Cumartesi, 28 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/30
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Yemen Vilâyeti
Medya Bürosu

No: YMu2013BAu20132013u2013MBu2013TRu20130002 H. 7 Rabi-ul Evve 1434
M. Pazar, 20 Ocak 2013

-Basın Açıklaması- 13 Ocak, Güney Yemen'e Egemen Olması İçin Amerikalıların Planlarına Hizmet Eden Bir Gün Olmasın Diye

13 Ocak 2013 geçen Pazar günü, Aden şehrindeki el-Arûd Buhur Meksar Meydanı'nda 13 Ocak 1986 yılında "cuntacı ve gurupçu" savaşçıların olduğu Yemen Sosyalist Partisi'nin tarafları arasındaki uzlaşma ve hoşgörü için büyük bir festival yapılmıştır.

Bu yılki hoşgörü ve uzlaşma festivali için ciddi bir hazırlık yapılmıştır. Bu da Ali Salim el-Baid'in aralarında yirmi altı yıl süren bir kopmanın ardından kardeşinin oğlunun ölüm yıldönümü münasebetiyle Ali Nasır Muhammed için bir taziye mesajı göndermesi yoluyla olmuştur. Ardından savaşta mağlup olan cunta lideri Ali Nasır Muhammed ile on gün devam eden ve şahısların genelinin Yemen Sosyalist Partisi'nin sivil ve askerî kadrolarından olan on üç bin kişinin (13.000) kurban verildiği 13 Ocak 1986 savaşında galip gelen cunta lideri Ali Salim el-Baid'in bir araya geldiği Beyrut görüşmesi olmuş ve bunun ardından da Güney'de gelecekteki siyasî rollerini ve aralarındaki pozisyonları  paylaşmak için Ali Nasır Muhammed ile Hüseyin Salim Muhammed'in yardımcısı Ahmed'in Birleşik Arap Emirlikleri'nde bir görüşmesi olmuştur.

Uzlaşma ve hoşgörü fikri, 13 Ocak 2006 yılında Uzlaşma ve Hoşgörü Radfan Derneği tarafından Güney şehirlerinin, özellikle de 13 Ocak 1986 savaşının patlak verdiği iki kutup olan "Abyan ve ed-Dali" şehirlerinin evlatları arasında başlatılmıştır ki böylece bunun hemen ardından, yani 2007 yılında Güney Hareketi oluşturulmuş ve bu hareketin faaliyetleri ise genellikle Aden'de bulunan ve bu da Ali Abdullah Salih'i uzun bir süre kalması için Aden'e gitmesine ve birçok kez de Stephen Seche ile görüşmesine neden olan eski Amerikan Büyükelçisi Stephen Sèche'nin bulunduğu 2008 yılı günlerde zirveye ulaşmıştır.

Amerikalılar, 13 Ocak 1986 yılındaki başarısızlıklarının ardından Güney Yemen'deki egemenliklerini teslim etmemişledir. Zira onlar, Amerikalıların daha önce gerçekleştirmede başarısız oldukları şeyleri gerçekleştirmek amacıyla 13 Ocak tarihini, kendi elleriyle çalışarak Güney halkına ulaşmanın yeni bir istasyonu kılmak yoluyla hedeflerini gerçekleştirmek için yeniden geri dönmüşlerdir.

Nitekim 2006 yılındaki festivale ilk saldıranlar ajanları Ali Abdullah Salih'in lisanı üzerinden İngilizler olmuş, bu saldırılarını adamları vasıtasıyla Güney Hareketi'nin dalgası takip etmiş ve daha sonra Abyan'da yaptıkları gibi onu siyasî olarak başarısız kılmak, askerî olarak karşı karşıya bırakmak ve onu ortadan kaldırmak amacıyla da silahlı bir harekette bulunmuşlardır. Aynı şekilde İngilizlerin çabası, ziyaretlerde bulunmak ve ayrılık fikrinden vazgeçirmek amacıyla Güney Hareketi'nin fraksiyonlarıyla görüşmeler yapmak yoluyla Avrupa Birliği tarafından da desteklenmiştir. İşte bunun için Güney Yemen'i işgal ettikleri sırada onları şöhretlerini genişleten saltanatlarına getirmişler ve ayrılmalarının ardından bugüne kadar Suudi Arabistan'da sürgündeyken bile Güney'de siyasî hayata katılmaları amacıyla onlar için yeni bir alan açmışlardır.

