Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Müslüman ve Özellikle de Çevre Ülkelerdeki Ordulara Sesleniyoruz Yahudilerin Cürümlerinden Dolayı Tüyleriniz Ürpermiyor Mu? Neden Filistin Halkına Yardım Etmiyorsunuz?

Kesintisiz altı gündür Filistin'i gasp eden Yahudi varlığı, her türlü silahlarla Gazze halkına bomba yağdırıyor. İşlediği cürümler, insanlara, ağaçlara ve taşlara kadar uzandı. Halkın tepesine evleri yıkıyor. Enkaz altından kurtulanları da füzelerle vuruyor. Camiler, hatta engelli bakım evleri bile bu cürümlerden nasibi alıyor. Artan cürümlere rağmen çevre ülkeleri, sadece ölü ve yaralıları sayıyorlar. Yaptıkları en iyi iş yaralılara kapıları açmak ve lisanı haliyle Gazze ambargosundan çıkmak istiyorsan herhangi bir yaralı değil ağır yaralı olmalısın demektedirler. Ve akmakta olan kanınla hoş geldin yaralı diyorlar. Ayrıca bu yöneticiler, bazen bağışta bulunuyorlar, ölüme maruz kalanların dertleri yeme içme değil, öldürülmelerine engel olmak olduğunu biliyorlar. Ardından tarafsız olduklarını iddia eden bu yöneticiler, aracılık yaparak ona buna yalvarıyorlar. Daha doğrusu ona buna diz çöküyorlar. Gazze halkının kanına doyan Yahudi devletini ateşkese ikna etmek için mekik dokuyorlar. Yahudi devleti ise yapılan bu ateşkes çağrılarına savaş molası olarak bakıyor. Mola bittikten sonra ateşkes bozulacak ve tekrar kaldığı yerden yola devam edecektir. Böyle devam edip gidecektir! Tüm bu olup bitenlere rağmen çevre ve diğer ülkelerin yöneticileri, Batı ve Yahudilere şirin gözükmek ve onları memnun etmek adına tarafsız kalmakta ısrar ediyorlar. Allah'tan, Rasûl'ünden ve müminlerden utanmıyorlar.

O ülkelerin yöneticilerin bu korkak ve hain hareketleri, şaşırtıcı ve garip değildir. Ümmetin tepesine dikildiklerinden beri yapageldikleri en iyi şey budur. Garip ve şaşırtıcı olan şey, her türlü silaha sahip olan, onunla yatıp onunla kalkan orduların, dinlerine ve ümmetlerine yardıma koşmamalarıdır. Yardım çağrısında bulunan, ama bu çağrıya yanıt verilmeyen kardeşleri, bacıları ve anaları gözleri önünde acımasızca bombalanırken, etrafları kan revan içinde kalırken nasıl buna sessiz kalabiliyorlar? Hadi diyelim yöneticiler, çağrıya yanıt vermiyor. Ordu, yere çakılıp kaldı. Peki, onların babaları, kardeşleri ve çocukları nerede? İnsanlara yardım etmek ve ülkeyi kurtarmak için neden onları Allah yolunda savaşa teşvik etmiyorsunuz. Siz çocuklarınızın yapacakları cihat ile Allah'ın lütfu ve nimeti içinde olmayı istemiyor musunuz? Cihat, İslam'ın zirvesidir. Onlardaki güç ve takvayı körükleyen ki Yahudilerin cürümlerine maruz kalan Müslümanlara yardım etsinler. وَإِنِ اسْتَنْصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ "Ve eğer onlar din konusunda sizden yardım isterlerse, o zaman yardım etmek üzerinize farzdır." [Enfal 72] Zulüm veya haksızlığa sessiz kalmasınlar. Yöneticinin zulmünü, onun Allah'a, Rasûlü'ne ve müminlere ihanetini reddetsinler. Günahta onlara itaat etmesinler. Böylece onları dünyanın hüsranından ve ahiretin de azabından korumuş olursunuz.

Ey Müslüman ülkelerdeki ordular! Ey çevre ülkelerdeki ordular! İçinizde, hayır yapmak, Gazze'ye yardım etmek, beyaz bir sayfa açmak, dünya ve ahiretin izzetine nail olmak için ordu içindeki kardeşlerine komutanlık edecek akıllı bir adam yok mu? Aranızda bir kadının imdat çağrısına koşmak için aslanları harekete geçiren, onlara ey Allah'ın süvarileri! Haydi, atlara binin diye haykıran İslam ordularının büyük komutanlarının siretini tekrarlayacak yiğitler yok mu?

Bu yöneticilerin, düşmanla savaşmaktan sizi alıkoymak için ellerinden geleni yaptıkları aşikârdır. Halkınızı korumak yerine halkınıza karşı savaşmanızı istiyorlar. Ama bu yöneticileri koruyan kimler! Sizler değil misiniz? Onların akıbeti sizin elinizdedir. Eğer onların karşısında durur ve halkınıza yardım etmek için savaşırsanız, kurtuluşa erersiniz. Eğer o yöneticilere isyan edersiniz felah bulursunuz. Çünkü لَا طَاعَةَ لِمَخْلُوقٍ فِي مَعْصِيَةِ اللهِ "Allah'a isyanda mahlûka itaat yoktur" [Ahmed ve Taberânî] Allah'a ve Rasûlü'ne yardım edecek adam akıllı biri yok mu? Aranızda Allah ve Rasûlü'ne yardım eden, hem dünyada hem de ahirette kazanan Musab ibn Umeyr, Esad ibn Zürara, Üseyd ibn Hudayr ve Sad ibn Muazlar yok mu? Biliyorsunuz Allah'ın dinine yardım ettiği için Sad ibn Muaz'ın ölümünden dolayı Rahman'ın arşını sallandı. el-Buhari Cabir'den Nebi SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle dediğini nakleder: اهْتَزَّ العَرْشُ لِمَوْتِ سَعْدِ بْنِ مُعَاذٍ "Sad ibn Muaz'ın ölümünden dolayı Arş sallandı" Aranızda adam gibi adamların siretini iade edip Hilafeti kuracak, Halifeyi tayin edecek, düşmanla savaşmaktan sizi durdurmayacak, aksine size komutanlık edecek ve arkasında savaşılacak adam akıllı bir İmam yok mu? Müslim Ebu Hurayra'dan rivayet ettiğine göre Nebi SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ، يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ، وَيُتَّقَى بِهِ "İmam ancak bir kalkandır, arkasında savaşılır ve onunla korunulur." İmamın komutanlığı altında Yahudi varlığı ortadan kaldırılacak ve mübarek topraklar tekrar İslam diyarına iade edilecektir. Halife, Kudüs ve çevresindeki mübarek toprakları fethederek Ömer el-Faruk'un, oraları Haçlılardan kurtararak Selahaddin'in,  canından ve çocuklarından daha değerli olan o toprakları kanı pahasına koruyan Abdülhamid'in siretini yeniden canlandıracaktır. Biz, gökten meleklerin inip bizim için Hilafeti kurmayacaklarını, orduya komutanlık ederek Yahudi varlığını ortadan kaldırmayacaklarını ve Filistin'i kurtaramayacaklarını biliyoruz. Yeryüzünde Hilafetin ikame edilmesi ve İslami hayatın yeniden başlatılması için ihlas, sıdk ve ciddiyetle çalıştığımız zaman, Yahudilerle savaşmak ve Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın dinine yardım etmek için ordular harekete geçtiği zaman, Aziz ve Kaviyy olan Allah Subhânehu ve Teâlâ, bizim yerimize savaşmak için değil bize yardım etmek için melekleri indirecektir. Kur'an-ı Kerim hikmetli ayetlerinde bize bunları şöyle bildirmektedir: "Evet, sabreder ve gereği gibi sakınırsanız üstlerinizden Rabbiniz size nişanlı beş bin melekle yardım getirir." [Ali İmran 125] Bizler, düşmanla savaşta omuz omuza verir, sabreder ve takvalı olursak, Allah Subhânehu ve Teâlâ elbette ki bizlere binlerce melekle yardım edecektir. Gerçekten Gazze ve her yerde bulunan Müslümanlara yardım ve desteğin yolu budur.  لِمِثْلِ هَذَا فَلْيَعْمَلِ الْعَامِلُونَ "Çalışanlar işte böyle çalışsınlar" [Saffat 61]

Ey Müslümanlar! Ey Müslümanların ülkelerindeki ve özellikle çevre ülkelerdeki ordular! Yahudilerin Gazze cürümü devam ederken yöneticiler, Gazze halkına yardım hususunda tam bir sessizlik içerisindeler. Hatta her zamanki alışkanlıkları olan kınama neredeyse onların boğazlarına dahi ulaşmamaktadır. Bununla birlikte Gazze'nin kahramanları imkânları ile yerel silahlar yapmakta, düşmanı şoka uğratmakta, panikletmektedir. Öyleyse sorun ancak Yahudi devleti ortadan kaldırılarak, Yahudi varlığı üzerine hareket edecek ordulara olan ihtiyaçla varlığı izale edilerek, çözülebilir. Yahudi varlığını ve ajanlarını destekleyen sömürgeci kâfirler, Filistin sorununu İslami bir sorun olmaktan Arap sorununa, sonra milliyetçi Filistin sorunu haline getirmekle cüceleştirdiler. Daha doğrusu yarım bir sorun haline getirdiler, gözü olan herkes nezdinde Filistin yeniden İslami bir sorun, her Müslümanın sorunu haline getirilmedikçe özgürleşemeyeceği herkes nezdinde açık ve nettir. Doğunun en uzak noktası Endonezya'dan batının en uzak noktası Rabat'a kadar sivil ve asker herkes Filistin'in dost ve kardeş bir şehir olmadığı tam tersine can, namus, ırz ve farz olduğunu bilmelidirler. Müslümanlar tek bir vücut gibidir. إِذَا اشْتَكَى مِنْهُ عُضْوٌ تَدَاعَى لَهُ سَائِرُ الْجَسَدِ بِالسَّهَرِ وَالْحُمَّى "Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar." [Müslim]

 

Ey Müslüman ülkelerdeki ve özellikle çevre ülkelerdeki ordular! Hizb-ut Tahrir size sesleniyor, size haykırıyor; mübarek topraklar, Müslüman ülkelerin incisidir. İlk kıbleleridir. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in İsra ve Miraç topraklarıdır. Haydi, düşmanla savaşmak ve halkınıza yardım etmek için seferber olun. Nitekim Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: انْفِرُوا خِفَافًا وَثِقَالًا وَجَاهِدُوا بِأَمْوَالِكُمْ وَأَنْفُسِكُمْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ إِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ "Gerek hafif, gerek ağır olarak savaşa çıkın, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihat edin. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır." [Tevbe 41] Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın şu ayetinde dediği gibi olmayın: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا مَا لَكُمْ إِذَا قِيلَ لَكُمُ انْفِرُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ اثَّاقَلْتُمْ إِلَى الْأَرْضِ أَرَضِيتُمْ بِالْحَيَاةِ الدُّنْيَا مِنَ الْآخِرَةِ فَمَا مَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا فِي الْآخِرَةِ إِلَّا قَلِيلٌ "Ey iman edenler! Ne oldunuz ki, size "Allah yolunda sefere çıkın" denilince, yere çakılıp kaldınız. Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatını mı seçtiniz? Oysa ahirete göre dünya hayatının yararı, pek az bir şeydir." [Tevbe 38] Aksi halde يَسْتَبْدِلْ قَوْمًا غَيْرَكُمْ ثُمَّ لَا يَكُونُوا أَمْثَالَكُمْ "Eğer O'ndan yüz çevirirseniz, yerinize sizden başka bir toplum getirir, artık onlar sizin gibi de olmazlar." [Muhammed 38]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir


H. 14 Ramazan 1435
M.  Cumartesi, 12 Temmuz 2014

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER