayatı yeniden başlatmak yoluyla Allahu [Subhânehu ve Te'âla]'nın rızasını kazanmak olduğunu ilan ediniz, size yönelik komplo hareketini besleyen dış muhalefetin yolunu kesiniz, onları en sonuncusuna kadar kaldırıp atınız ve Rabbinize, dininize, Nebiniz Muhammed [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'e, onun Raşidi Hilafet olan müjdesine ve Şam'ın Hilafet'in merkezi olacağına güveniniz.
Ey İslam'ın Şam'ındaki Kuvvet Ehlinin En Hayırlısı Olan Ensarlar!
Ey muhlis ordumuzun komutanları ve ey ebrar ordumuzun askerleri! Şüphesiz bizler, kendisinden dolayı Rabbinizin ve ümmetinizin sizleri muhasebe edecekleri sorumluluğunuzun önüne şunları koymaktayız; halkınızı koruyunuz, onlardan mücrim Beşar tagutu ile onun arkasındaki küfür ve zalim devletlerin şerrini defediniz ve tagutu, efendisini ve çetesini alt üst edecek kapsamlı sahih bir değişim için acilen harekete geçiniz. Ey öncülük eden cesurlar, özellikle Cenevre Konferansı, onu takip eden bu Kahire Konferansı veya 06.07.2012 Cuma günü Paris'te düzenlenecek olan "Suriye Halkının Dostları Gurubunun" görüşmesi veya bunun ardından Rusya'da düzenlenecek olan buna benzer diğer konferansın ardından muhlisler için zaman daralmaya başlamıştır. O halde Hizb-ut Tahrir'e nusret vererek bu değişimi Allah'ın şeriatını tatbik etmek için yapınız. Zira çok iyi biliniz ki; şayet Allahuteala küçük mümin bir guruba nusret vermek isterse bunu hiçbir kimse engelleyemeyeceği gibi şayet bir takım kavimleri de rezil etmek isterse de yeryüzündeki bütün herkes onları desteklese bile onların güçleri Allah'a karşı hiçbir fayda sağlamayacaktır. Zira Allahuteala, şöyle buyurmuştur: إِن يَنصُرْكُمُ اللّهُ فَلاَ غَالِبَ لَكُمْ وَإِن يَخْذُلْكُمْ فَمَن ذَا الَّذِي يَنصُرُكُم مِّن بَعْدِهِ وَعَلَى اللّهِ فَلْيَتَوَكِّلِ الْمُؤْمِنُونَ "Allah size yardım ederse artık size üstün gelecek hiç kimse yoktur. Eğer sizi bırakıverirse ondan sonra, artık size kim yardım eder? O halde müminler ancak Allah'a tevekkül etsinler." [Âl-i İmrân 160]
Biz tebliğ ettik değil mi... Ey Allah'ın Sen şahit ol.
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti
H. 15 Şa'bân 1433
M. Perşembe, 05 Temmuz 2012