Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Hizb-ut Tahrir'den, Pakistan'daki Amerikan Uşağı General Keyâni'ye Açık Bir Mektup

Selam, hidayete tabi olanların üzerine olsun,

Bu mektubu sana, sen ülkenin Doğu, Batı ve bu ikisi arasındaki Pakistan sınırları üzerinde daha fazla tehlikelere maruz kalması için yeni girişimlerde bulunmak üzereyken gönderiyoruz. Bu mektubu sana, Bin Ali ile başlayan ve şimdi de sıra Beşar Esad'a gelen tagut yöneticileri teker teker devirmek için ümmetin işini kesinleştirdiği ve Hilafet'i kurma yolunda olduğu bir vakitte yazıyoruz. Bizler sana, kafir Amerika'ya hizmet eden ve Pakistan'daki sömürgeci rejimi koruyan bir Devlet Başkanı olman sıfatınla sesleniyoruz. Halbuki bu rejim iktidara, ümmetin kendi isteğiyle verdiği şeri biat yoluyla gelmemiş, bilakis gerek Amerikalıların olduğu dış destek yoluyla gerekse Amerika'nın direktifleri ve emirleri uyarınca gelmiştir. Zira onlar, bu rejimi korumana mukabil ihanet içerisinde profesyonelce hizmet ettiğin dönem boyunca sana ödül vermişlerdir.

Nitekim Amerika'dan övgüler kazanırken Allahu [Subhânehu ve Te'âla]'nın öfkesini kazandın. Hatta Amerika seni, ajanlar pazarından kendisine ajan olarak seçmeden önce ve selefin Müşerref'in zamanından bu yana, Amerikan askerî gücü ve istihbaratının sınırlarımız içinde görülmemiş bir düzeyde dayanak oluşturması için on küsur yıl boyunca onun sağ kolu oldun. Dolayısıyla sen, bölge kapılarının Amerika'ya açılması hıyanetinde Müşerref'in ortağısın. Buda hava geçitlerine, kara yollarına ve Afganistan işgali için Amerika'nın ihtiyaç duyduğu üslere izin verilmesi sayesinde ümmetin kaynaklarının ona karşı kullanılması yoluyla olmuştur. Ayrıca Amerika, Kabileler Bölgesi'ndeki cesur Müslümanlara saldırdığında sen, Pakistan İstihbarat Birimi'nin başkanıydın ve ümmetin mukadderatının bizzat kendisine karşı kullanıldığı maliyetli bir savaş haline gelen Kabileler Bölgesi'ndeki fitne kanlı savaşın başlangıcı olan Mescid-il Ahmar ve Hafsa Üniversitesi katliamının anahtarı sen oldun. Dahası Silahlı Kuvvetleri'nin, kafir işgalcilere karşı mücahitlerle tek bir saf halinde durması yerine, evet bunun yerine binlerce Müslüman asker ve on binlerce Müslüman siviller sayesinde meşru olmayan işgalin yanı sıra Kur'n-ı çiğneyen, şehitlerin cesetlerine bevleden, çocukları katleden ve namusları kirleten vahşi işgalci güçleri korumak için yardımcı oldun.

Hindu düşman boyutuna gelince; sen ve Müşerref, Keşmir'deki Müslümanlardan vazgeçtiniz ve işgalci Hindu güçlere karşı cihadın bir cürüm olduğunu açıkladın! Dolayısıyla sen, Müslümanlara karşı Hinduların planlarını güçlendirenlerden oldun. Nitekim senin yardımların sayesinde efendin Amerika'nın ardından Hindu düşmanı da Belucistan ve Kabileler Bölgesi'ndeki siyasî durumları istismar etmeye başlamasının yanı sıra Hindistan, zarara yol açabilecek olan mücavir Afganistan'da kendisi için yeni bir dayanak oluşturmaya çalışmaktadır.

Müşerref'in maskesi düşmeye başlayınca sömürgeci efendin Amerika seni, Pakistan'ın işlerinde rakibi İngiltere ile anlaşma yapmaya zorlamıştı. Bunun üzerine sen onlara, Pakistan'daki sömürgeci Müşerref'in rejiminin istikrarının gerçekleşmesi amacıyla Benazir Butto ile anlaşmaya varmak için rejim güvencesi verdin. Dolayısıyla senin bu katkıların sebebiyle Müşerref'in maskesinin tamamen düşmesinin ardından Amerika Dışişleri Bakanı Yardımcısı John Negroponte, Amerika'nın Pakistan'daki ajanı olarak şahsen sana yatırım yapmış ve artık işine yaramayan Müşerref'in diskalifiye sürecinden önce seninle uzun saatler geçirmiştir. Şayet akledenlerden olsaydın, bu senin için bir ders olurdu.

Bu atama ve daha sonra senin görevinin uzaması Amerika için bir lanet olsa da bu senin, Amerika'ya hizmet etme kararlılığını her zamankinden daha fazla artırmıştır. Çünkü Amerika sana, Müşerref'in hatalarını söylemiş ve bir maske olarak Gilâni ve Zerdâri'nin olduğu ajanlarından iki kişi sunmuştur. Böylece sana, ardında hiçbir engel olmaksızın sadece kendi yardımcılarıyla meşgul olma imkanı vermiştir. Zira sen de Pakistan'ın bol miktarda kaynakları olmasına rağmen Müslümanları, petrol, doğalgaz, elektrik, öğretim ve sağlık gibi temel ihtiyaçlardan uygun fiyatlarla yararlanmaktan yoksun bırakan kafir kapitalist politikaları başlattın ve sana karşı tek bir kelime dahi söyleyecek nefes alamasınlar diye insanları sıkıntıların ve krizlerin içerisinde boğdun. Nitekim Amerikalılar tarafından oluşturulan sözde "Hilafet kaosu" da bu planın bir parçası olup bu, yeni bir maske olmanın ötesinde Gilâni ve Zerdâri'nin de bir maskesi olup ajanlar pazarında, "Yeni Kral Parti" adı altında senin için yapılmaktadır!

Kendini nasıl meşgul edebildin? Zira Amerika, bombalamalar ve suikastlar yoluyla Silahlı Kuvvetleri hedef alan özel askerî ve güvenlik kurumlarını kullanırken sen, Kabileler Bölgesi'ndeki silahlı güçlere liderlik yapıyordun ve Amerika Abbotabad'ı işgal ettiğinde de Silahlı Kuvvetleri sakinleştirmek için oraya buraya gitmiştin. Böylece yüzendeki maske birer birer düşmeye başladığı gibi ihanetin de çok açık bir hale gelmiştir. Nitekim sana yakın olan Amerika Silahlı Kuvvetleri Komutanı Mike Mullen'in yaptığı ziyaretin hemen ardından ülkedeki Amerikan varlığını eleştiren her türlü sese karşı Silahlı Kuvvetlerde "temizleme" operasyonu başlattın. Ardından Amerika ve NATO, Salale'ye saldırıp insanların öfkesi de büyük bir düzeye yükselince bu öfkeyi dindirmek adına NATO tedarik hattını kapattın. Ancak bu, maskenin düşmesini engellemeye dönük aldatmadan başka bir şey olmadığı gibi besleme hatlarının yeniden açılmasına izin verilmesi amacıyla parlamentoya müdahalede bulunmaya dönük bir oyun kurmak için oraya buraya gittin.

Ancak bizler sana; senin maskenin, sana yakın olanların kendilerine getirdiği utanç nedeniyle seni atmaya başlayacak derecede ifşa olduğunu vurgularız. Sana tatlı dilli görünen kimselere gelince; onlar seni aldatmaktalar ve seni kurtarmak için de harekete geçmemektedirler. Dolayısıyla şimdiye kadar olanlar, tamamen Müşerref'in son günlerinde olanların aynısıdır. Zira sen de oraya buraya gidiyorsun ve daha önce hiç yapmadığın hıyanetin için yeni bir fasıl başlatmak amacıyla hizmet etmek için daha fazla zaman verilmesi umuduyla bir ders de çıkarmıyorsun.

Ayrıca sen, Hindistan'ın oradaki nüfuzunu genişlettiği bahanesiyle Silahlı Kuvvetleri Kabileler Bölgesine taşıdıktan sonra şimdi de Pakistan'ı aynı Hindistan'a boyun eğdirmeye çalışıyorsun. Aha işte sen, Hindistan ile olan ilişkilerin normalleşmesine çağrıda bulunarak efendilerinin kelimelerini kekeleyip duruyorsun. Hatta sen, Hindistan, Müslümanlara saygı göstermeyen ve kendi sınırları içerisinde bile onlara adil davranmayan fanatik Hindu bir devlet olmasına rağmen Orta Doğu ve Orta Asya bölgeleri gibi İslamî toprakların serveti için Pakistan aracılığıyla Hindistan'a yol veriyorsun. Dolayısıyla sen, Müslümanları daha büyük bir tehlikeye doğru itiyorsun. Dahası İslam yönetimi altındaki yüzyıllar boyunca bu bölgede uzun bir barış ve refah dönemi olmasına, hatta bu bölge dünyanın gıptayla baktığı bir bölge olmasına rağmen ancak şimdi sen, sırf Amerika Çin rekabetine karşı koymak amacıyla Pakistan'ın, Hindistan liderliğindeki blok bir parça olarak Hindistan'a boyun eğmesini istiyor diye bu pervasız budalalık için tam bir güç hazırlıyorsun.

Afganistan'daki varlıklarını korumak ve simgesel çekilişlerini gizlemek amacıyla Amerikalılarla çalışmakla da yetinmedin, bilakis şuan sen, daha da ileri giderek Amerikan savaşını Kuzey Veziristan, Karaçi ve Multan'a doğru genişletiyor ve ellerinden Salale askerlerinin tertemiz kanları damlayan ISAF komutanı ve Amerikalı General John Allen gibilerle birlikte utanmadan komplo kuruyorsun.

Hıyanet dolu kara tarihine yeni bir kara sayfa daha ekledin. Çünkü sen, İslam ülkelerinde geriye kalan diğer tagutlar gibi darağacı ipinin boynuna dolanacağını hissettiğinden, senin Allahu [Subhânuhu ve Te'âla]'ya, Resulü [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'e ve müminlere olan hıyanetini ifşa eden Hizb-ut Tahrir'in muhlis ve uyanık siyasilerine karşı taciz, adam kaçırma, zulüm ve işkence kampanyası başlatmak yoluyla Silahlı Kuvvetleri'ni her türlü muhalif seslerden "temizlemeye" başladın. Bu nedenle İslamî Hilafet Devleti'ni kurması amacıyla Hizb-ut Tahrir'e nusret vermesi için Silahlı Kuvvetler içerisindeki muhlis subayların yolunu açmak yerine elini, Müslümanlara, onların Silahlı Kuvvetlerine, Hilafet Devleti'nin kurulmasına ve hizibleri Hizb-ut Tahrir'e karşı savaş açmak amacıyla Hilafet'ten bütün her şeyden daha çok korkan Batılı haçlıların ellerinin üzerine koydun.

Ey sözde general! Sen, birçok zengin kaynakları olmasının yanı sıra soylu Müslüman bir halka ve güçlü Müslüman bir askerî kuvvete sahip olan bu mübarek toprakların gerilemesinden ve bu toprakların, aşağılanmışlık ve umutsuzluk bataklığına saplanmış kaybedilen bir savaşın içerisine sürüklenmesinden sorumlusun. Zira Allahu [Subhânuhu ve Te'âla], şöyle buyurmuştur:

أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ بَدَّلُوا نِعْمَةَ اللَّهِ كُفْرًا وَأَحَلُّوا قَوْمَهُمْ دَارَ الْبَوَارِ جَهَنَّمَ يَصْلَوْنَهَا وَبِئْسَ الْقَرَار "Allah'ın nimetine nankörlükle karşılık veren ve sonunda kavimlerini helak yurduna sürükleyenleri görmedin mi? Onlar cehenneme girecekler. O ne kötü bir karargahtır!" [İbrahim 28 29]

Bu nedenle seni, şu ana kadar işlemiş olduğun günahlarından dolayı tevbe etmeye ve işlemiş olduğun iğrenç eylemlerinden dolayı da Rabbin Subhânehu ve Te'âla'dan mağfiret dilemeye davet ediyoruz. Zira günahlarına bir kefaret olarak yapabileceğin en az şey, Allah'ın indirdikleriyle yönetmesi için muhlislere bir yol açmandır. Şayet sen bunu yapmazsan iyi bil ki; Allahu [Subhânuhu ve Te'âla]'nın izniyle çok yakında Hilafet Devleti kurulduğunda ümmetin elindeki akıbetin vahim olacaktır. Ahiretin azabı ise daha şiddetlidir.

وَلاَ تَحْسَبَنَّ اللَّهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الأَبْصَارُ * مُهْطِعِينَ مُقْنِعِي رُءُوسِهِمْ لاَ يَرْتَدُّ إِلَيْهِمْ طَرْفُهُمْ وَأَفْئِدَتُهُمْ هَوَاءٌ "Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak Allah, onları (cezalandırmayı), korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor. (O gün) zihinleri bomboş olarak, kendilerine bile dönüp bakamaz durumda ve gözleri göğe dikilmiş bir vaziyette koşarlar..." [İbrâhîm 42-43]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti


H. 27 Cumâde’s Sânî 1433
M.  Cuma, 18 May 2012

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER