01.10.2013 tarihinde yayınlanan bir haberde Ürdün Haber Ajansı Petra, Siyasi ve Parlamento İşleri Bakanı Halid el-Kalalede büyükelçi Steward Jones ile "Ümmet meclisinin senatörler ve milletvekili kanadıyla, siyasi ve partisel faaliyetlerle, Ürdün toplumunun çeşitli bileşenleriyle diyalog ufkunu açmak için sonraki aşamadaki hükümet planını gözden geçirdiklerini" söyledi. ABD büyükelçisinin günlük gazetelerin editörleriyle, resmi medya yöneticileriyle ve bazı uydu kanallarıyla toplantısı sırasında "Ürdün tarafından yürütülen reformları övdü... Daha kapsamlı reform yolunda ciddi ve mükemmel adımlar olarak" tanımladı. Sonra "Hükümetin ekonomik reform tedbirleri, destek sürecinin rasyonelleştirilmesi, desteği hak eden kesimlerin belirlenmesi cesurca atılan adımlar olarak itibar edilir" dedi. ^{[25.9.2013 ed-Dustur]} ABD büyükelçisi Ürdün'de büyükelçilik bahçesinde hareket ettiği gibi hareket ediyor ya da rahatça gezip dolaştığı evi gibi dolaşıyor. Ülkenin politik, ekonomik, finansal, medya, sağlık, eğitim işlerine burnunu sokuyor, yoksulların ceplerinden çalan hükümetin adımlarını memnuniyetle karşılıyor. Sanki fiili yönetici gibi davranıyor. Amerika'nın İslami ümmetin gerçek düşmanı olduğunu unutan açgözlüler, tamahkâr ve oportünist kimselerle toplantı yapıyor. Birden fazla yerde Müslümanları boğazlıyor, Yahudi varlığının varlığını, emniyetini ve güvenliğini koruyor. Mücrim Beşşar'a dilediği silahla Müslümanları öldürme ruhsatı veriyor. Dolayısıyla Amerika gibi ifsat edici mücrim bir devletin memnuniyetle karşıladığı ve Ürdün'deki büyükelçisinin teşvik ettiği bu reform nasıl bir reform olacak ki? Sanki reformun sahibi ve kararlaştıranı büyükelçi! Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:إِنَّ اللَّهَ لَا يُصْلِحُ عَمَلَ الْمُفْسِدِينَ "Allah, fesat çıkaranların amelini ıslah etmez." ^{[ Yunus 81]}

Ey Ürdün'deki Müslümanlar! Ürdün'de rejim, bu temiz beldenizi Allah Subhanehu ve Teâlâ'nın düşmanlarının inisiyatifine bıraktı, onlara ipotekledi. Ülkenizi casus yuvası ve ajanların cirit attığı bir in haline dönüştürdü. Ürdün'deki rejimin kâfir Batıya bağımlılığı, Ürdün'ü Amerikan üssü haline getirdi. Washington Post kimlikleri gizli kalmak şartıyla yetkililerden şunları nakletti "Amerikan istihbaratı son haftalarda Ürdün'deki gizli üslere Suriye'ye gönderilmeden önce CIA tarafından eğitilen ve silah yardımı alan savaşçıların sayısını artırmak amacıyla ek paramiliter ekipler gönderdiğini" nakletti.  Yine gazete devlet yetkililerinden naklettiğine göre "Beyaz Saray tarafından belirlenen ABD istihbarat ajansının görevi, açık bir zafer elde etmek yerine savaşan grupları çıkmaza sokarak siyasi bir çözüme ulaşmak" olduğunu söyledi. ^{[ 3.10.2013 Washington Post]} Ürdün'de sadece bir tane değil bir kaç tane Amerikan üssü var. İslami ümmete ve kalkınma projesine komplo kurmak için buralardan hareket ediyor.

Ey Ürdün'deki Müslümanlar! Ürdün topraklarından hareket ederek Suriye'de ajanlar üretmeye çalışan Amerika, Ürdün'de hem rejim içinden hem dışından kendine ajanlar üretiyor. Bu nedenle Müslümanın buna karşı sessiz kalması kabul edilemez Aksine ümmetini, dinini seven her Müslümanın ABD ile ilgisi olan herkesi bir kenara atmalı, ifşa etmeli ve ona uyuz koyun gibi davranılmalıdır. Zalimin elinden tutuğunuz gibi Ürdün'deki rejimin elinden de tutun. Çünkü rejim, sizleri kâfir Batıya diz çöktürmek için açlık politikasıyla uçuruma doğru sevk ediyor. Buna sessiz kalmak, sizleri helâke sürükleyecektir. Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: وَاتَّقُوا فِتْنَةً لَا تُصِيبَنَّ الَّذِينَ ظَلَمُوا مِنْكُمْ خَاصَّةً وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ  "Sadece içinizden zulmedenlere erişmekle kalmayacak olan bir azaptan sakının ve bilin ki Allah, azabı çetin olandır." ^{[Enfal 25]} Rasûl Sallallahu Aleyhi ve Sellem de şöyle buyuruyor: إذا رأيتم أمتي تَهابُ الظالمَ أنْ تقولَ له: إنك أنت ظالمٌ، فَقَدْ تُوُدِّعَ منهم  "Ümmetimin zalime "Sen zalimsin" demekten korktuğunu görürseniz onlardan hayır kalmamıştır." ^[Ahmed] Bu yüzden üzerimizdeki farz ancak İslam Devleti, Hak ve İzzet Devleti, Hilafet Devleti kurmak için çalışmakla düşer. Bu devlet, Amerika'nın, kâfir Batının ve uşaklarının ülkemize erişimlerini kesecek, Yahudi varlığının kökünü kazıyacaktır. Nasıl kapitalizm yeryüzünü zulüm ve karanlıklar ile doldurmuşsa, İslami yönetim de yeryüzünü adaletle dolduracaktır. Allah'u Teâlâ şöyle buyurdu: وَلَوْ أَنَّ أَهْلَ الْقُرَى آمَنُوا وَاتَّقَوْا لَفَتَحْنَا عَلَيْهِمْ بَرَكَاتٍ مِنَ السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ وَلَكِنْ كَذَّبُوا فَأَخَذْنَاهُمْ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ "O ülkelerin halkı inansalar ve sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık, fakat yalanladılar, biz de ettikleri yüzünden onları yakalayıverdik." ^{[Araf 95]}