İngiltere, 30 Kasım 1967'de Cenevre'de Ulusal Cephe ile yaptığı gizli görüşmelerden dokuz gün sonra Aden'den ayrılmıştır. Bunu da yönetimde kalmaları ve ellerinin de Amerika'nın teşvik ettiği yoldaşlarıyla savaşmaları yoluyla Güney Yemen'deki siyasî egemenliğinin devam etmesi için yapmıştır. Aynen Ali Salim el-Baid ile Ali Nasır'ın 13 Ocak 1986'da yaptıkları gibi. Dolayısıyla bu devlet hala Yemen üzerinde egemen olmak için Amerika ile çatışmaktadır!

Nitekim 2007  Uzlaşma Festivali, Güney Hareketi'nin doğmasına neden olmuştur. Dolayısıyla 2013 Uzlaşma ve Hoşgörü Festivali de "Anad, Sokotra ve Mayon" gibi Yemen topraklarının her birinde askerî bir varlık elde etmelerinin ardından Yemen'i parçalama ve ona egemen olma noktasında Amerikalıların planlarının pekişmesini sağlayan siyasî eylemlerin gerçekleşmesi için yapılmaktadır.

Altmışlarda Güney Yemen'deki İngiliz sömürgesi karşıtları, Amerika'nın 1961 yılında Birleşmiş Milletler kürsüsünden İngilizlerin yerine yeni bir sömürgecilik elbisesi gerçekleştirmek amacıyla eski Avrupa sömürgesinin baskısı altında ezilen halkların "kendi kaderini belirleme" noktasında yaptığı çağrısına icabet ederek İngiliz sömürüsünden ve onun egemenliğinden kurtulma sloganlarını yükseltmişlerdir. Bu da İngilizleri, Amerikalıların Güney'den vazgeçmemelerine karşı hızlı hareket etmeye sevketmiştir. Nitekim bunu çok erkten hissetmelerinden dolayı gerçekleştirmede başarısız oldukları 1957 yılındaki ilk projeleri "Güney Arabistan Federasyonu'nu" getirmişlerdir. Ancak onlar, 1967 yılındaki Cenevre görüşmelerinde başarılı oldukları "Güney Yemen Halk Cumhuriyeti" projesine geri dönmüşler ve bu ise Amerikan yanlısı ve takipçisi olan Ali Salim el-Baid'e kadar devam etmiştir...!

İşte yaklaşık elli yılın ardından bugün bizler, İngilizler ile Amerikalıların bizim üzerimizdeki düzenbazlarını henüz bitiremedik. Nitekim ellerini onlara yada şunlara uzatan, onların akliyetleriyle düşünen ve onların planlarını kurtaran Yemen evlatları oldukça da bu olmayacaktır?! Nitekim İngilizler, kendilerinin iktidar oldukları dönem boyunca Güney Yemen üzerindeki siyasî egemenliğini etkinleştirmişler ve bugün de iktidardan çıkmalarının ardından Yemen'e Amerikalıların egemen olması için geri dönmek istemektedirler!

Ey İman ve Hikmet Sahibi Yemen Halkı!

Yıllar boyunca sizleri yönetenlerin kimler olduğunu bilmiyor musunuz? O halde onların hepsini kaldırıp atın ve düşmanlarınız olan İngilizler ile Amerikalıların sizin için çizdikleri planlar çerçevesinde hareket etmeyin. Zira Allahuteala, şöyle buyurmaktadır:

وَلَن تَرْضَى عَنكَ الْيَهُودُ وَلاَ النَّصَارَى حَتَّى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ "Yahudiler de Nasraniler de sen onların dinine tabi olmadıkça asla senden razı olmayacaklardır." [el-Bakara 120]

Yemen'in İngiliz egemenliği altında tek olarak kalmaya devam etmesinin yada Amerika'nın arzu ettiği şekilde parçalanmış olarak kalmaya devam etmesinin asla sizlere hiçbir faydası olmayacağı gibi İslam'ın yönetimden uzaklaştırılmasına razı olmanızdan ve Allah'ın sizlere inkar etmenizi emretmiş olduğu tagutların yönetimini kabul etmenizden dolayı geçmiş yıllarda olduğu gibi sizleri dünyada zillete ve ahirette de aşağılanmaya sürükleyecektir. Zira Azze ve Celle şöyle buyurmuştur:

أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ يَزْعُمُونَ أَنَّهُمْ آمَنُواْ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ يُرِيدُونَ أَن يَتَحَاكَمُواْ إِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ أُمِرُواْ أَن يَكْفُرُواْ بِهِ وَيُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَن يُضِلَّهُمْ ضَلاَلاً بَعِيدً "Sana indirilene ve senden önce indirilenlere inandıklarını iddia edenleri görmedin mi? Tagutu inkar etmekle emrolundukları halde ona muhakeme olmak istiyorlar. Halbuki şeytan onları büsbütün saptırmak istiyor." [en-Nisâ 60]

Dolayısıyla sizlerin, gerek kendinizin gerekse dünyanın efendisi olmanız için İslam'ın şerefine ve izzetine geri dönerek yapacağınız gerçek bir zaferiniz yok mudur? Böylece Yemen, ister İngiltere isterse Amerika olsun sömürgeciliğin tüm şekillerinin kaldırılıp atılmasıyla tek bir yapı olacağı gibi Hilafet Devleti'nin altında İslam ile hükmedileceksiniz.

Hizb-ut Tahrir sizleri, İmam Ahmed'in Müsnedi'nde geçtiği üzere Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in bir müjdesi olan Hilafet Devleti'ni kurmak yoluyla İslamî hayatı yeniden başlatmak amacıyla kendisiyle birlikte çalışmaya davet etmektedir. Zira Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], şöyle buyurmuştur:

تَكُونُ النُّبُوَّةُ فِيكُمْ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا عَاضًّا فَيَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا جَبْرِيَّةً فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ ثُمَّ سَكَتَ "Allah'ın olmasını dilediği kadar aranızda Nübüvvet olacak, sonra kaldırmayı dilediğinde Allah onu kaldıracaktır. Sonra Nübüvvet Minhacı üzere [Raşidi] Hilafet olacaktır. Böylece Allah'ın olmasını dilediği kadar olacak, sonra kaldırmayı dilediğinde onu da kaldıracaktır. Sonra ısırıcı meliklik olacaktır. Böylece Allah'ın olmasını dilediği kadar olacak, sonra kaldırmayı dilediğinde Allah onu da kaldıracaktır. Sonra zorba diktatörlük olacaktır. Böylece Allah'ın olmasını dilediği kadar olacak, sonra kaldırmayı dilediğinde onu da kaldıracaktır. Sonra (yeniden) Nübüvvet Minhacı üzere [Raşidi] Hilafet olacaktır." Sonra sükut etti.

Allahuteala, şöyle buyurmaktadır:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ "Ey iman edenler! Allah ve resulü sizi, size hayat verene davet ettiğinde icabet edin." [el-Bakara 183]


Dr. Muhammed Et-Taşî
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Medya Bürosu Başkanı
Yemen Vilâyeti

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Yemen Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 735417068
http://www.domainnomeaning.com
E-Mail: yetahrir@gmail.com

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER