Bugünlerde gündemde Hint ilaç şirketi Marion Biotech Pvt Ltd. tarafından üretilen ve bugüne kadar ülkemizde 19 çocuğun hayatına mal olan Doc-1 Max şurubu skandalı var. Yabancı büyük medya kuruluşları bu konuyu gündeme taşıdılar. Aslında şaşılacak bir şey yok, zira sağlık hizmetleri ve eczacılık, çok karlı bir ticari işe dönüşmüştür. Şimdi bunun bedelini çocuklar ödüyor! Hükümet, suçlu olarak gördüğü birçok yetkiliyi görevden aldı. Ancak biz, bu suçun başlıca sebebinin yıkıcı sağlık sistemi olmadığına, bu alanı bu hale getiren kapitalist sistem olduğuna inanıyoruz. Çünkü bugün yürürlükteki bu sistem, sağlık alanını insan sağlığıyla oynayan bir ticarete dönüştürmüştür. Bugün bu alanda yolsuzluk ve rüşvet kol gezmekte, doktorlar ile eczacılar arasında gizli anlaşmalar yapılmakta, ülkeye giren ilaçlar kontrol edilmemekte, devlet halkının sağlığını hiçe saymaktadır. Oysa halkın sağlığı, devletin en önemli görevlerinden biridir. İşte bütün bunların asıl sebebi, bu sistemdir. Çünkü böylesi bir sistemin uygulanması sonucunda, diğer tüm değerler yok olmuş, sadece maddi değer asıl amaç haline gelmiştir. Sağlık sektörü devlet için karlı bir alan değildir, aksine devletin sırtında bir kamburdur. Onun için demokratik ülkelerde bu sektör, bireylere bırakılarak devlet bu alandan çekilmiştir. Bunun sonucunda insanların sağlığı, bir avuç büyük ilaç şirketinin ve özel kliniklerin “merhametine” bırakılmıştır.

Çocukların ölümü ve sağlık sorunlarının bedelini masum hayatlarıyla ödemeleri, ülke halkını şok edip çileden çıkardı. Ülkedeki gazeteciler, uzmanlar ve aktivistler, artık bu duruma sabredilemeyeceğini ve bu alanda büyük reformların gerçekleşmesi gerektiğini söylediler. Sadece bu duruma değil, ülkemizde son dönemde 3 büyük kanser hastanesinin satışa çıkarılmış olmasına, tedavi paraları olmadığı ve devletin görevinde ihmalkârlık gösterdiği için daha ciddi hastalıklara yakalanan insanların yardım için halka başvurmasına sabretmek de artık mümkün değil. Ancak aydınlar, gerçek değişimin sadece bir alanda değil, yürürlükteki sistemde bir değişiklik olması gerektiğini anlamalıdırlar. Kapitalist sistem ve kokuşmuş demokrasisinin insanların başına bu tür felaketleri getirdiğinin farkında olmalıdırlar. Tüm musibetlerin ve sorunların kaynağının kapitalist sistem olduğunu göz önünde bulundurmalılar ve alternatif bir sistem uygulamak için kafa yormalıdırlar. Böyle bir sistemin var olduğunu ve bu sistemin halkımızın inandığı İslam sistemi olduğunu anlamalıdırlar. Çünkü sadece İslam Şeriatı ile yöneten bir devlet, insan sağlığını ve güvenliğini koruyabilir. Günümüzün insanlık dışı sistemleri, insan sağlığını bir gelir kaynağı olarak görmektedir. Bu nedenle İslam sistemine dönüş, ülkemizdeki Müslümanlar için ölüm kalım meselesi olmalıdır.

أَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللَّهِ حُكْماً لِّقَوْمٍ يُوقِنُونَ“Onlar hâlâ cahiliye devrinin hükmünü mü istiyorlar? Kesin olarak inanacak bir toplum için, kimin hükmü Allah’ınkinden daha güzeldir?”^{[Maide 50]}