Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Ey Muhlis Subaylar! Artık Kendinizi Hain Yöneticilerden Kurtarın ve Hilafet Devletini Kurun

Ey Pakistan Silahlı Kuvvetlerindeki Muhlis Subaylar!

Amerikan helikopterlerinin 02 Mayıs 2011 günü Pakistan hava sahasını ihlal etmesi, Pakistanlı subayların suratına vurulmuş bir tokattı. Zira Amerikan kuvvetlerine bağlı özel bir tim, adeta hırsızlar gibi gece yarısı Pakistan topraklarına sızdı ve Abbotabad'daki evlerden birinin mahremiyetini ihlal etti. Bu ev, askerî kontrol noktalarıyla kuşatılmış İslam dünyasının en büyük ordusuna bağlı Pakistan kuvvetlerine ait Askerî Akademiye birkaç dakika uzaklıkta olan bir evdi.

Kafir düşman kuvvetleri, evde oturan kadın, erkek ve çocukların olduğuna aldırış etmeksizin adeta hırsızlar gibi evi soydular, denildiğine göre silahsız olmasına, Batılı orduların tek bir birliğinin gücünün onda birine dahi sahip olmamasına ve yakalamak için uzun bir zaman harcamalarına rağmen Usame Bin Ladin'e suikast düzenlediler ve ardından da cesedini denize attılar.

Şüphesiz bu, sizlerin suratına vurulmuş bir tokattır. Şayet sizler, bu arzı ve Müslüman halkını düşmandan korumak için Allah'a yemin eden ancak hırsız efendilerinin bombalaması için evleri tespit eden ucuz casus rolü oynamalarının ardından yeminlerini bozan komutanlarınızla işbirliği yapmamış olsaydınız kesinlikle İslamî arza yönelik bu ihlal olmazdı.

İsaf Komutanı General Petraus ile General Keyani arasında 25 Nisan 2011'de Şaklala hava üssünde olağandışı bir görüşme yapıldığını, aynı gece General Petraus'un telefon yoluyla Barack Obama başkanlığında Beyaz Saray ile kapalı bir oturum yaptığını, ertesi gün Pakistan ordusu koordinatörlüğüne bağlı büyük bir heyetin, Genelkurmay Başkanlığı Personeli üyesi olmayan Pakistan İstihbarat Başkanı Şüca Paşanın da katıldığı ve önceden kararlaştırılmayan bir toplantı yaptığını basında okuduğunuz halde damarlarınızdaki kanlarınız kaynamaz mı? Nitekim Barack Obama, Usame Bin Ladin'in öldürüldüğünü açıklarken, "Gerekli tedbirleri almak için yeterli bilgiler elde ettikten sonra nihayet geçen hafta bir karara vardım ve Usame Bin Ladin'in yakalanmasına ve adaletin karşısına çıkarılmasına izin verdim" diyerek söz konusu telefon görüşmesini ima etmiştir.

Kafirlerin İslam'ın mukaddesatlarını ihlal etmesi, onları size karşı daha cüretkar kılıyor ve bundan daha büyük ihlalleri işlemeye cesaretlendiriyor. Nitekim Obama, geçmişte bu tür operasyonları tekrar yapacağını açıkladı. Hatta ödlek Hindular bile size karşı dikleştiler. Zira Hindistan Ordusu Komutanı General Singh, 04 Mayıs 2011'de, "Hindistan'ın üç kanadının, ordu, deniz ve hava kuvvetlerinin gerektiğinde bu tür operasyonları yapabileceğini" söyledi.

Ey Pakistan Silahlı Kuvvetlerindeki Muhlis Subaylar!

Başınıza dikilen bu hain yöneticiler, birçok kez yeminlerini bozdular. Size defalarca kez ihanet ettiler. Her defasında da size kalplerinde hüsnü niyet olduğuna dair mazeretler sundular! Amerika'nın Afganistan ve kabileler bölgesindeki haçlı saldırısı için Müslümanların masum kanlarını akıttılar ve Keşmir Müslümanlarını destekleyenleri hedef alarak Kuzey Veziristan'da bundan daha fazlasını akıtmaya da hazırlar. Keşmirli Müslümanların kurtuluş haklarını ve beldelerini İslam ümmetinin merhametli kucağına ilhak etme haklarını ellerinden aldılar.

Fitne atmosferi oluşturmak için ordunun kabiller bölgesindeki savaşını sürdürmesini haklı gösterdiler. Genel alanlarda, ibadet mekanlarında, okullarda, emniyet ve ordu kurumlarında ve pazarlarda katliam ve bombalama cürümlerini işleyen Amerika'nın özel askerî örgütlerine kapıları açtılar. Sopanın başınıza dikilmesi için kabileler bölgesindeki Müslümanların evlerini başlarına yıkması için insansız uçaklarını kullanabileceği şekilde Amerikan hava kuvvetlerinin insansız uçaklarına Pakistan'da kolaylıklar sağladılar. Belucistan'daki Amerikan deniz piyade güçleri Şaman sınırı yakınlarına konuşlanırken haçlıların sizleri yakından gözetmesi için Amerikan ordusundaki subayların, Pakistan ordusunun askerî genel komutanlığı merkezinde özgürce dolaşmasına imkan verdiler.

Amerikan konsoloslukları ile büyükelçiliklerinin, rejimi ve hain yöneticileri yönlendirmesi, bunlara tahakküm etmesi, Afganistan veya Pakistan'daki haçlı kuvvetlerine içki, gıda ve patlayıcı maddeler de dahil silah temin eden ikmal hatlarını güvence altına almasının yanı sıra terör operasyonlarını idare etmesi için Amerikan istihbarat birimleri ile işbirliği yaparak Pakistan'ı Amerika'nın bir parçası gibi kullanması için onu düşmana teslim ettiler.

Bu hain yöneticiler, yeminlerini defalarca kez bozdular. Onlar, iğrenç kafir düşmanla ittifak kurmalarından ve ayak basamayacakları yerlere ayak basma cesareti kazandırmalarından dolayı masum kanlarınızı feda etmelerinden dolayı Allahu [Subhânehu ve Te'alâ]'nın gazabını hak ettiler. Allahu [Subhânehu ve Te'alâ]'nın şu kavline rağmen Allah'ın ve müminlerin düşmanlarıyla ittifak kurdular: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لاَ تَتَّخِذُوا عَدُوِّي وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَاء تُلْقُونَ إِلَيْهِم بِالْمَوَدَّةِ وَقَدْ كَفَرُوا بِمَا جَاءَكُم مِّنَ الْحَقِّ "Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları, sevgi göstererek dost edinmeyin! Oysa onlar size gelen hakkı inkâr etmişlerdir." [el-Mumtehine 1]

Ey Pakistan Silahlı Kuvvetlerindeki Muhlis Subaylar!

İslam topraklarını ve Müslümanları kafir düşmana karşı savunacağınıza dair ettiğiniz yeminleriniz hani nerede kaldı? Kıyamet gününde bu ümmet ve Resulümüz Habib-ul Muhammed ile birlikte olmayı mı yoksa bu hain yöneticiler ve kafir efendileri ile birlikte olmayı mı istersiniz?

Pakistan'daki gerçek otoritenin ve askerî kurumları etkin şekilde idare edenin Pakistan ordusu olduğu ve kulis arkasından hükümet ve yargı otoritesi gibi sivil kurumlar üzerinde büyük bir nüfuza sahip olduğu bir sır değildir. Bundan dolayı bu beldedeki Müslümanların durumunun kötüleşmesinden daha çok sizler sorumlusunuz. Dolayısıyla bundan daha kötüye gitmesine izin vermeyiniz.

Birer subay olarak sizler, Allah'ın sizlere ümmetinizin üzerinden zulmü kaldırma gücü vermesine rağmen bir hüccetiniz olmadan mahşer-i huzura çıkmaktan korkmalısınız. Dolayısıyla hareketsiz ve sessiz kalarak kendinizin ifsatçılarla birlikte durarak dalalete düşen ve dalalete düşüren bu kişilerden olmasına izin vermeyiniz. Allahu [Subhânehu ve Te'alâ], şöyle buyurmuştur: وَقَالُوا رَبَّنَا إِنَّا أَطَعْنَا سَادَتَنَا وَكُبَرَاءَنَا فَأَضَلُّونَا السَّبِيلاَ "Ve dediler ki: Ey Rabbimiz! Biz bu liderlerimize ve büyüklerimize uyduk, onlar da bizi yoldan saptırdılar." [el-Ahzâb 67] Ve şöyle buyurmuştur: وَإِذْ يَتَحَاجُّونَ فِي النَّارِ فَيَقُولُ الضُّعَفَاءُ لِلَّذِينَ اسْتَكْبَرُوا إِنَّا كُنَّا لَكُمْ تَبَعًا فَهَلْ أَنْتُمْ مُغْنُونَ عَنَّا نَصِيبًا مِنَ النَّارِ قَالَ الَّذِينَ اسْتَكْبَرُوا إِنَّا كُلٌّ فِيهَا إِنَّ اللَّهَ قَدْ حَكَمَ بَيْنَ الْعِبَادِ "(Kafirler) ateşin içinde birbirleriyle çekişirlerken zayıf olanlar, o büyüklük taslayanlara: "Biz size uymuştuk. Şimdi ateşin birazını bizden savabilir misiniz?" derler. O büyüklük taslayanlar ise: "Doğrusu hepimiz bunun içindeyiz. Şüphe yok ki Allah kulları arasında vereceği hükmü verdi" derler." [Mümin 46-47]

Sizden talep edilen, Allahu [Subhânehu ve Te'alâ]'nın yolu ve Resulü [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] ile müminlerin aşkı için muhlis bir ameldir. Otoriteyi alarak İslam'la hükmedecek, beldeleri ve insanları kurtaracak ve Müslümanların beldelerini birleştirecek Hilafet Devleti'ni kurması için muhlis bir hizbe vermek amacıyla muhlis subayların işleyeceği bir ameldir.

O halde şimdi ama şimdi Hizb-ut Tahrir ile el ele verin ve Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'e nusret vermek yoluyla ilk İslam Devleti'ni Medine-i Münevvera'da kurarak bu hususta sizi geçen akide kardeşlerinizi hatırlayın. Sa'd İbn-u Muaz RadiyAllahu Anh'ı hatırlayın ki vefat etiğinde annesi ağlayınca Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem], ona şöyle demişti: ليرقأ (لينقطع) دمعك، ويذهب حزنك، فإن ابنك أول من ضحك الله له واهتز له العرش "Gözyaşın dinsin ve hüznün bitsin. Zira oğlun, Allah'ın kendisine güldüğü ve kendisi için arşı salladığı ilk kişidir." [Tabarani]

Ey Kardeşlerimiz! Artık zamanı gelip çatmıştır. O halde sizler, icabet edecek misiniz?

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti


H. 4 Cumâde’s Sânî 1432
M.  Cumartesi, 07 May 2011

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER