Ürdün başbakanı Abdullah Ensour, es-Sebil Gazetesi'ne göre "Kralın kendisinden, Maan şehri üzerine devletin heybetinin dayatılmasını talep ettiğini" açıkladı. Bunu ise İçişleri Bakanı'nın şu sözleri takip etti: "Güvenlik ve rejim, rasyonel bir güç dayatacaktır." Rejime deriz ki; Maan da diğerleri gibi marjinalleşmenin, yoksulluğun, işsizliğin, gözetimsizliğin, sağlık ve benzeri hizmetlerdeki zayıflığın acısını çekmektedir. Şimdi rasyonel gücünü, insanların işlerini gözetmede ve onların sorunlarını çözmede mi kullanacaksın? Yoksa rasyonel gücünü, Maan ve Maan dışındakilerin evlatlarının gıdalarını yağmalayan büyük fasitleri takip etmede mi  kullanacaksın?

Rasyonellik, herkese hakkını vermeyi, zayıf olandan önce güçlü zalimden intikam almayı ve insanları birbirine kırdırmak için rejimin el altından çıkardığı fitneyi artırmadan önce mezalimleri sahiplerine geri iade etmeyi gerektirmektedir. Zira şayet fitne tutuşursa, insanlara zulmetmeye ve sahip olmadığı heybetini dayatmak için onları korkutmaya başlayacaktır. Çünkü heybet, insanların inanmış oldukları akideye dayanan bir sistemin doğal bir sonucudur. Bu yüzden itaat ve inzibat, insanların inançlarından kaynaklanan kanunların ve sistemlerin sonucunda olur. Aksi taktirde inzibat, baskı ve istismardan kaynaklanan terör ve korkunun yayılmasıyla olur. İşte Ürdün rejiminin yapmış olduğu şey budur. Bunu yapmaya devam ettiği sürece de  rejimin ne heybeti ne de bu kerim Ümmetin nezdinde bir bağlayıcılığı olacaktır. Nitekim Allahu Teâlâ, şöyle buyurmaktadır:

مَنْ كَانَ يُرِيدُ الْعِزَّةَ فَلِلَّهِ الْعِزَّةُ جَمِيعًا إِلَيْهِ يَصْعَدُ الْكَلِمُ الطَّيِّبُ وَالْعَمَلُ الصَّالِحُ يَرْفَعُهُ وَالَّذِينَ يَمْكُرُونَ السَّيِّئَاتِ لَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ وَمَكْرُ أُولَئِكَ هُوَ يَبُورُ "Kim izzeti (şan, şöhret ve güç) istiyorsa, artık bütün izzet Allah'ındır. (ve bunlar sadece Allah'a itaat ve ibadet etmekle elde edilebilir.) Güzel söz O'na yükselir, salih amel de onu yükseltir. Kötülükleri tasarlayıp düzenleyenler ise; onlar için şiddetli biz azab vardır.  Onların tasarladıkları 'boşa çıkıp bozulur." ^{[Fatır 10]}

Ey Ürdün Müslümanları!

Rejimin, Maan şehrinde yapmış olduğu terörizm, korkutma, gelişigüzel gaz bombalarını sıkması ve güvenlik yönlerini abartması, kendilerine karşı çıkan Maan halkının gücünü kırmak içindir. Dolayısıyla rejimin bu davranışları, kötülükleri daha da artıracak ve korkunç sonuçlara neden olacaktır. Bu yüzden sizlere, Müslümanların kanlarının kutsallığının azametini ve SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in şu kavlini hatırlatırız:

لا يَزَالُ الْمَرْءُ فِي فُسْحَةٍ مِنْ دِينِهِ مَا لَمْ يُصِبْ دَمًا حَرَامًا "Bir kişi haram bir kana bulaşmadığı sürece dininde genişlik içinde olmaya devam edecektir."

Dolayısıyla tüm bunlar, Ürdün rejiminin umurunda bile değildir. O halde sizleri felaketlere sürüklemeden önce rejimin elinden tutun. Zira o vakit pişmanlık hiçbir fayda sağlamayacaktır.

Allahu Teâlâ, şöyle buyurmaktadır:

وَمَن لا يُجِبْ دَاعِيَ اللَّـهِ فَلَيْسَ بِمُعْجِزٍ فِي الأَرْضِ وَلَيْسَ لَهُ مِن دُونِهِ أَوْلِيَاءُ أُولَـئِكَ فِي ضَلالٍ مُّبِينٍ "Allah'ın davetçisine uymayan kimse yeryüzünde Allah'ı aciz bırakacak değildir. Kendisi için Allah'tan başka dostlar da bulunmaz. İşte onlar, apaçık bir sapıklık içindedirler. " ^{[Ahkâf 32]}