16 Şevval 1444 / 06 Mayıs 2023 Cumartesi günü Husi yetkililer, Hizb-ut Tahrir’e üye olmak suçlamasıyla Mühendis Şefik Hamis’i başkent Sana’da evinin önünde gözaltına aldı. Hizb-ut Tahrir, Müslümanların hayatından dışlanan İslami hayatı yeniden başlatmak için çalışmaktadır. Bugün Müslümanlar darmadağınıktır, Batı ajanı yöneticilerin hegemonyası altındadırlar, her türlü azabı tadıyorlar ve üzerlerine laik sistemler uygulanıyor. Böylece Husi yetkililer, İslam davetine ve partinin gençlerine karşı bir savaş içerisinde olduklarını ilan ediyorlar. Daha önce de Abdullah El Kadı, 27 Ramazan 1444 / 18 Nisan 2023’de kaçırılmıştı ve halen tutukluluğu devam ediyor. Ajanların, İslam ümmeti düşmanlarının, düşünce ve davranış sapkınlığının takdir gördüğü, iyi insanların hapse atıldığı bir zamandayız!

Hizb- ut Tahrir bilinmez değildir. H.1372 / M.1953 yılında Şeyh Takiyyuddin en Nebhani -Allah rahmet eylesin- tarafından Kudüs’te kurulmuştur ve ilk emiridir. Şu anki emiri seçkin alim Ata bin Halil Ebu Raşta’dır. Partinin amacı, Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devleti’ni kurarak İslami hayatı yeniden başlatmak ve Allah’ın indirdiğiyle hükmetmektir. Daveti taşıma metodu, şeri hükümdür, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in daveti taşıma metodundan türetilmiştir, çünkü Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e uyulması farzdır. Parti, metodunda maddi eylemi benimsemez, aydın düşünce ile ümmeti doğru bir şekilde kalkındırmayı amaçlar, onu eski ihtişam ve görkemine kavuşturmak için çalışır. Hilafet Devleti ülkelerin, milletlerin ve halkların inisiyatifini ele alacak, geçmişte olduğu gibi dünyada birinci devleti olacak, dünyayı İslam’ın hükümlerine göre siyaset edecektir. Parti, metodolojisini ve devlet tasavvurunu güzide kitaplarında ayrıntılı bir şekilde ele almıştır. Bu kitapları gece gündüz doğrudan ümmete sunmakta ve internet sitelerinde yayınlamaktadır.

Hizb- ut Tahrir gençleri ve Husiler, Ali Salih yönetiminde aynı hapishanede yatmışlardır. Bugünse Husiler, önceki yöneticilerin uyguladığı adaletsizliğin aynısını uyguluyorlar! Her zorbanın sonu dünyada da ahirette de rüsvaylıktır. Kurani Yürüyüş iddiasındaki Husi yetkililer, Hizb-ut Tahrir gençlerini tutuklamak yerine küfür yasaları ve sistemlerinin kökünü kazımalıdırlar!

Biz, bu büyük ümmetin ayrılmaz bir parçasıyız, bu ülke de dahil olmak üzere dünya çapında 40’tan fazla ülkede faaliyet yürütüyoruz. Gözaltılar, tutuklamalar ve baskılar, bizi caydıramaz, Yemen toprakları da dahil olmak üzere Müslüman ülkelerdeki sömürgecilerin planlarını deşifre etmeye devam edeceğiz. Hedefimize ulaşana kadar yolumuzda yürümeyi sürdüreceğiz. Allah’ın Şeriatıyla hükmetmeyen bu rejimlere dayalı tüm yöneticileri ifşa edeceğiz, Şeriatın uygulanmasından uzak olduklarını ve insanların işlerini gütmede ihmalkarlık gösterdiklerini açıklayacağız. Parti, halkına yalan söylemeyen bir liderdir ve İslam’ın sadık koruyucusu olmaya devam edecektir. Bu nedenle müminleri bu dünyada izzete, ahirette mutluluğa ulaşmak için bizimle birlikte çalışmaya davet ediyoruz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُم فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُم مِّن بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْناً يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئاً وَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ“Allah, içinizden, iman edip de Salih ameller işleyenlere, kendilerinden öncekileri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.” ^{[Nur 55]}