Yemen, çatışma ve savaşlara tanık oluyor. Bu çatışmaların arkasında sömürge ülkeleri özellikle İngiltere ve Amerika var. Bu iki ülke, bölgesel ve yerel kuklalar yoluyla Yemen’de nüfuz ve pastadan pay kapma mücadelesi veriyor. İşte böyle bir ortamda Güney Yemen’deki bazı Ayrılıkçı Hareket güçleri güneyin kuzeyden ayrılmasından dem vuruyorlar. Öyle ki Aydarus Zübeydi, güneyin idaresi için ve sözde Abdu Rabbo Mansur Hadi yönetimindeki meşru hükümetle yaşanan anlaşmazlığın ardından içeride ve dışarıda güneyi temsil edecek bir geçiş konseyi kurdu. Bunun üzerine Hadi, Aden Valisini görevden aldı. Ardından bazı Ayrılıkçı Güney Hareketi güçleri, sözde tarihi Aden deklarasyonunda güneyi temsil yükümlülüğünü görevden alınan Aden valisine verdiler.

Şüphesiz güneyi kuzeyden ayırmak, herhangi bir İslami ülkeyi küçük parçacıklara bölmek ve parçalamak, suçtur, hem de büyük bir suçtur. Çünkü Müslüman ülkeleri tek bir varlık olması gerekir ve gerekçesi ne olursa olsun birden çok varlıklara bölmek haramdır. Aslolan tek ve birlik olmaktır. Sykes-Picot ihanet anlaşması ile parçalanan Müslümanların musibet, felaket ve elemleri günümüze değin devam ediyor. Zulüm ve adaletsizlikleri bertaraf etmek, ülkeyi parçalamak, bölmek, sömürge sınırlarını perçinlemek, Müslüman ülkelerde özellikle Yemen’de öncekinden daha berbat yeni yapay sınırlar oluşturmakla olmaz. Bu sınırlar içinde entegre olmuş Yemen halkı, Müslüman ülkeler özellikle Yemen’i büyük bir hapishaneye çeviren ve sömürgeci Batının hangarı yapan sömürge sınırlarını yıkmak için kıyama kalkıp fedakarlıklar yapmıştır.

Ey kuzey ve güney Yemen halkı! Kuşkusuz ülkenin birliği, zulüm ve zorbalıkların nedeni değildir. Allah size merhamet etsin derdi iyi düşünün ki derman olasınız. Güney ve Kuzeyi ile ülkenin altında inim inim inlediği zulüm ve zorbalıkların nedeni, uygulanan kapitalist sistem, yöneticiler, yönetim ve zenginlik üzerine çöreklenmiş zorbalardır. Sömürge döneminden sonra güneyde akla kanaat vermeyen, fıtrata uygun düşmeyen, insanların mülkiyetini elinden alıp servet zengini bir ülkede sefalete düşüren ve kaba kuvvetle uygulanan sosyalist sistem hâkimdi. Ardından kapitalist ve cumhuriyet sistemi altında güney ve kuzey birleşti. Birleşti ama felaketleri de bir o kadar arttı. Sosyalist sistem, zenginleri yok ederken yoksulları da zenginleştirmiyordu. Kapitalist sistem ise yoksulları ortadan kaldırırken zenginleri de iyice zenginleştirmektedir. Bu yüzden durum, ateşten medet bekleyen ya da eman dileyen kimsenin durumuna benziyor. Böylece kapitalizm ve cumhuriyet sistemi, halka ve ümmete ait olan sosyalist sistemin mirasına kondu. Kapitalist ve cumhuriyet sisteminde ümmetin mirası zorba bireylerin malı haline geldi. İnsanlar, zenginlik ve kamu mülkiyetinden yararlanamaz oldular. Kendilerine hiçbir pay verilmedi.

Yemen halkı, Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in kurduğu ilk İslam Devletinde İslam ümmetinin bir parçası olarak yaşamıştır. O zaman İslam ümmeti, tek bir ümmetti, lideri tek, bayrağı da tekti. Yemen halkı İslam Devletinde iyi bir hayat yaşadı. Gerçekten iman ve hikmet halkı oldu. Çağın ilkel araçları ve zor koşullarına rağmen ülfet ve merhamet içinde yaşadılar. İslam mefhumları ve hükümleri hayatlarını değiştirmiş ve mizaçlarının pasını açmıştı. Biz şuan ki duruma sömürge hâkimiyetinden ve dayatılan sömürge hadaratından sonra geldik!

Ey kuzey ve güney Yemen halkı! Yaşadığımız bu durum için çözüm, zulüm, zorbalık ve nedenlerine yönelik bilinçsiz tepkiden değil, uyanıklık ve idrakten doğmalıdır. Kapitalist ve cumhuriyet sistemini değiştirerek yerine Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini koymak, tek etkili tedavidir. Sosyalizm, kapitalizm, cumhuriyet, krallık, milliyetçilik ve ulusalcılık düşüncelerini denediniz. Ama hiçbir sorunu çözmediler, hiçbir yaraya da merhem olmadılar. Hatta hastalık ve sefaletin başlıca nedeni bu düşüncelerdir. Ayrılma talebi çözüm değil, aksine zulme yönelik iyi etüt edilmemiş sorumsuzca bir tepkidir. Dahası ayrılık, başta Amerika olmak üzere sömürge ülkelerinin bir amacıdır. Amerika, yeni Orta Doğu projesi kapsamında bölgeyi yeniden dizayn ederek planlarını gerçekleştirmek için halkların zenginliklerini sömürmek istiyor. Allah size merhamet etsin Amerika’nın maşası olmayın. Ülkeyi ve sizi sefalet ve trajedilere sürüklemek isteyenlerin peşinden gitmeyin.

Kuzey ve güney Yemen’de çatışan taraflar, nüfuz ve servet mücadelesi veren İngiliz Amerikan uluslararası çatışmanın birer kuklalarıdır. Onlar, Yemen ve halkına ihanet ederek Yemen’i Batılı efendilerine teslim ediyorlar.

Ey Yemen halkı! Gerçek değişim için mücadele edin. İslam akidesinden uyanık ve aydın bir bakışla fışkıran gerçek değişim, derdin dermanı, hastalığın tanısıdır. Siz,  iman ve hikmet madalyonunu kazanmış bir halksınız. Verimli ve etkili gerçek değişim, sömürge sistemlerini kökten yok etmek ve çatışmacı ajanların ipini kesmekle olur. Sömürge elini Yemen ülkesinden def etmekle olur. Allah’ın Şeriatı ile muhakeme olmak, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti sistemi altında Şeriat ile yöneten bir yönetici seçmek ve atamakla olur. Bazen ayrılık, bazen federalizm, bazen sosyalizm, bazen kapitalizm ve bazen de laik kapitalist cumhuriyet adıyla sömürgeci kâfirler ve onların yerel ve bölgesel kuklalarının kobayı olmakla değil!

İşte hastalığın temeli ve dermanın gizemi budur. Onun için sakın öncekiler gibi olmayın. Ki Allah Subhânehu ve Teâlâ onlar hakkında şöyle buyurdu:

فَقَالُوا رَبَّنَا بَاعِدْ بَيْنَ أَسْفَارِنَا وَظَلَمُوا أَنفُسَهُمْ فَجَعَلْنَاهُمْ أَحَادِيثَ وَمَزَّقْنَاهُمْ كُلَّ مُمَزَّقٍ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّكُلِّ صَبَّارٍ شَكُورٍ“Onlar ise, “Ey Rabbimiz! Yolculuğumuzun konakları arasını uzaklaştır” dediler ve kendilerine zulmettiler. Biz de onları ibret kıssalarına çevirdik ve kendilerini darmadağın ettik. Şüphesiz ki bunda çok sabreden, çok şükreden herkes için ibretler vardır.”^{[Sebe 19]}

İbret alın. O kimseler sizin için bir ayet ve ibret olsun da Allah’ı öfkelendiren (Sünni veya Şii) ya da (Zeydi veya Şafii) ya da (güney ve kuzey) adı altında mezhepçilik ve Bölgeselcilik naralarından uzak durun. Allah’ın hakkında bir sultan indirmediği bu safsata düşüncelere sakın yakınlık göstermeyin. Çünkü hepsi de Allah’ı öfkelendiren cahiliye davalarıdır. Cahillerden olmak cürüm olarak size yeter.

Size nasihatimiz şudur ki nerede olurlarsa olsunlar İngiliz Amerikan çatışmasının kuklaları oldukları sürece mücadeleniz rejim ve yöneticilerle olsun. Size düşkün gibi görünseler de ve müftüler onlar için fetvalar verseler de Batı çıkarlarını gerçekleştiren ajan zorba yöneticilere sakın meyledip yaslanmayın. Onlar, sömürgeci çıkarların bekçileridir. Sizin hakkınızda ne bir zimmet ne de bir ahit gözetmezler. Hizb-ut Tahrir olarak biz, bu haksız ve adaletsiz sistemlerin kökünü kazımak için çalışıyoruz. Ülkeyi birleştirmek ve korumak için ant içtik. Hakkın davetçisi ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin destekçisi ve yardımcısı olun. Bu, cehennem davetçisi ve sömürgeci kâfirlerin çıkarlarını gerçekleştiren savaşlar ve çatışmalarda helak olup gitmenizden çok daha iyidir. Savaş ve çatışmalarla hem dünya hem de ahirette kaybedenlerden olursunuz.

Allahım tebliğ ettik, şahit ol!