Bugün, Ürdün rejiminin baskıcı güvenlik güçleri, camilerde “Ey Müslüman Orduların Askerleri! İçinizde Hiç Aklı Başında Bir Adam Yok!” ^{[Hud 78]} başlıklı bildirisini dağıtmalarının ardından bir dizi Hizb-ut Tahrir gencini gözaltına alıp bilinmeyen bir yere götürdüler. Bildiride, Müslüman orduların askerlerine şöyle seslenilmişti: “Haşim Gazze’de kardeşlerinizin akan kanı size hiç mi etki etmiyor? Çocukların çığlıkları, kadınların çağrıları, yaşlıların yardım feryatları sizi onlara destek olmaya sevk etmiyor mu? Allah’a itaat mı daha hayırlı yoksa Allah ve Rasûlü’ne savaş açan, Allah ve Rasûlü düşmanlarını dost edinen yöneticilerinize itaat mı?... Yahudi varlığı savaş veya kıtal ehli değildir, korkaktırlar, zillete, fakrı zarurete mahkûm olmuşlardır... Kardeşlerinizden bir avuç mümin gencin, Yahudilerin silahlarıyla karşılaştırılamaz silahlarla onlara şiddetli bir darbe indirdiğini, önlerinden kaçanların korunmak için uçaklara sığındıklarını gözlerinizle gördünüz.”

“Ey Müslüman orduların askerleri! İçinizde, sizi Allah ve Rasûlüne yardıma sevk edecek aklı başında bir adam yok mu? İçinizde, sizi Allah’tan bir zafer ve yakın fethe yönlendirecek aklı başında bir adam yok mu? Hadi ümmete yanıt gelin, zira ümmet sizi çağırıyor... Hadi Mübarek Toprağa yardım edin, zira Mübarek Toprak sizden yardım istiyor...

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنْ تَنْصُرُوا اللهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ * وَالَّذِينَ كَفَرُوا فَتَعْساً لَهُمْ وَأَضَلَّ أَعْمَالَهُمْ “Ey iman edenler! Siz Allah’ın dinine yardım ederseniz, O da size yardım eder, ayaklarınızı savaşta sabit kılar. İnkâr edenlere gelince, onların hakkı yıkımdır. Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmıştır.” ^{[Muhammed 7-8]}

Bu çağrı, Allah’ın kelamını hatırlatmaktadır. Şeriatın emrine göre Yahudilerle savaşmak ve Müslümanlara yardım etmek farzdır. Müslümanlar, vurdumduymaz hain yöneticiler şöyle dursun dünyanın gözü önünde soykırıma uğramaktadır. Şimdi bu çağrı, iktidara, İslam’ın söylemiyle hitap eden mümin gençlerin gözaltına alınmasını mı gerektiriyor? Bu gösteriyor ki ve ortaya koyuyor ki bu rejim, Yahudilerin müttefikidir ve sınırlarının koruyucusudur. Ürdün’deki halk kitleleri artık bunu bilincinde ve hatta her gün bunu yüksek sesle dile getiriyorlar.

Ordulardan yardım isteme çağrısı, güç ve kuvvet ehli aracılığıyla mazlumlara yardım etme fikri, Müslüman ülkelerdeki diğer rejimler gibi Ürdün rejimini de korkutuyor. Zira bu çağrı, iktidarının sonu anlamına geliyor, bunun farkında. Bilindiği gibi Ürdün rejimi, Yahudi varlığını ve sınırlarını koruyan işlevsel bir varlıktır. Bu nedenle Filistin’e destek için gerçek ve şeri çözüme çağıran her sesi susturmaya çalışıyor.

Biz, halka yalan söylemeyen bir lideriz. Kuşkusuz bu gözaltılar ve baskılar, bizi hakkı açıkça söylemekten, bu yöneticilerin sahtekarlıklarını ve sömürgeci kafirlere olan bağımlılıklarını deşifre etmekten alıkoyamayacaktır. Bu gözaltılar, davet taşıyıcıların kararlılığını zayıflatmayacak, aksine kararlılıkları ve Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya olan güvenleri ve hak yolundaki sebatları daha da artacaktır... Bir süre sonra da olsa Allah’ın mümin kullarına yardım edeceğini yakinen biliyorlar.

أَلَا إِنَّ نَصْرَ اللهِ قَرِيب“İyi bilin ki, Allah’ın yardımı pek yakındır.” ^{[Bakara 214]} Gözaltına alınan parti gençlerinin güvenliğinden Ürdün rejimi sorumludur ve derhal serbest bırakılmalıdırlar. Ümmet, Allah ve Rasûlünü razı eden onurlu bir duruş sergilemeli, davet taşıyıcılarının yanında yer almalı ve onları rejimin güvenlik güçlerinin pençesinden kurtarmalıdır. Ey İslam ümmeti! Gençlerimizi güvenlik güçlerine teslim etmeyin, onları yüzüstü bırakmayın ve onları Ürdün’deki rejimin güvenlik birimlerinin zulmüne terk etmeyin. Gelin onları savunun ve derhal serbest kalmalarını sağlayın. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

الْمُسْلِمُأَخُوالْمُسْلِمِ،لَايَظْلِمُهُوَلَايَخْذُلُهُوَلَايُسْلِمُهُ“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu teslim etmez ve onu yüz üstü bırakmaz”

Onlar, Salih ve temiz insanlardır. Biz Allah’a karşı kimseyi tezkiye etmeyiz. Alametleri ufukta beliren Raşidi Hilafet’i kurmak için Hizb-ut Tahrir saflarında çalışan insanlardır. Hilafet, Yahudi varlığını ortadan kaldıracak ve ümmeti yüzüstü bırakan herkesi hesaba çekecektir.

وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنقَلَبٍ يَنقَلِبُونَ“Zulmedenler hangi akıbete uğrayacaklarını göreceklerdir.” ^{[Şuara 227]}