Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Üçüncü Meclis Seçimleri Filistin Sorununun Tasfiyesinden Yeni Bir Bölümdür

Filistinli gruplar Kahire’de bir araya geldi. Meclis, başkanlık ve Milli Şura seçimleri yapılmasına karar verdiler. Bu seçimler, öncekileri gibi, Filistin meselesinin tasfiyesinin ve Yahudi varlığının güçlendirilmesinin yeni bir bölümü mü olacak?

Hazırlığı yapılan seçimler, siyasi koşullardan ayrı düşünülmemelidir. Aşağıdaki gelişmelerden ayrı düşünülemez:

1-    ABD yönetiminin, çıkarlarını güvence altına almak, Yahudi varlığını korumak ve teslimiyetçi müzakerelere yeniden başlamak için çizdiği planlardan.

2-    Arap ülkelerince Yahudi varlığı ile normalleşmeye doğru atılan, Allah’a ve Rasûl’üne ihanet edici ardışık adımlardan.

3-    Ürdün’ün, Allah düşmanı Amerika ile imzaladığı savunma anlaşmasından. Bu anlaşma uyarınca ABD, on beşten fazla kara, deniz ve hava üssüne el koydu. Bunun yanı sıra Ürdün’de Amerikan güçlerinin hareket özgürlüğünü güvence altına aldı. Amerika’nın bu Ürdün işgali, çıkarlarını korumak, yaramaz çocuğu “İsrail” in himayesini sağlamak için Amerika’nın bölgeye yönelik düzenlemelerinin bir parçasıdır.

4-    Büyük güçlerin, Filistinli grupları evcilleştirmek için Filistin Kurtuluş Örgütü’ne katma çabalarından. FKÖ, Filistin’in çoğundan vazgeçti, müzakereler ve barışçıl yöntemleri Yahudi varlığıyla ilişkisinin temeli kabul etti.

5-    Allah ve Rasûlü düşmanı Amerikan ajanı “es Sisi”nin gözetiminde gerçekleşen grupların toplantıları, uzlaşmaları ve seçim düzenlemelerinden.

Filistin seçimleri bu bağlamda değerlendirilmelidir. Bu nedenle Filistin sorunu, şimdi yeni ABD yönetiminin vizyonuna göre tasfiyesinin yeni bir bölümüyle karşı karşıyadır. Bazı detaylar dışında Trump’ın vizyonundan pek farkı yok. Bu vizyon, Mescidi Aksa’nın ortak vesayet haline getirilmesi, Batı Şeria’daki bazı bölgelerin Yahudi varlığına ilhakı ve Gazze’deki grupların gönüllü veya gönülsüz olarak silahsızlandırılması şeklinde özetlenebilir. Eş zamanlı olarak Mısır ve Ürdün’ü de içeren bir Körfez “Yahudi” ittifakı oluşturmak için kapsamlı normalleşme süreçleri gerçekleşiyor. Mübarek toprağın çoğunu Yahudi varlığına peşkeş çeken FKÖ’nün büyük ihanetinin zihinlerden yok olması doğru değildir. FKÖ, Oslo Anlaşması, Güvenlik Koordinasyonu ve derin müzakereler şemsiyesini açtı. Batı Şeria’daki yerleşimler, ölümcül bir kanser gibi yayıldı. Nihayet yerleşkeler, bir gerçeklik haline geldi. Filistin Yönetimi bu gerçekliği müzakereye hazır olduğunu belirtti. Olmert-Abbas anlayışları bizlerden uzak değildir.

Filistin seçimlerinin gerçekleşeceği siyasi gerçeklik budur. Kazanan kim olursa olsun sonuçları, İslam düşmanlarının istediğine uygun olacak şekilde tasarlanmıştır. Yahudi varlığı ile güvenlik koordinasyonunu kutsal sayan Filistin otoritesi, seçimlerin sponsorluğunu yapan, yöneten İslam düşmanlarının ajanı bölgesel ülkeler, şemsiyeleri altında faaliyet yürüten, verdikleri kirli siyasi parayla yaşayan hareketler ve örgütler, bu seçimlerin ögeleridir. Filistin seçimleri, İslam düşmanlarının yol ve yordamlarından sadece biridir. Eğer bu yöntemi bulurlarsa, çıkarlarına uygun olarak gerçekleşecek ve uygulanması için kılıf oluşturacaklardır. Eğer başkasını bulurlarsa, seçimlerin yapılmasına engel olacaklardır. Eğer sonuçlar istedikleri gibi olmazsa, masayı ters yüz etmekte tereddüt etmeyeceklerdir. İşgalin şemsiyesi altında gerçekleşen seçimlerden sadece işgalin ve İslam düşmanlarının çıkarlarına hizmet etmesi amaçlanır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلَا تَرْكَنُوا إِلَى الَّذِينَ ظَلَمُوا فَتَمَسَّكُمُ النَّارُ وَمَا لَكُمْ مِنْ دُونِ اللَّهِ مِنْ أَوْلِيَاءَ ثُمَّ لَا تُنْصَرُونَ Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allahtan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez.” [Hud 113]

Ey mübarek toprak halkı! Seçimleri, yetkilendirme ve vekâlet açısından değerlendirmedik. Allah’ın yasakladığı konularda vekâlet, Allah’ın gazabına gerektirir. Yada seçimleri, meclisin yasama ve hakimiyet konusunda Allah ile çekişmesi yönünden de ele almadık. Ki bu, Allah’a şirk koşmaktır ve tâğut ile muhakeme olmaktır. Ya da demokrasinin öncüsü Amerika nazarında yozlaşmışlığı ve kusuru açığa çıkan çürük demokrasi açısından da ele almadık. Evet seçimleri bu açılardan ele almadık. Bunun her biri, haramdır, dolayısıyla katılımı da haramdır. Fakat biz seçimlerin siyasi yönüne odaklandık. Bu karanlık yön, kapkaranlıktır. İslam düşmanları, genel olarak İslam ümmetine özel olarak Filistin halkına kumpas kuruyor. Uzak ve yakın herkes, bu seçimlere en ufak bir katılımın ağır bir suç ve büyük bir günah olduğunu biliyor. Çünkü Allah ve Rasûlü düşmanlarının tuzağı ihanet sürecine katılımdır.

Ey mukaddes toprak halkı! Allah düşmanı Amerika, İslam ümmetinin prangalarından kurtulmak üzere olduğunu çok iyi biliyor. Müslümanların gönlündeki İslam’ın, ajanlarına karşı patlayan, lavlarını çıkarları üzerine püskürten, yakan bir yanardağ olmak üzere olduğunun bilincindedir. Büyük güçlerdeki en büyük suçlular, Hilafetin kurulmasının bir zaman meselesi olduğunun farkındadır. Hizb-ut Tahrir’in Hilafeti kurmak için ciddiyetle çalıştığını görüyorlar ve onunla yüzleşmeye hazırlanıyorlar. Her yerde dava erlerini takip ediyorlar. Kurulmasına engel ya da mani olacağını düşündükleri engeller koyuyorlar. Allah düşmanları, kanserli Yahudi varlığını İslam dünyasına entegre etmek istiyor. İslam ülkesini zayıflatmak ve bölgeyi çatışma halinde tutmak için çalışıyorlar, ki Müslümanlar ayağa kalkmasın. Şam’ın sükûnete ermesini, Yemen’in istikrara kavuşmasını ve Irak’ın huzur bulmasını istemiyorlar. Pakistan, Afganistan ve Bangladeş’te bunun için çalışıyorlar. Ayrıca rakip ittifakların oluşum belirtileri var. Körfez, Ürdün ve Mısır’ı içeren ve Yahudi varlığının mihenk taşı olduğu bir ittifak ile İran ve Şiileri içeren bir Şii ittifakı. İslam düşmanlarının geleneği budur. Bu suçlarıyla İslam ümmetini ezebileceklerini, kontrolleri ve ajanlarının baskısı altında tutabileceklerini düşünüyorlar. Ama heyhat! Meramları söz konusu bile olamaz. Çünkü Nübüvvet metodu üzere Hilafet, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nı vaadi, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesidir. Allah vaadinden asla caymaz.

Sonuç olarak, Filistin sorunu, İslam ümmetinin bir sorunudur, ulusal, milli veya grupsal bir sorun değildir. İslam düşmanları, onu İslam’dan ve İslam ümmetinden koparmak uğraşıyor. Beytül Makdis’in kurtuluş yolu, tektir başka yol yok. O yol da İslam ümmeti ve ordularının Hilafetin kurulması ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in İsra’sının kurtarılması için zafer talep etmesidir. İslam ümmetinin ve ordularının Allah yolunda cihat için zafer talebi, Filistin sorunu için tek çözümdür. İşte bu çözüm, Yahudi varlığını korkutuyor. Bu çözüm, yıpranmış tahtları tepetaklak edecek, ümmette üstünlüğünün kaynağını tahrik edecektir. Kısmi çözümler ya da çok aşamalı müzakereler, 67 sınırları veya uluslararası kararlar ve bölgesel girişimler çağrısında bulunanlar, Allah’a ve Rasûl’üne ihanet etmiştir. Allah, onların arılık ve adaletini kabul etmez.

Allah’ın zaferine olan güven, Rabbimize imanın bir gereğidir. Mübarek toprak halkı ve İslam ümmetine olan güven, dinimize güvenin bir parçasıdır. Nübüvvet metodu üzere Hilafet, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nı vaadi, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesidir. Bütün dünya, kapitalizmin zorbalığından ve suçlu yöneticilerden kurtulmak için İslam’a özlem duyuyor. Allah, kesinlikle ümmeti Muhammed’i dostları etrafında toplayacak, Müslüman orduları, Hayber’e girerken Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in attığı sloganlarla Beytül Makdis’e gireceklerdir.

اللَّهُ أَكْبَرُ، اللَّهُ أَكْبَرُ، خَرِبَتْ خَيْبَرُ، إِنَّا إِذَا نَزَلْنَا بِسَاحَةِ قَوْمٍ ﴿فَسَاءَ صَبَاحُ المُنْذَرِينَ﴾ “Allahu Ekber! Allahu Ekber! Haribet Hayber! (Hayber harap oldu). Biz düşman bir kavmin yurduna baskın yapıp girdik mi, korkutulmuş olan o kavmin hali ne kötü olurbuyurdu.[Buhari] Allah, dinini üstün kılacak nihayet gece ve gündüzün ulaştığı her yere ulaşacaktır. İmam Ahmed, sahih bir isnat ile Temim Ed Dari’den şunu rivayet etmiştir: “Ben, Rasûlullah şöyle buyururken işittim:

لَيَبْلُغَنَّ هَذَا الْأَمْرُ مَا بَلَغَ اللَّيْلُ وَالنَّهَارُ، وَلَا يَتْرُكُ اللهُ بَيْتَ مَدَرٍ وَلَا وَبَرٍ إِلَّا أَدْخَلَهُ اللهُ هَذَا الدِّينَ، بِعِزِّ عَزِيزٍ أَوْ بِذُلِّ ذَلِيلٍ، عِزاً يُعِزُّ اللهُ بِهِ الْإِسْلَامَ، وَذُلاً يُذِلُّ اللهُ بِهِ الْكُفْرَ Bu din, gece ve gündüzün ulaştığı her yere ulaşacaktır. Allah, bu dini sokmadığı hiçbir ev bırakmayacaktır. Çadırlara bile girecektir. Kimi onuruyla kimi de zilletiyle... Ya İslâmla izzet bulacak veya küfürle zelil olacaktır.Onun için Güçlü ve Aziz olan Allah’a güvenin. Allah’ın metin ipine sarılın. Seçimler suçunu ve yapanları reddedin. Muhalefet edenlere Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu buyruğu yeter:

أَفَلَا يَتَدَبَّرُونَ الْقُرْآنَ أَمْ عَلَى قُلُوبٍ أَقْفَالُهَا * إِنَّ الَّذِينَ ارْتَدُّوا عَلَى أَدْبَارِهِمْ مِنْ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمُ الْهُدَى الشَّيْطَانُ سَوَّلَ لَهُمْ وَأَمْلَى لَهُمْ * ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ قَالُوا لِلَّذِينَ كَرِهُوا مَا نَزَّلَ اللَّهُ سَنُطِيعُكُمْ فِي بَعْضِ الْأَمْرِ وَاللَّهُ يَعْلَمُ إِسْرَارَهُمْ Onlar Kuranı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerin üzerinde kilitleri mi var? Kendileri için doğru yol belli olduktan sonra artlarına dönenleri, bu işi yapmaya şeytan sürüklemiş, onlara ümit vermiştir. Bu, münafıkların, Allahın indirdiğini beğenmeyen kimselere, Bazı işlerde size itaat edeceğizdemelerindendir. Allah, onların gizlice konuşmalarını bilir.[Muhammed 24-26]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Mübarek Toprak (Filistin)


H. 10 Şa'bân 1442
M.  Salı, 23 Mart 2021

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER