Perşembe, 26 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Amerika, Şam-Suriye'de Hilafet'in Kurulmasını Engellemek İçin Rusya İle "İttifak Etmektedir"

Geçen 2011 yılının Mart ayından bu yana Şam-Suriye'deki Müslümanlar, Amerika'nın yaklaşık kırk yıl önce otoriteye getirdiği Beşar ve iktidardaki Esad ailesinden oluşan yöneticilerine karşı ayaklanmaktadırlar. Zira geçen  on yıllar boyunca Esad rejimi, Suriye'de sosyalizm ve kapitalizmin olduğu küfürle hükmetmekte, özellikle İslam'a davet edenler olmak üzere halka merhametsizce baskı uygulamakta ve ister Yahudi varlığı için Golan Tepeleri'nden feragat etmek şeklinde olsun isterse Amerika'nın Irak'ı işgal etmesine destek vermek şeklinde olsun Amerika'nın bölgedeki planlarına destek vermektedir. Bundan dolayı insanların öfkesi patlama derecesine gelecek kadar büyümüş ve İslam'ı talep ederek sokaklara dökülmüşlerdir. Nitekim onlardan bir çoğu da "Halk Yeniden Hilafet'i İstiyor" sloganını tekrarlayıp durmaktalar, siyah râyeleri ve beyaz livaları yükseltmekteler ve bu şekilde Hilafet Devleti'nin kurulmasını arzulamaktadırlar.

Amerika, Hilafet'in geri dönmesinden çok korktuğu için ayaklanmayı merhametsizce bastırsın diye Beşar'ın elini serbest bırakmakta ve Beşar rejimi, şehirleri ve köyleri yıksın, kadın, yaşlı ve çocuk demeden on binlerce kişiyi doğrasın, şebbihaları da erkeklere işkence etsin, kadınların ırzına geçsin, çocukları analarının kucaklarından kaçırsın ve gençleri tutuklasınlar diye de ona daha fazla zaman vermektedir.

Bununla birlikte Beşar rejimi, ayaklanmanın ilerlemesini durdurmakta başarısız olmuş, rejiminin sütunları çökmeye başlamış, birçok siyasî ve askerî liderler ile Silahlı Kuvvetleri'ndeki on binlerce kişi Şam tagutundan ayrılarak şu anda taguta karşı halkın yanında yer almış ve ayaklanma, rejimin üzerinde hakimiyet kurmasıyla övünüp durduğu Şam ve Halep'teki iki ana kalelerine ulaşıncaya kadar yayılmıştır.

Şayet Amerika, Beşar'ın alternatifini çıkarmaya muktedir olabilseydi Şam'dan daha önce tagutlarına karşı ayaklanan diğer Arap ülkelerindekileri kaldırıp attığı gibi onu da kaldırıp atardı. Bundan dolayı Amerika, alternatif buluncaya yada türetinceye kadar mühlet üzerine mühlet vermektedir... Zira Hilafet Devleti ilan edilip yönetime İslam ulaşacak diye Amerika'yı, dahası tüm sömürgeci kafirleri korku sarmıştır. Bundan dolayı onun, her birinin kullanmış olduğu üsluplar farklı olsa bile gizli ve açık olarak Beşar'ı desteklemek için Rusya ile anlaşma yaptığı görülmektedir... Hakeza Amerika, Hilafet'in geri dönüşü korkusunu Rusya ile paylaşmaktadır. Nitekim Rusya, Hilafet'in geri dönüşünü engellemek için son zamanlarda Orta Asya ülkelerinde uzun turlara dalmıştır. Bundan dolayı Rusya, aynen Hilafet ile savaşmak için Birinci Dünya Savaşı'nda Fransa ve İngiltere ile ittifak ettiği gibi Amerika ile gönülden ittifak etmektedir. Nitekim 18 Haziran 2012'de Los Cabos / Meksika'da Amerika ile Rusya Devlet Başkanları Obama ve Putin arasında yapılan toplantıda Amerika, Rusya'nın önüne Suriye'nin kapılarını açmış olup bugün Rusya, Beşar Esad'a alenen istihbarat ve askerî destek vermek yoluyla Amerika'ya destek vermektedir. Aynı zamanda Amerika da sahne arkasından onu desteklemekte ve Beşar rejimi için daha fazla zaman kazanmaktadır.

Adeti olduğu üzere Amerika, amacına destek vermeleri için ümmet içerisindeki askerî ve siyasî liderlikte bulunan hainlere çağrıda bulunmaktadır. Hatta bu liderlikler, Suriye'deki Müslümanlara yardım etmek, en kısa zamanda Hilafet Devleti'ni kurmak ve İslam ülkeleri üzerindeki Amerikan hegemonyasına bir darba indirmek için ümmet içerisinde yaklaşık altın milyon askerin olduğu büyük bir kuvvete sahip olmalarına rağmen bu liderlikler, İslam'a ve ehline karşı olan savaşlarında kafirlere yardım etmeyi tercih etmişlerdir. Zira Beşar'a verilen mühleti haklı çıkarmak, dahası İran'ın yaptığı gibi onu askerî olarak savunmak için bölgesel, Arap ve Türk istihbaratların hepsi birden seferber olmuşlardır!

Pakistan yöneticileri açısından olana gelince; Amerika'ya kölelik mefhumu arkasında yürümektedirler. Zira onlar, asrın büyük ihanetine katkıda bulunmak istemektedirler. Sanki bu liderliğin, Pakistan'da Hilafet için çalışanlara savaş açtıkları, Tuğgeneral Ali Hân gibi İslam'a destek veren muhlis subaylara zulmetmelerinin yanı sıra Hizb-ut Tahrir Resmî Sözcüsü Navit Butt gibi Hilafet Devleti'ne davet eden muhlis siyasilere zulmettikleri yetmiyormuş gibi. Dolayısıyla onlar, güçleri yettiğince Amerika ile onun Rusya ile olan yeni ittifakına bağlı kalmak yoluyla cehenneme girmelerini pekiştirmek için çalışmaktadırlar. Nitekim 20. Temmuz 2012'de Pakistan yöneticileri, Birleşmiş Milletleri'nin yeni önerisi hakkında Amerika'nın müttefiki Rusya ile işbirliği yapmak için alelacele siyasî bir heyet göndermişleridir. Ardından 29 Temmuz'da yöneticiler, Pakistan Büyükelçisi'ni Suriye Enformasyon Bakanı ile görüşmesi için Suriye'ye göndermişlerdir. Bunu ise Pakistan, Suriye ayaklanmasına yönelik medya ortamına hakim olmak ve bu yolla Amerika ile Rusya'nın rolü hususunda insanları saptırmak için yapmaktadır. Ardından Pakistan İstihbarat (ISI) Başkanı Zahir el-İslam'ın, 2012 Ağustos ayının başı ile aynı ayın üçü arasında Amerika'ya yönelik ziyareti gerçekleşmiştir. Ayrıca İstihbarat Ajansları, Amerikan-Rus ittifakının gerçeği hususunda orduyu saptırmak için Silahlı Kuvvetleri'nin içerisinde bir propaganda kampanyası yürütmek için seferber olmuşlardır. Sonra 03. Ekim 2012'de Amerika, Amerikan-Rus ittifakını daha da güçlendirmek için has ajanı General Keyâni'yi efendileri adına Rusya'ya göndermiştir.

Ey Pakistan'daki Müslümanlar!

Suriye'de Hilafet'i kurmak için yükselen seslere karşılık bizim, Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in şu kavline icabet ederek dünyanın yedinci büyük ordusuna ve nükleer silaha sahip olan Silahlı Kuvvetlerimizi onlara yardım etmeleri için göndermek yoluyla onlara yardım elimizi uzatmamız gerekmektedir:

مَا مِنِ امْرِئٍ يَخْذُلُ امْرَأً مُسْلِماً عِنْدَ مَوْطِنٍ تُنْتَهَكُ فِيهِ حُرْمَتُهُ وَيُنْتَقَصُ فِيهِ مِنْ عِرْضِهِ إِلاَّ خَذَلَهُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ فِى مَوْطِنٍ يُحِبُّ فِيهِ نُصْرَتَهُ، وَمَا مِنِ امْرِئٍ يَنْصُرُ امْرَأً مُسْلِماً فِى مَوْطِنٍ يُنْتَقَصُ فِيهِ مِنْ عِرْضِهِ وَيُنْتَهَكُ فِيهِ مِنْ حُرْمَتِهِ إِلاَّ نَصَرَهُ اللَّهُ فِى مَوْطِنٍ يُحِبُّ فِيهِ نُصْرَتَهُ "Mukaddesatının çiğnendiği ve onurunun aşağılandığı bir yerdeki bir Müslümanı yüz üstü bırakan hiçbir kimse yoktur ki Allah Azze ve Celle de o kimseyi, nusret vermekten hoşlandığı bir yerde yüz üstü bırakmış olmasın. Onurunun aşağılandığı ve mukaddesatının çiğnendiği bir yerdeki bir Müslümana yardım eden hiçbir kimse yoktur ki Allah'ta o kimseye, nusret vermekten hoşlandığı bir yerde nusret vermiş olmasın." [Ahmed rivayet etti]

Ancak çok iyi biliniz ki siyasî ve askerî liderlikteki hainler, Suriye'deki Müslümanlara destek vermek için Silahlı Kuvvetlerimizi seferber etmemekteler, bilakis bunun aksine onlar, Birleşmiş Milletler bayrağı yada diğer her hangi bir küfür bayrağı altında dünyanın dört bir tarafında Amerikan hegemonyasını pekiştirmek amacıyla askerlerimizin kanlarını dökmek için hazırlanmaktadırlar. Ayrıca onlar, Amerikan üslerini, Büyükelçiliklerini ve ikmal hatlarını garantilemek ve korumak yoluyla Amerika'ya yardım etmek için hazırlanmaktadırlar. Ancak İslam'ı ve Müslümanları savunmak için kıllarını dahi kıpırdatmamaktadırlar. Nitekim onlar, sadece Hilafet'in buraya, yani Pakistan'a ulaşmasını engellemek için mücadele etmemekteler, bilakis Hilafet'in herhangi bir yerde kurulmasını engellemek için deniz aşırı yerlerde de mücadele etmektedirler. Dolayısıyla bizim üzerimize düşen, Silahlı Kuvvetlerimizin Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in hadislerinde övdüğü Dâr-ul İslam'ın merkezi olan Şam halkına destek verme rolünü gerçekleştirmektir.

عُقْرُ دَارِ الإِسْلامِ بِالشَّامِ "Dâr-ul İslam'ın merkezi Şam'dır." [Taberâni el-Kebîr'de rivayet etti]

أَلاَ وَإِنَّ الإِيمَانَ حِينَ تَقَعُ الْفِتَنُ بِالشَّامِ "Dikkat edin! Fitne koptuğu zaman iman Şam'dadır." [Ahmed rivayet etti]

Aynı şekilde şöyle buyurmuştur:

طُوبَى لِلشَّامِ فَقُلْنَا: لِأَيٍّ ذَلِكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ؟ قَالَ: لِأَنَّ مَلَائِكَةَ الرَّحْمَنِ بَاسِطَةٌ أَجْنِحَتَهَا عَلَيْهَا "Şam'a ne mutlu! Dedik ki; bu mutluluk nereden geliyor ey Allah'ın Resulü? Buyurdu ki: Çünkü Rahman'ın melekleri onun üzerine kanatlarını germektedir." [Tirmizi rivayet etti]

Ey Pakistan Silahlı Kuvvetlerinin Subayları!

Artık İslam ümmeti uyanmıştır ve asla bir kez daha ikinci bir uykuya dönmeyecektir. İşte o, fedakarlıklar yapmakta olup Allah emrini yerine getirinceye kadar da buna devam edecektir. Nitekim onun hakka ulaşmak için gösterdiği cesareti ve azmi, Amerika'nın korkmasına ve Hilafet'in geri dönüşünü durdurmak için çabalarını iki katına çıkarmasına neden olmuştur. O halde bu, hedefine ulaşması amacıyla bu ümmete destek veren savaş adamları olmanız için bir ilham kaynağı değil midir? Artık kanlarınız hususunda ifrata kaçan, silahlarınızı ve mukadderatlarınızı kötüye kullanan Keyâni, Zerdâri ve bir avuş şebbihayı ortadan kaldırmanın zamanı gelmiştir. Çok iyi biliniz ki mesele, şayet Hilafet'i kurması için Hizb-ut Tahrir'e nusret verirseniz sadece birkaç saat alacaktır. Sonra bu nusretinizle Müslümanlar izzet bulacak ve sizler için de bir bağışlanma ve büyük bir ecir olacaktır.

يَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَيُدْخِلْكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ وَمَسَاكِنَ طَيِّبَةً فِي جَنَّاتِ عَدْنٍ ذَلِكَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ وَأُخْرَى تُحِبُّونَهَا نَصْرٌ مِنَ اللَّهِ وَفَتْحٌ قَرِيبٌ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِنِينَ "İşte bu takdirde O, sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altından ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte en büyük kurtuluş budur. Seveceğiniz başka bir şey daha var: Allah'tan nusret ve yakın bir fetih. Müminleri  müjdele." [Saf 12 13]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti


H. 21 Zilka’de 1433
M.  Pazar, 07 Ekim 2012

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER