Hizb-ut Tahrir / Ürdün Vilayeti, 03 Mayıs 2016 Salı günü, “Halep’e İhanet Edenlerden Beriyiz”başlıklı siyasi bir bildiri yayımladı. Bildiride bu günlerde dünyanın gözü önünde Halep’te Müslümanların barbarca katliama maruz kalması ele alındı. Yayımlanan siyasi bildiride, mücrimlerin cürmünden, entrikacıların entrikasından, müzakerecilerin müzakeresinden ve bu vahşet eylemleri karşısında sessizliği bürünenlerin sessizliğinden ve hainlerin ihanetinden beriyiz. İnsanlık katledilip Halep’in enkazı altına gömüldü. Katliam yapanların, yakıp yıkanların, işbirlikçilerin, suç ortakların, destekleyenlerin, katkıda bulunanların, müzakerecilerin, sessizlik postuna bürünenlerin ve ihanetçilerin hiçbir mazereti yok denildi. Bildiride Hizb, Cenevre ve benzerlerinin tüm entrikalarını, madrabazlıklarını, müzakereciler saçmalığını yok etmeye, bu dünya düzenini, sözleşmelerini, örgütlerini, uluslararası ve bölgesel kalleş kuruluşları yıkmaya davet etti...

Hizb yayınlanan bildiride “Suriye halkına ve Halep’e yardım etmek, her Müslüman birey ve gruplara, güç ve kuvveti olanlara farzdır. Müslüman ordularına daha çok farzdır. Ürdün ordusuna ise çok daha şiddetli farzdır...”diye vurguladı ve bir de şöyle bir serzenişte bulundu: “Ey Ürdün ve İslam dünyası orduları içindeki kardeşlerimiz! Allah’a andolsun ki gördüğünüz gibi dizginleri ele almak için zaman, sizin ve ümmetin lehine işliyor. Zulmü def ederek Allah’a, halkınıza ve ümmete yardım edin. Bütün ülke halkları yok olsa bile sadece koltuklarını koruma derdindeki entrikacı beceriksizlere ve ahmak hain yöneticilere engel olun. Zaman sizin lehinize işliyor, onun için gerçek pozisyon alın, yiğit, ihtişam ve onurlu pozisyon takının. Önceki selefleriniz gibi adlarınızı yiğit ve kahramanlar listesine yazdırmak için tarih sayfaları sizin için açıldı. Sizden yardım istiyoruz. Siz, biz ve ümmet için varsınız. Biz de sizi dünya devi yapmak için varız. Biz, aranızda yiğitlerin, adam gibi adamların, kahramanların ve kahraman komutanların olduğunu biliyoruz. Haydi, bir adım öne çıkın ki Allah Subhânehu ve Teâlâ dünyanın izzetini, ahiretin de nimetini size bahşetsin. Allah’tan başka kimseden korkmayın ve sadece O’nun için samimiyetle amel işleyin. Saadler, Amrlar, Halitler, Ebu Ubeydeler, Şerahbiller, Muazlar, Usameler nerede? Nerede Mute yiğitleri ve kahramanlar? Siz, Suriyeli kardeşlerinizin dünya diktatörleri ve acımasız entrikalar karşısında savunmasız bir halde nasıl aslanlar gibi sebat ettiklerini gördünüz. Sebatkârlıkları neredeyse bu mücrim dünyayı kahrından öldürecek. Çıldırmak üzereler. Bu yüzden yeryüzünü çevresindeki lavlar ile yakıp yıkıyorlar. Ama heyhat. Siz devrimin Allah için olduğunu ilan ettikten sonra ne yaparlarsa yapsınlar nafile. Sakın yeryüzüne çakılıp kalmayın. Bilin ki Allah katındakiler daha hayırlı ve daha kalıcıdır.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا مَا لَكُمْ إِذَا قِيلَ لَكُمُ انفِرُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ اثَّاقَلْتُمْ إِلَى الْأَرْضِ أَرَضِيتُم بِالْحَيَاةِ الدُّنْيَا مِنَ الْآخِرَةِ فَمَا مَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا فِي الْآخِرَةِ إِلَّا قَلِيلٌ“Ey iman edenler! Ne oldunuz ki, size “Allah yolunda sefere çıkın” denilince, yere çakılıp kaldınız. Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatını mı seçtiniz? Oysa ahirete göre dünya hayatının yararı, pek az bir şeydir.” ^{[Tevbe 38]}

Ey süvariler! Haydi, atlarınıza binin. Ey Allah’ın orduları! Haydi, her iki yurdun izzetine koşun. Halkınız ve kendinize ihanet etmeyin. O zaman titrek, ürkek ve korkaklarla birlikte olursunuz. Ümmetin çocukları ve kadınlar size haykırıyor. Savunmasız insanlar gözlerini size dikmiş, hareketinizi bekliyorlar.

İslam orduları komutanlarına özellikle de Ürdün ordusu komutanlarına, subaylarına ve askerlerine diyoruz ki “Bilin ki ey kardeşlerim! Siz bizim silahlı kuvvetlerimizsiniz ve bu ordu, ümmet ve halkı için vardır. Allah’tan başka tek seçeneğiniz sizsiniz. Yöneticilerin ihanetinden sonra artık sizin de ümmetle birlikte olmaktan başka seçeneğiniz yok. Dahası o hain yöneticiler, açıkça ümmeti düşman ilan ettiler. Ellerini kanlarımıza buladılar. Çıkarları Yahudi varlığı ile örtüşmektedir.

Allahım ülkelere ve insanlara tahakküm eden bu şerli yöneticilerin ihanetinden sana sığınıyoruz. Allahım ülkemizdeki mücrimlerin cürümlerine sessiz kalanların sessizliğinden de sana sığınıyoruz.”