Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Şeyha Hasina ve Hindistan'la Birlikte Sınır Muhafızları Katliamı Komplosunu Kuran Anglo-Amerikan Anlaşmalı Hükümetini Kaldırıp Atarak Alemlerin Rabbinin Farz Kıldığı Hilafet Devleti'ni İkame Ediniz

İnsanlar, geçen yılın bu ayında Şeyha Hasina hükümetinin, Bangladeş ordusu ve sınır muhafızları kuvvetlerini zayıflatmak üzere Hindistan'daki müşrik hükümetle birlikte komplo kurarak gerçekleştirdiği sınır muhafızları katliamındaki cesur subayların katliam faciasını hatırlıyorlar. Bizler, 25 Şubat 2009'da başlayıp 27 şubata kadar üç gün boyunca subaylara karşı işlenen bu iğrenç katliamı hatırladığımız gibi bu cürümle birlikte silahsız subaylara nasıl işkence edildiğini, aralarında hamilelerin de olduğu subayların hanımlarının nasıl katledilip tecavüz edildiğini, sonra da hükümetin kurbanların cesetlerini ve uzuvlarını gözlerden uzak vahşi bir şekilde nasıl defnettiğini de hatırlıyoruz.

Hükümetin "isyancılara" cürümlerini tamamlamaları için yeterli zaman kazandıracak şekilde siyasi çözüme ulaşma gerekçesi altında bu cürümü durdurmak için ordunun müdahalesini nasıl engellediğini de unutmadık. Hükümetin, subayların ve ailelerinin akıbetlerini öğrenmeden önce "isyancılara" tam bir dokunulmazlık vermek için nasıl acele ettiğini de hatırlıyoruz. Bakanlar ve yetkililer sanki karargahta olanları önceden biliyorlarmış gibi bu sıcak duruma rağmen hiçbir zarara maruz kalmaksızın sınır muhafızlarının karargahına defalarca girip çıkmışlar ardında da sakinleri bölgeden tahliye edip orayı kapatarak "isyancıların" kaçmalarına izin vermişlerdir. Hükümet, cürümünü gizlemek ve suça bulaşması hususunda insanları saptırmak için uydurma hikayeler icat etmeye başlamış ve Şeyha Hasina'nın kıdemli danışmanının, el-Cezire kanalına verdiği bir röportajda, isyancılar geçerli bir mazerete sahiptirler açıklaması yaranın üzerine tuz basmıştır! Hükümet, otoriteyi teslim alır almaz sömürgecileri razı etmek için bu hıyaneti işlemesinin yanı sıra seçim kampanyasında insanlara verdiği vaatleri de yerine getirmemiştir. Bu olayın üzerinden tam bir yıl geçmesine rağmen hükümet, cürümün soruşturulması ve canilerin mahkemeye sevk edilmesi yönünde hiçbir adım atmamıştır.

Ey Müslümanlar!

Hükümet, otoriteyi teslim almasının üzerinden tam bir yıl geçmesine rağmen insanlara verdiği vaatlerden hiç birisini hayata geçirmediği gibi temel emtia fiyatlarının düşürülmesine ilişkin vaatlerini de hayata geçirmemiştir. Bunun yanı sıra hükümet, Kur'an ve sünnete aykırı hiçbir eylemde bulunmayacağını vaat etmiş ancak bunun aksini yapmıştır. Zira Kur'an ve sünnete savaş açmaya dayalı eğitim ve müfredat politikasını benimsemiştir. Şimdilerde ise onlar, İslam'ın Müslümanların özlem duyduğu bir hayat nizamı olarak dönmesini engellemek amacıyla siyasi İslam'ın yasaklanması hakkında konuşmaktadırlar.

Diğer taraftan hükümet, kendisini iktidara getiren efendilerine verdiği vaatlerini yerine getirmek için var gücü ile çalışmaktadır. Zira o, bir taraftan Amerika'nın bölgedeki çıkarlarına hizmet etmek amacıyla Amerikan uçakları için askeri üsler inşa etmek yoluyla haçlı Amerikalılara hizmet ederken -ki hükümet, kasım 2009'da Bangladeş ordusu ile Amerikan kuvvetleri arasında ortak bir tatbikat gerçekleştirmiştir- diğer taraftan Amerika'nın Bangladeş ekonomisine pençesini geçirmesine imkan verecek şekilde Amerika ile ekonomik anlaşma imzalamaya dönük görüşmeler yapmaktadır.

Bir diğer taraftan hükümet, haçlı İngilizler ile onların payandası olan müşrik Hindistan ayağına da hizmet etmektedir. Zira Şeyha Hasina, son Hindistan ziyaretinde teslimiyet görüntüsü veren anlamda pek çok anlaşmalar imzalamıştır. Zira Şeyha Hasina, Hindistan ile Chittong ve Mangla limanlarının Hindistan'a verilmesi anlaşması yapmasının yanı sıra Achgong limanı koridoru yoluyla kendi topraklarından geçmesine de izin vermiştir. Ayrıca Hindistan istihbaratıyla koordinasyon kurmak yoluyla İslam'a karşı savaşta kullandıkları bir isim olan terörizmle mücadele adı altında güvenlik anlaşmaları da imzalamıştır. Sanki sınır muhafızları subaylarının katledilmesi Hindistan'ı razı etmeye yetmiyormuş gibi hükümetin otoriteyi teslim almasının üzerinden bir yıl geçmesiyle birlikte üstüne üstlük bu anlaşmalar yapılmıştır.

Eee tüm bunlardan sonra Şeyha Hasina'nın, "silahlı örgütlere" karşı haçlılarla komplolar kurmuş olmasından dolayı İndira Gandhi barış ödülünü alması hiç şaşırtıcı olur mu? Aynı şekilde Hindistan Devlet Başkanı Şeyha Hasina'yı Pratibha Patel olarak nitelendirirken Şeyha Hasina da Hindistan'da sürgünde olduğu sırada kendisini gözeten İndira Gandhi'yi kendi annesi gibi nitelendirmiştir. Bu arada Şeyha Hasina'nın sürgünde olduğu sırada Hindistan Devlet Başkanı'nın kendisine ev komşusu ve siyasi rehber olduğunu ve Hindistan ziyaretinden döndüğünde de "başarılarını" kendisini Hindistan efsanevi kahramanı "Derodan'a" benzeterek tanımladığını zikretmeden geçemeyeceğiz. Evet, işte Şeyha Hasina gerçeği budur ve o, haçlıların ve müşriklerin sadık bir ajanıdır.

Ey Müslümanlar!

Liderlerinizin sloganlarını yükselttiği kafir demokratik rejimin sizlere hiçbir hayrı dokunmayacaktır. Zira Avami Partisi ile koalisyon ortağı Ulusal Bangladeş Partisi'nin her ikisi de siyasi programlar çizebilmek için efendilerinin emirlerini beklemektedirler. Gerçek şu ki Bangladeş, kendisine muhakeme olduğunuz bu kafir demokratik rejimin gölgesi altında dünyadaki en kötü yirmi başarısız devletten biri haline gelmiştir!

Kafir ve müşrik emperyalistlere meydan okumaya ehil uyanık ve güçlü liderler çıkarmaya muktedir olan sadece Hilafet'tir. Zira Hilafet, şunları yapacaktır:

1- Kur'an ve sünnetle hükmetmek ki işte o zaman Allah Subhânehu Te'alâ bu kerim ümmetten razı olacaktır.

2- Bu başarısız devletleri güçlü ve süper bir devlet ile değiştirmek yoluyla bu karanlık dönemi sona erdirecektir.

3- İnsanların temel ihtiyaçlarını garantileyecek ve birinci sınıf sanayileşmiş bir ülke inşa edecektir.

4- Ümmeti birleştirecek ve güçlü bir ordu inşa edecektir.

5- Müslümanları emperyalistlerin saldırılarından kurtaracak ve güçlü bir dış politika benimseyecektir.

Hilafet Devleti'ni ikame etmek için çalışmak ümmetin boynundaki herhangi bir farz gibi farzdır. Zira Nafi, Abdullah İbnu Ömer'in Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'i şöyle derken işittim dediğini rivayet etmiştir:

مَنْ خَلَعَ يَدًا مِنْ طَاعَةٍ لَقِيَ اللَّهَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ لَا حُجَّةَ لَهُ وَمَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِي عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً "Her kim itaatten elini çekerse, ahirette kendisi için hiçbir delil bulunmadan Allah ile buluşacaktır. Ve her kim de boynunda biat halkası olmaksızın ölürse cahiliyye ölümü ile ölmüş olur." [Muslim rivayet etti]

Şüphesiz Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem], her Müslümanın boynunda biat halkasının olmasını farz kılmış ve boynunda biat halkası olmayanı cahiliyye ölümü ile ölmüş gibi vasıflandırmıştır. Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'den sonra biat halifelere verilmektedir. Bu da her Müslümanın boynunda biatin olması ve Müslümanların bağlılığı açısından biati hak edecek bir halifenin olması anlamına gelmektedir.

 

Ey Güç ve Kuvvet Ehli!

Ey Halid İbnu Velîd, Muhammed İbn-ul Kasım ve Bahtiyar Halıcı'nın Torunları:

Hizb-ut Tahrir, 28 Şubat 2009'da bu hükümetin sınır muhafızları katliamında Hindistan ile gizli anlaşmasını ifşa eden bir beyan yayınlamış ve mücrim hükümet, bu beyan üzerine hizbin üyeleri ve destekçilerinden pek çoğunu tutuklayarak karşılık vermiş ve bunun akabinde de emperyalist efendilerinin önerisiyle hizbi yasaklamıştır. Şimdi sizleri, bu günlerde bu ülkenin kuruluşundan bu yana kendinden önce iktidarda bulunan yöneticilerin çizgisinde yürüyen Şeyha Hasina'nın hıyaneti sayesinde bu ülkedeki en üst el olan sömürgeci kafirin eli haline gelmiş İslami ümmet üzerindeki açgözlü emperyalistlerin çıkmazından kurtarmak için sunduğumuz bu beyana yönlendiriyoruz:

1- İngiltere, Amerika ve Hindistan, Müslümanların düşmanıdır. Sakın onların tatlı sözlerine ve sahte vaatlerine aldanmayınız.

مَا يَوَدُّ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَلاَ الْمُشْرِكِينَ أَنْ يُنَزَّلَ عَلَيْكُمْ مِنْ خَيْرٍ مِنْ رَبِّكُمْ وَاللَّهُ يَخْتَصُّ بِرَحْمَتِهِ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ "Ne ehli kitaptan kâfirler, ne de müşrikler Rabbinizden size bir hayır indirilmesini isterler. Oysa Allah rahmetini dilediğine tahsis eder. Şüphesiz Allah, azim fazilet sahibidir." [el-Bakara 105]

2- Hükümetin takındığı sadakat ve bağılık tutumu İslam'a ve Müslümanlara karşı bir cürümdür. Zira onlar, Azze ve Celle'nin Kur'an'da vasıflandırdığı münafıkların ta kendileridir. Zira o, şöyle buyurmuştur:

بَشِّرِ الْمُنَافِقِينَ بِأَنَّ لَهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا 138 الَّذِينَ يَتَّخِذُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاء مِن دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَيَبْتَغُونَ عِندَهُمُ الْعِزَّةَ فَإِنَّ العِزَّةَ لِلّهِ جَمِيعًا "Münâfıklara kendileri için elîm bir azâb olduğunu müjdele! Mü'minleri bırakıp da kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet (güç ve şeref) mi arıyorlar? Oysa izzetin tamamı şüphesiz Allah'a aittir." [en-Nîsa 138-139]

3- Mevcut hükümeti kaldırıp atması ve Hilafet Devleti'ni ikame etmesi için Hizb-ut Tahrir'e nusret veriniz ki Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'e nusret vererek küfrü Medine-i Münevvere'den kaldıran ve İslami Devleti ikame eden ensarın efendisi Sa'd İbn-u Muaz misali adamlar gibi örneklikler ortaya koyasınız. Sa'd İbn-u Muaz [Radıyallahu anhu]'nun ölümünden ders çıkarınız. Zira Cabir, Nebi [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'den şöyle derken işittiğini rivayet etmiştir:

اهْتَزَّ عَرْشُ الرَّحْمَنِ لِمَوْتِ سَعْدِ بْنِ مُعَاذ "Sa'd İbn-u Muaz'ın ölümünden dolayı Rahman'ın arşı titremiştir."

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Bangladeş Vilâyeti


H. 21 Safer 1431
M.  Cuma, 05 Şubat 2010

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER