Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Filistin ve Halkına Karşı Komplolar Serisi Birleşmiş Milletler Ortadoğu Mültecilerine Yardım Ajansı [UNRWA] Hizmetler Portföyü İle Kumpas Kuruyor

2016 yılının hemen başlarında Lübnan’daki BM Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu [UNRWA], UNRWA ile anlaşmalı hastanelerde Filistin ve diğer bölgelerdeki kamplarda Filistinli mültecilerin ailelerine sağlanan hastane hizmetlerine bir dizi kısıtlamalar getirdi. Hastane masraflarının bir kısmını insanlara yükledi. Özellikle cerrahi müdahale gerektiren durumlarda ya da uzun veya özel tedavi gerektiren hastalık durumlarında... Bu kısıtlamalar hızla etkilerini gösterdi bile. Güney Lübnan’daki kuzey Burç mülteci kampı sakinlerinden biri, masrafları ödeyemediği için kendini yaktı. Özel hastaneye nakil edilmedikleri için Sur kamplarında kalan iki kadının öldüğü kaydedildi! Bunun yanı sıra bazı okullar kapatıldı ve bazı öğretmenlerin de görevine son verildiği için eğitim durma noktasına geldi. Kapatılan okullarda eğitim gören çok sayıda öğrencinin farklı okullara entegre edilmesinin bir sonucu olarak bu okullarda keşmekeşlik hakim. Olağanüstü durumlar programı adı altında verilen sosyal hizmetlere yönelik kısıtlamaların daha da devam etmesi bekleniyor...
Bilindiği gibi Lübnan devleti - sistematik baskı bağlamında- Filistinlilere herhangi bir sağlık hizmeti sunmuyor. Sadece UNRWA aracılığıyla sağlık hizmeti sunuluyor. UNRWA programı ise eğitim dâhil olmak üzere bir takım kısıtlamalar getiriyor. Filistinli öğrencilerin devlet okullarına kabulü için çok sıkı şartlar aranıyor. Zor durumda olanların akıttıkları gözyaşlarına hiç bakılmıyor... Vatandaşlık vermemek için Lübnan devleti, insanları sıkboğaz ediyor, yaşamlarını zorlaştırıyor. Mültecilere çalışma izni vermiyor. Mal mülk sahibi olamıyorlar. Aşağılayıcı farklı şekillerde kamplarda ikamet edenlerin hayatlarını kendilerine dar ediyor. Örneğin Lübnan devleti tarafından verilen seyahat belgeleri, uluslararası standartlara uygun olmadığı için bu belgeyle seyahat edilemiyor. Garip değil mi? Yaklaşık 76 yıldır Lübnan’da yaşayan Filistinliler, bir kaç yıldır yaşayan bir yabancının sahip olduğu hakka sahip olamıyor! Slogan hatta şiar haline gelen Filistin sorunu, karın bile doyurmaz bir hale geldi.


Ey kamplarda ve diğer yerlerde kalan Filistinliler!


Uyanış ve dirilişiniz kuşkusuz entrikacı oyuncuları rahatsız etmiştir. Ama bilin ki mesele, hizmetlerin kısıtlanması ya da durdurulması veya sona erdirilmesinden çok daha büyüktür. Bu kısıtlamalar, sadece bir tezgâhtır. Kurtuluş vadeden tavizkar insanların, bölgesel ve Batılı ülkelerin özellikle ABD tarafından desteklenen kişilerin, geri dönüş hakkı, mülteci sorunu ve Kudüs gibi kronikleşmiş sorunları çözme yönünde attıkları komplocu bir adımdır. Bu kişiler daha önce Yahudiler namına Filistin’den vazgeçtiler ve sözde “yönetim” adını verdikleri bir kaç metrekare üzerine çöreklendiler.  Yıllar sonra Filistin sorunu, ümmetin sorunu, Arapların sorunu, civar ülkelerin sorunu, FKÖ sorunu, Filistin yönetimi sorunu, iki yönetim sorunu ve yardım ve hizmetler sorunu olarak günden güne eriyerek küçüldü... Birkaç dirhem ve sefa sürülen bir kaç metrekare karşılığında Filistin’in Yahudilere satışının utanç verici tarihini, el-Hayat gazetesi Ocak 2014 yılında yayımlanan sayısında Yaser Abid Rabbo dilinden şöyle özetledi: Yahudi devleti, Kudüs’ün bir bölümünün başkent ilan edilmesi ve mültecilerin dönüşü.


Birleşmiş Milletler Ortadoğu Mültecilerine Yardım Ajansı [UNRWA] hatta öncesinde Filistin “yönetimi” bile Yahudileri Filistin’e yerleştirmek için tezgâhlanan entrika serisinin bir halkasıdır. Mültecilere iyi bir hayat sağlamak ve yaşamlarını kolaylaştırmak hiçbir zaman Filistin yönetiminin hedefleri arasında olmadı. Aksine Filistin sorunu tasfiye etmek için mültecilerin öfkesini absorbe etti. Sunduğu aşağılık ve zillet verici bir hayat ile mültecileri susturdu. Şimdi de Batı ve hain yöneticiler, halkları sindirme, normalleşme, yönetim ve yöneticileri tavizler vermeye zorlama ve Yahudileri Filistin’e yerleştirme planlarına yönelik bir takım adımlar atıyorlar. Amerika ve Batıya göre şuan ortam buna çok müsait. Böyle ortamlarda çok daha büyük başarılar elde edilebilir. Mülteciler sorunu çözülebilir, tavizler vermeye zorlanabilirler. Geçim sıkıntısını ve zelil bir hayatı biraz rahatlatacak herhangi bir çözümü kabul edebilirler. Bu, Batı ve hain yöneticilerin hayal ve hesaplarıdır. Ama onlar tuzak kuruyor, Allah Subhânehu ve Teâlâ da bir tuzak kuruyor. Allah Subhânehu ve Teâlâ tuzak kuranların en hayırlısıdır. Her defasında onlar, İslam ümmeti ve onun kahraman evlatlarıyla çatışıyorlar. Ümmetin kahraman evlatları, Batı projeleri ve onun açgözlülükleri karşısında sarsılmaz bir kaya bir duruyorlar. Hatta efsane olarak anılıyorlar. Batı düşünce konseptine göre bu efsaneyi açıklamak veya analiz etmek imkânsız. Ama hain yöneticiler ve Filistin yönetiminin alçaklık ve rezaletine aldanan Batı, Filistin halkı ve ümmeti onlarla mukayese etti. Ne yazık ki hayal kırıklığı ve hüsrana uğradı.


Ey kamplarda ve diğer yerlerde kalan Filistinliler!
Bugün hakkı haykırmanın tam zamanıdır.


-    Bu günahkâr tavizkarlar sizi temsil edemezler. Aksine onlar, sizi ve bizi bu sıkıntılı duruma düşüren hastalığın ta kendisidirler.


-    Sorun, eğitim, sağlık hizmeti ve gıda değildir. Bunlar zaten sizin temel hakkınızdır. Sakın sizi bu hizmetlerle susturmasınlar. Aksine sorun, topraklarını hatta kutsallıklarını kaybeden bir ümmetin sorunudur. Ümmet ve dünya çapında Müslümanlar, Arap liderleri ve Batı tarafından binbir çeşit azaba maruz kalıyorlar. Suriye, Irak, Libya, Yemen ve Mısır’da tek bir ümmete mensup kardeşlerinizin başına gelenler size çok da uzak değildir.


-    Siz, komplocuların her şekliyle ve hangi isim altında olursa olsun tüm planlarının farkındasınız. 


-    Bugünden sonra liderliğinizi, ülke ve halkı entelektüel ve ekonomik sömürgeden, fiili işgalden kurtarmak için samimiyetle çalışanlara teslim edin ki Allah Subhânehu ve Teâlâ bizi ve sizi Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesiyle onurlandırsın. Müslim’in rivayet ettiği bir hadise göre


لا تقوم الساعة حتى تقاتلوا اليهود، حتى يختبئ اليهودي وراء الحجر والشجر، فيقول الحجر والشجر: يا مسلم يا عبد الله هذا يهودي خلفي فتعال فاقتله، إلا الغرقد “Siz Yahudilerle savaşmadıkça Kıyamet kopmayacaktır. Öyle ki, Yahudi, taşın ve ağacın arkasına saklanacak da, taş veya ağaç Ey Müslüman, Ey Allah’ın kulu, şu arkamdaki Yahudi’dir, hemen gel de öldür onu!’ diye haber verecektir. Sadece Garkad ağacı müstesna.”


Ey kamplarda ve diğer yerlerde kalan Filistinliler!


Hizb-ut Tahrir, içinizde ve aranızdadır. Deşifre etmediği hiç bir entrika kalmadı ve kalmaz da. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın vaadine ulaşmak için gecesini gündüzüne katarak asla rahat yüzü görmeyecektir. Ancak o zaman dünyanın izzetine nail olabilirsiniz. O da her alanda vatandaşlarının işlerini gütmek için çalışan Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletidir. Ve ahiretin izzetine de nail olabilirsiniz. Dine ve kutsallara yardım etmenize karşılık bu, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın size bir rahmeti ve mükâfatıdır...


Şiddetli karanlık gecelerinden sonra elbette aydınlık olacaktır. Bir zorluk iki kolaylığa galip gelemez.
فَإِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا إِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا  “Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır.” [İnşirah 5-6]


وَلَوْ أَنَّ أَهْلَ الْقُرَىٰ آمَنُوا وَاتَّقَوْا لَفَتَحْنَا عَلَيْهِم بَرَكَاتٍ مِّنَ السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ  “O ülkelerin halkı iman etseler ve sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık.” [Araf 96]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Lübnan Vilâyeti


H. 5 Rabi’-ul Âhir 1437
M.  Cuma, 15 Ocak 2016

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER