Hizb-ut Tahrir / Ürdün Vilayeti heyeti, 22 Ağustos 2016 Pazartesi sabahı Hizb-ut Tahrir mektubunu vermek üzere Pakistan’ın başkent Amman’daki büyükelçiliğine gitti. Mektupta Rahil-Navaz rejiminden Dr. İftihar’ın serbest bırakılması talep edilerek ameliyat sonrasında Rahil-Navaz rejimi tarafından tedavisi reddedildiği için Dr. İftihar’ın hayatı tehlikesi olduğu bildiriliyordu. Ancak ne var ki Pakistan’ın Amman Büyükelçisi, gerçekten de Pakistan’daki cani, ajan ve baskıcı rejimin temsilcisi olduğunu gösterdi. Heyetle görüşmeyi kabul etmeyen Büyükelçi, Büyükelçilik personeline de Hizb-ut Tahrir heyetinin vereceği mektubu almama talimatı verdi. Büyükelçiliğin bu davranışı, Pakistan’daki Rahil-Navaz rejiminin alçaklığını gösterir. Hizb-ut Tahrir heyetine Hizb-ut Tahrir / Ürdün Vilayeti Merkezi Temas Komitesi Başkanı Bilal el-Kasravi başkanlık ediyordu.

Heyetin, Pakistan’ın başkent Amman Büyükelçiliğine vermek istediği basın açıklamasının [mektubun] metni aşağıdadır:

Basın Açıklaması

Dr. İftihar’ı Derhal Serbest Bırakın

Rahil-Navaz Rejimi Ameliyat Sonrasında Tedaviyi Reddettiği İçin Dr. İftihar’ın Hayatı Tehlike Altındadır

Rejim, Hilafetin önde gelen savunucularından Dr. İftihar’a karşı baskı ve ahlaksızlıkta sınır tanımıyor. Dr. İftihar, gittikçe kötüleşen Ülseratif Kolit hastasıdır. Aylarca yürüttüğümüz kampanyanın ardından Dr. İftihar sonunda 6 Ağustos 2016 Cumartesi günü ağır bir ameliyat geçirdi. Ameliyat sonrasında kalın bağırsağı alındı. Daha baygınken rejimin haydutları Dr. İftihar’ın ayaklarını hemen ranzaya kelepçelediler. Ameliyatın ardından yoğun bakımda yatan Dr. İftihar, iç kanama geçirdi ve şu an ameliyatı enfeksiyon kapmış durumda. Hastanede Dr. İftihar’ı ziyaret eden cezaevi yetkilileri, cezaevine naklini istediler. Ancak cerrah, ameliyat sonrasında hastanın üç hafta müşahede altında olması gerektiğini söyledi. 11 Ağustos 2016 günü polis, Dr. İftihar’a bakmak için gelen doktora fiziksel saldırıda bulundu. Rejiminin üst düzey haydut genel müfettişi, yoğun bakımda iken Dr. İftihar’ı zorla cezaevinin revirine götürdü. Şimdi de haydutlar, hayatta kalma mücadelesi veren Dr. İftihar’ı temel tıbbi tedaviden mahrum ediyorlar. Zira bu gibi durumlarda ultrason tarama, lökosit sayısı, hemoglobin düzeyleri, kan ve yara kültürleri zorunludur. Buna göre şuan Dr. İftihar’ın hayatı tehlike dâhil başına gelebilecek herhangi bir felaketten Rahil-Navaz rejimi sorumludur.

Vicdanlı gazetecilere, hâkimlere, avukatlara ve insan hakları savunucularına soruyoruz; Hilafet savunucularının bu insanlık dışı muamelesine daha ne kadar sessiz kalacaksınız? Yargıçların İslam’a göre hükmetmeleri farzdır. Bu yüzden bırakın böyle kötü muameleye maruz kalmasını Allah’ın dinine davet eden birinin zorbaların zindanlarında yatması ne ahlaka ne de vicdana sığar. İslam adına kurulan bir ülkede medya, Hilafet savunucularına yapılan adaletsizliği şiddetle kınamalıdır. Basiret ve feraset sahibi herkes, hakkın yanında yer almalı ve zorbalara açık bir mesaj göndererek müminlere yapılan zulmü kınamalıdır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ إِلَّا أَنْ يُؤْمِنُوا بِاللَّهِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ  “Onlardan, Aziz ve Hamid olan Allah’a iman ettikleri için intikam aldılar.”^{[Buruc 8]}

Son olarak bu zalim rejime, onun tüm kurumlarına, yöneticiler ve kendilerine güvenlik birimleri adı verilen haydutlara diyoruz ki, İslam’a ve dava adamlarına yapılan düşmanlık, Allah’ın sadık kullarını inciten hâkim ve yöneticilerle işbirliği yapmak Hizb-ut Tahrir gençleri ve Dr. İftihar’a hiçbir şey yapamaz. Onlar, bu din uğrunda mücadele etmek ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdelediği Nübüvvet metodu üzere Hilafeti yeniden kurarak ümmeti kalkındırmak için Allah’a yemin ettiler. Dolayısıyla ey mücrimler, yöneticiler ve yargıçlar! Bilin ki sizin bu alçakça tavrınız ne Dr. İftihar’ın azmini kırabilir ne de Hilafet yürüyüşünü yavaşlatabilir. Zira siz, şehitlik mertebesi ve Firdevs cenneti için yanıp tutuşan kimselerle karşı karşıyasınız. Yakında Allah’ın izniyle Halife, sizi perçemlerinizden yakalayacak ve bu ümmetin evlatlarına verdiğiniz zarardan ötürü ümmet adına sizden intikam alacaktır. O gün kaçacak hiçbir delik bulamayacaksınız. Hatta Beyaz Saray bile size sığınma izni vermeyecektir. Bu nedenle Dr. İftihar’ı derhal serbest bırakın ki en azından yakında başınıza gelecek belayı hafifletesiniz. Aksi halde size Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu sözünü hatırlatırız:

سَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنْقَلَبٍ يَنْقَلِبُونَ  “Zulmedenler hangi devrimle devrileceklerini bileceklerdir.”^{[Şuara 227]}