Lübnan'daki resmi makamlar tarafından öldürülen ölümler listesine, geçen Çarşamba günü yeni bir isim daha eklendi. Öldürülen gencin adı, Batı Bekaa'nın Kamid el-Luz köyünden Mazin Ebu Abbas'tır. Allah ona merhamet etsin ve onu altından ırmaklar akan geniş cennetine koysun. Mazin, mücrim Beşşar çetesi ve müttefikleri tarafından Suriye halkına karşı yürütülen terör savaşı kurbanlarına ve savaştan kaçanlara yardım eden bir aktivisttir.

Uzun zaman önce, özellikle de Lübnan'daki emri vaki iktidarın Suriye halkına karşı savaşa katılmasından sonra güvenirliğini kaybeden resmi kaynaklar, Mazin'in aranan bir şahsı tutuklamak için gelen askerlere bomba atarken öldürüldüğünü iddia ettiler. Oysa kurbanın babası, eve baskın yapan görevlilerin onu odalardan birine kapattıklarını sonra odanın içinden silah sesleri duyduklarını söyledi. Lübnan'daki Müslüman Âlimler Birliği tarafından dün yayınlanan açıklamada "Eve baskın düzenleyen kuvvetlerin, onu evin bir odasında karısı ve çocuklarından ayırdıklarını, soğukkanlılıkla ona bir kaç el ateş ettiklerini, kurşunlardan birinin kafasına isabet ettiğini, kafasından kopan parçaların ve saç tellerinin hâlâ odanın duvarında izlerinin belli olduğunu" söylendi.

Savaş artık bu ümmetin çocuklarına gün ışığı kadar ayan beyandır. Kanları da mubah ve sudan ucuzdur. Terörle mücadele adı altında kanlar akıtılıyor. Dün Mazin gencin yanında Akkar bölgesine kurulan barikatların birinde, iki Şeyh de suikasta uğradı. Bunların yanında sahte veya içi boş suçlamalar ile ya da suçlama gerekçesi olmaksızın yüzlerce insanın tutuklandığını ve izlendiğini görüyoruz. Haklarında hiçbir suçlama yöneltmeksizin zulmün zindanlarına atılan Bekaa bölgesinden Üstat Abdülkadir Abdülfettah ve Trablus'tan Dr. Abdünnasır Şatah bunların en göze çarpan örnekleridir.

Ey şerefli ve onurlu Müslümanlar! Ey zorbaların zulmüne karşı Suriye ve diğer İslami belde devrime yardım edenler! Şüphesiz savaşın size karşı yapıldığı açık ve alenidir. Bu savaşa Amerika ve beraberinde Rusya önderlik etmekte, İran, Irak, Suriye ve bunların Lübnan uzantıları da onları takip etmektedir. İşte Amerika, Lübnan'daki alçak müttefikine yeni bir ortak daha ekledi. Amerika, Suudi yöneticileri ile Lübnan'daki yandaşlarının İran partisi ile hükümete ortak olmak konusunda mutabakata vardı. İşte İran Dışişleri Bakanı, günlerdir Lübnan'a yaptığı talihsiz ziyaretinde "Terörizme karşı mücadelede el ele, sırt sırta vermek için yandaşlarının siyasi muhalifleri ile ortak bir hükümet kuracaklarını" açıkladı. Terörizm, siyasi literatürde İslami unsurlar ve siyasi proje taşıyanlar anlamına gelir. Bugün terörizm listesinin başında Suriye'deki devrimci kardeşleriniz ve onurlu ümmetin çocuklarından onları destekleyenler ve onlara yardım edenler gelmektedir. Çünkü alçak ve kendini beğenmiş devletler, Rusya Dışişleri Bakanının da defalarca açıkladığı gibi, Suriye devriminin Hilafet Devletinin kurulması ile son bulmasından korkuyorlar.

Ey Müslümanlar! Tüm düşmanlarınız seferber oldu, ordular hazırlandı, ikiyüzlü ve kindar partilerden paramiliter çeteler oluşturulup silahlarla donatıldı. Sizinle savaşmak için istihbarat teşkilatlarını, emirlerine amade kıldılar. Devrimciler arasında fitne ateşini tutuşturmak için düzenbaz ve entrikacı şahsiyetleri devreye soktular. Devriminizin imajını lekelemek için saptırıcı medyanın bütün kapılarını açtılar. Onların bu tuzakları, sakın sizi Allah'a itaat yolu ve yürüyüşünden alıkoymasın. Umutsuzluk ve yeise düşürmesin. Bilin ki zafer müjdeleri yakındır. Çünkü eğer kâfirler, devriminizin tehlikesini ve zaferinizin yakın olduğunu fark etmemiş olsalardı, kendi aralarında kedi köpek gibi birbirlerini yerken size karşı tek vücut olmazlardı. Allah Subhânehu ve Teâlâ'ya halisane olur ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e de sadakat gösterirseniz, Rabbinizin müjdesi size yeter. Zira O, şöyle buyuruyor:

وَلَمَّا رَأَى الْمُؤْمِنُونَ الْأَحْزَابَ قَالُوا هَذَا مَا وَعَدَنَا اللَّهُ وَرَسُولُهُ وَصَدَقَ اللَّهُ وَرَسُولُهُ وَمَا زَادَهُمْ إِلَّا إِيمَانًا وَتَسْلِيمًا "Müminler, düşman birliklerini görünce, "İşte bu, Allah'ın ve Rasûlü'nün bize vaat ettiği şeydir. Allah ve Rasûlü doğru söylemişlerdir" dediler. Bu, onların ancak imanlarını ve teslimiyetlerini artırmıştır." ^{[Ahzab 22]}

الَّذِينَ اسْتَجَابُوا لِلَّهِ وَالرَّسُولِ مِنْ بَعْدِ مَا أَصَابَهُمُ الْقَرْحُ لِلَّذِينَ أَحْسَنُوا مِنْهُمْ وَاتَّقَوْا أَجْرٌ عَظِيمٌ الَّذِينَ قَالَ لَهُمُ النَّاسُ إِنَّ النَّاسَ قَدْ جَمَعُوا لَكُمْ فَاخْشَوْهُمْ فَزَادَهُمْ إِيمَانًا وَقَالُوا حَسْبُنَا اللَّهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ فَانْقَلَبُوا بِنِعْمَةٍ مِنَ اللَّهِ وَفَضْلٍ لَمْ يَمْسَسْهُمْ سُوءٌ وَاتَّبَعُوا رِضْوَانَ اللَّهِ وَاللَّهُ ذُو فَضْلٍ عَظِيمٍ إِنَّمَا ذَلِكُمُ الشَّيْطَانُ يُخَوِّفُ أَوْلِيَاءَهُ فَلَا تَخَافُوهُمْ وَخَافُونِ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ "Onlar yaralandıktan sonra Allah'ın ve Peygamberinin davetine uyan kimselerdir. Onlardan güzel davranıp iyilik edenlere ve Allah'a karşı gelmekten sakınanlara büyük bir mükâfat vardır. Onlar öyle kimselerdir ki, halk kendilerine, "İnsanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun" dediklerinde, bu söz onların imanını artırdı ve "Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!" dediler. Bundan dolayı Allah'tan bir nimet ve lütufla kendilerine hiçbir fenalık dokunmadan geri döndüler ve Allah'ın rızasına uydular. Allah, büyük lütuf sahibidir. O şeytan sizi ancak kendi dostlarından korkutuyor. Onlardan korkmayın, eğer mümin iseniz, benden korkun." ^{[Ali İmran 172-175]}