Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Nübüvvet Metodu Üzere Hilafetin Kurulması Ancak Gerçek Değişim Getirecektir

Ey Pakistanlı Müslümanlar!

Ramazan, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın Kadir gecesinde Kur’an-ı Kerim’i indirdiği kutsal bir aydır. Kur’an-ı Kerim, sadece bireysel işlerimizde değil, iktidar, ekonomi, yargı, eğitim, erkek kadın ilişkisi, medya ve dış politika gibi toplumsal işlerimizde de gerçek bir hidayet rehberidir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنَّا أَنْزَلْنَا إِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ لِتَحْكُمَ بَيْنَ النَّاسِ بِمَا أَرَاكَ الله “Biz sana Kitab’ı (Kur’an’ı) hak olarak indirdik ki, insanlar arasında Allah’ın sana öğrettikleri ile hüküm veresin.” [Nisa 105]

13 asırlık Hilafet döneminde bütün işlerimizde yüce İslam dininin hüküm sürmesi, dünyada büyük başarının güvencesi olmuştur. Servet, zenginler arasında dolaşan bir meta olmadığı için yoksullar omuzlarındaki yüklerden kurtulmuşlardır. Mazlumların çığlıkları duyulmuş, karşılık verilmiştir. Düşman orduları, savaş meydanında Hilafetin orduları ile yüz yüze gelmekten korkmuşlardır. Gerçekten de yüce dinimizin egemen olmasından dolayı Ramazan ayı zaferler ayı olmuştur.

Ancak 1342/ 1924’te Hilafetin yıkılışından sonra acaba bu Ramazan kendimizi nasıl hissedeceğiz? Hilafetin yerine Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın indirdiklerine göre hükmetmeyen hükümdarların yönetiminde acaba kendimizi nasıl hissedeceğiz? Nasıl ey Müslümanlar? Güçlü, yetenekli ve istekli silahlı kuvvetlerimize rağmen zafere hasret kaldık. Zafer, çocuklarımızın, kadınlarımızın ve yaşlılarımızın kanlı bedenleri üzerine kâfir bayraklarını diken düşmanlarımıza özgü hale gelmiştir. Geniş arazilere, devasa genç iş gücüne ve bol miktarda maddi kaynaklara sahip olmamıza rağmen yoksullukla boğuşuyoruz, yoksulluktan belimiz kırılıyor. Gerçekten de İslam Devleti ve bir yönetici olmadan acınacak bir haldeyiz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَمَنۡ اَعۡرَضَ عَنۡ ذِكۡرِىۡ فَاِنَّ لَـهٗ مَعِيۡشَةً ضَنۡكًا “Her kim de benim zikrimden (Kur’an’dan) yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır.” [Taha 124]

Ey Pakistanlı Müslümanlar!

Gerçek şu ki bu Ramazan’da da yaşadığımız sefil durumumuzda herhangi bir düzelme olmayacaktır. Çünkü Kur’an ve Sünnete göre yönetmeyen yöneticilerimiz var. PPP ve PML-N gibi PTI projesi de gerçek değişim getiremedi. Bu nedenle ne kabine değişikliği ne de başkanlık sistemine geçiş, iki, beş, hatta on yıl içinde gerçek bir değişim getiremeyecektir!

Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu buyruğunu görmezden gelen yöneticilerimiz olduğu sürece sefil durumumuzda hiçbir düzelme ve iyileşme olmayacaktır.

قَالُوا إِنَّمَا الْبَيْعُ مِثْلُ الرِّبَا وَأَحَلَّ اللَّهُ الْبَيْعَ وَحَرَّمَ الرِّبَا “Bunun sebebi onların, “Alım satım da ancak faiz gibidir” demeleridir. Hâlbuki Allah alım satımı helâl, faizi ise haram kılmıştır.” [Bakara 275] Bu tür yöneticiler, bir felakettir. Hem yurtiçinden hem de Doğu ve Batı ülkelerinden sürekli faiz bazlı krediler alıyoruz. Yetmezmiş gibi bu krediler, büyük bir başarı olarak lanse ediliyor. Bizi dipsiz borç kuyusuna ittiler. Öyle ki bütçemizin üçte biri faiz temelli borç servisine gidiyor. Trilyonlarca Rupi heder ediliyor.

Bizi yönetenler Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu buyruğunu göz ardı ettikleri sürece sıkıntılarımızdan kesinlikle kurtulamayacağız.

الْمُسْلِمُونَ شُرَکَاءُ فِي ثَلاثٍ الْمَاءِ وَالْكَلَأِ وَالنَّارِ“Müslümanlar üç şeyde ortaktır, Su, mera ve ateş.” [Ahmed] Yüce dinimizde enerji, elektrik, gaz, benzin, kamu mülkiyetindendir. Faydaları insanlara ait olmak suretiyle devlet bu kaynakları işletir. Ancak günümüzdeki günahkâr yöneticiler, enerji kaynaklarımızı özelleştirdiler, böylelikle bu kaynaklara sahip bir avuç azınlığa kar sağlamak için ödemeler yapıyoruz. Sürekli fiyatlara zam yapılmasına ek olarak bu yöneticiler, elektrik üretmeseler bile elektrik üretim tesisi sahiplerine yılda yüzlerce milyar Rupi “kapasite ödemesi” yapıyorlar!

Bizi yönetenler Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu buyruğunu göz ardı ettikleri sürece gerçek bir değişim göremeyeceğiz.

مَنِ اسْتَعْمَلْنَاهُ عَلَى عَمَلٍ فَرَزَقْنَاهُ رِزْقًا فَمَا أَخَذَ بَعْدَ ذَلِكَ فَهُوَ غُلُولٌ“Biz kimi bir iş için görevlendirir ve bundan dolayı onu güzel bir rızıkla rızıklandırırsak, artık onun bundan başkasını ve fazlasını alması hıyanet olur.” [Ebu Davud] Hak dinde yöneticilerin yönetimi sırasında kişisel servetlerinde herhangi bir aşırı artış olduğunda, yargı tereddüt etmeden bunu ellerinden alacak ve devlet hazinesine aktarılacaktır. Bununla birlikte mevcut yöneticiler altında yargı kâğıt kürek işlerini takip etmek için yıllarca mesaisini bu tür davalarda harcar. Yolsuzluk yapanlar ise hesap vermekten kaçmak için yasal boşluklardan yararlanırlar. Böylece bazıları milyarlarca dolarlık servete sahip olabiliyor, kimse bu serveti elinden alamıyor!

Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu buyruğunu görmezden gelen yöneticilerimiz olduğu sürece kuşkusuz işgal altındaki topraklarımızın kurtulduğunu göremeyeceğiz.

الَّذِينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَيَبْتَغُونَ عِنْدَهُمْ الْعِزَّةَ فَإِنَّ الْعِزَّةَ لِلَّهِ جَمِيعًا “Onlar, müminleri bırakıp kafirleri dost edinen kimselerdir. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? Hâlbuki bütün izzet ve şeref Allah’a aittir.” [Nisa 139] Bu tür isyankâr yöneticiler, bizimle savaşan, katliam yapan ve topraklarımızı işgal eden kâfir devletlerle ittifak kurmak, pakt ve anlaşma yapmak için koşuşuyorlar. Düşmanlarımız karşısında ülkelerimizin tek bir devlet, tek bir hazine ve tek bir silahlı kuvvetler altında birlik olmasına gelince, bunun için çaba göstermeleri şöyle dursun günahkâr yöneticilerin zihinlerinde böyle bir düşünce bile yok!

Ey Pakistan Müslümanları özellikle de silahlı kuvvetleri!

Kur’an’ı Kerim’in indirildiği Ramazan ayında gelin Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın indirdikleriyle yönetimi geri getirme taahhüdünde bulunalım. Gerçek değişim için çalışmaya koyulalım. Gerçek değişim, ancak Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulmasıyla gerçekleşecektir. Hizb-ut Tahrir, Kur’an ve Sünnetten şeri delilleriyle birlikte Hilafet için 191 maddelik bir anayasa hazırlamıştır. İslam’ın politik çözümlerine ve uygulama yöntemine odaklanan bir kütüphanesi de hazırdır. Müslüman dünyasında yetenekli, uyanık, kararlı, Hilafetteki yöneticilere öğüt vermeye ve hesaba çekmeye hazır erkek ve kadınlardan bir ordu üretmiştir.

Haydi, bu Ramazan Hilafet savunucularını tam olarak destekleyelim, onlarla birlikte hareket edelim, onlardan öğrenelim ve onları önder edinelim. Pakistan’daki Hilafet hareketine ağırlığımızı koyalım. Silahlı kuvvetlerdeki oğullarımız, kardeşlerimiz ve babalarımızdan gerçek değişim için Hizb-ut Tahrir’e nusret talep edelim. Onu pratikte yönetime getirelim,  böylece Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın indirdiklerine göre yönetilelim. Ahmed’in rivayet ettiğine göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا جَبْرِيَّةً فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ ثُمَّ سَكَتَ“Sonra ceberut saltanat olacaktır. Allah’ın olmasını dilediği kadar olacaktır. Sonra kaldırmak istediğinde de kaldıracaktır. Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır. Sonra sustu.”

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti


H. 20 Şa'bân 1440
M.  Cuma, 26 Nisan 2019

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER