Es Sevra gazetesi, 7 Eylül 2023 Perşembe günü yayınlanan sayısında, “Gıda Programı Yardım Kapısından San’aya Tuzak Kuruyor” başlıklı bir habere yer verdi. Haberde Gıda Programının Yemen’e yapılan yardımların azaltılması konusu işlendi. Gıda Programı, yardımları azaltmak için San’a hükümetinin imzasını ve onayını almaya çalıştı.

Dünya Gıda Programı, Amerika’nın halkları kontrol etmek ve sömürgeci planlarını uygulamak için kullandığı kollarından biridir. Amerika veya diğer kapitalist Batılı ülkeler, hiçbir durumda insani yöne değer vermezler. Kapitalist ideoloji, insanı değeri tanımaz, insani değerden beridir ve yalnızca maddi değere önem verir. Ayrıca sömürgecilik kapitalizmin önemli bir parçasıdır, ideolojisini yayma metodudur. Bu yüzden Batılı ülkelerin Müslümanlara veya diğer mazlum insanlara yaptığı yardımları insani bir yardım olarak görmek sığlıktır, kana bulanmış ellerini tuzak, kötülük ve sinsilikten arınmış olarak pirüpak görmek gülünçtür.

Amerika, Yemen savaşının başından beri her türlü örgüte kapıyı sonuna kadar aralamıştır. İktidara çöreklendikten ve onlarca yıl iktidarı tekellerinde tuttuktan sonra İngiliz ajanlarını deviren Husiler, kendilerini meşru olarak görseler de darbeci olarak değerlendirildikleri için herhangi bir finansman kaynağından yoksundurlar. Bu örgütler, insani yardım bahanesiyle kontrolleri altındaki bölgelerde Husilere fon sağlamışlardır. Kaynak eksikliğinin yaşandığı bir zamanda insanların hoşnutsuzluğu karşısında direnip dayanmaları ve böylece istikrara kavuşup iktidarı ele geçirmeleri için Husilere yardımcı olmuşlardır. Husilere bağlı İnsani İşler Konseyi, “Yemen’de faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının sayısının 462 olduğunu” ortaya çıkardı. Konsey Genel Sekreteri Abdül Muhsin El Tavus, “Geçen yıl insani yardım alanında faaliyet gösteren kuruluşların sağladığı finansman miktarının 1 milyar 220 milyon 472 bin doları bulduğunu” söyledi. ^{(07.04.2021 https://debriefer.net)}

Yemen, dünyada dış kuruluşlardan insani yardım alan en büyük ülkedir. Dış kuruluşların genel merkezlerinin tamamı başkent Sana’da bulunmaktadır. Bu yardımlardan aslan payını Husiler almaktadır. Takipçileri, “Amerika’ya ölüm” sloganı attıkları halde ondan nasıl yardım kabul ettiklerini kendilerine sormalıdırlar. Sana Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (Yemenli sivil toplum kuruluşu) pazartesi günü hazırladığı bir rapor, Birleşmiş Milletler’in son altı yılda Yemen’deki insani operasyon planlarını finanse etmek için 18 milyar dolardan fazla para aldığını ortaya koydu. Arabi21 sitesinin ele geçirdiği bir raporda “Yemen’deki insani yardımların, olması gerektiği gibi etkilenenlere değil, diğer kesimlere ulaştığı” belirtildi. ^{(22.03.2022 Arabi21)}

Dünya Gıda Programı veya diğer kuruluşlar, yardımları azaltmak için San’adaki yetkililerin veya diğerlerinin imzasına gereksinim duymazlar. Aksine Husilere meşruiyet ve itibar kazandırmak peşindeler. Herkes iktidarın Husilerin elinde olduğunun farkında ve İngiliz ajanları gizli faaliyetler yürütmekle birlikte Kuzeydeki devletin tüm kılcal damarları Husilerin kontrolündedir ve artık yardıma ihtiyaçları yoktur. Zira Husilerin vergilerden, gümrükten, zekâttan ve bağışlardan elde ettiği gelir ve harçlar, sıfır yükümlülükle karşılaştırıldığında yılda trilyonlarca riyali buluyor. Husilerin kontrolündeki bölgelerde tüm devlet kurumlarının hatta hukuk hizmeti verenlerin bile gelir kaynağı olduğu iç görü sahibi bir kimse için bir sır değildir. Ayrıca tüm harçlar iki katına çıkarıldı ve insanlara yük olan yeni harçlar yolda.

Yemen ve tüm Müslüman ülkelerdeki halklarımız, kapitalist kâfir Batılı ülkelerin yoksullarına acıdıklarından, yetim ve evsiz çocuklarına şefkat gösterdiklerinden dolayı Yemen veya diğer Müslüman ülkelerin işleriyle ilgilendiklerini, içişleri ve mali krizleriyle ilgilenmediklerini anlamalıdırlar. Paralarını diğer ülkelerdeki insanlara yardım için harcayacak kadar aptal değillerdir. O ülkelerin vatandaşlarını evsiz, gelirsiz ve geçimini sağlayacak kimselerden yoksun bırakıyorlar, bu konuları iç meseleleri olarak görüyorlar. Batılı ülkeler, çıkarlarını, kolonilerini ve ülkemizdeki yuvalarını gözetip kolluyorlar. Müslümanların yardıma ihtiyacı olmadığını da anlamalıyız. Çünkü eğer Batı, kukla yöneticiler aracılığıyla Müslümanları kontrolü altına almamış olsaydı ülkeleri hem yer altı hem de yer üstü zenginlikleri açısından oldukça zengindir. Güneyde, kuzeyde, doğuda ve batıda Yemen halkı kukla yöneticilerin zorbalığından mustariptir. Yemen halkı ve tüm Müslümanların kurtuluşu, bu kukla rejimlerin kökünü kazımak, enkazı üzerine Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak, İslam’ın nuru ve adaletli yönetimini yeniden yeryüzüne hâkim kılmak için canla başla Hizb-ut Tahrir’le çalışmaktan geçmektedir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” ^{[Enfal 24]}