Yemen savaşı beşinci yılına giriyor. 26 Mart 2015’te Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon, yeniden meşruluk kazandırmak bahanesiyle Yemen halkına karşı Kararlık Fırtınası Operasyonu başlatmıştı. Husiler, Sana’nın kontrolünü ele geçirmesiyle hükümet meşruluğunu yitirmiş, Cumhurbaşkanı Hadi ve hükümetini ev hapsine almışlardı. Ardından Aden’e, Husilerin kontrolündeki savaş uçaklarının Aden’deki Cumhurbaşkanlığı Sarayına hava saldırısı düzenlemesinin ardından Amman’a, daha sonra da Suudi Arabistan’a kaçmıştı. Amman sınırı yakınlarında üst düzey bir İngiliz yetkilisi ile görüşmüş, yetkili onu Salalah’a götürecek iki uçak göndermişti. Hadi, televizyonda yaptığı konuşmalarda defalarca bunu itiraf etmiştir. Hadi’nin atadığı ve o gezide kendisine eşlik eden ulusal güvenlik teşkilatı başkanı El Ahmedi’ de keza bunu itiraf etmiştir.

Böylece Yemen beyhude bir savaşa girmiş, savaş, Yemen halkını yıkım ve harabeye sürüklemiş, kan akmasına ve kokuşmuş fitnenin ateşlenmesine neden olmuştur. Birleşmiş Milletler, Yemen’deki çatışmaya çözüm bulmak için müdahil olmuş, ancak sorunu daha da çetrefilleştirmiştir. Çünkü BM, Yemen’de ABD çıkarlarını gerçekleştirmek için efor sarf etmektedir. Husileri desteklediği, kurtuluşları için çaba sarf ettiği, onlara meşruluk kazandırdığı ve rehberlik ettiği ayan beyan ortadadır. Amerika’nın istediği de budur. ABD, ülkeye yayılan ve siyasi başarısızlığa uğrayan Husileri kurtarmak için Suudi Arabistan öncülüğünde koalisyon ülkelerinin Kararlılık Fırtınası operasyonuna yeşil ışık yakmıştır. İngiliz ajanlar ise asgari halk desteğine sahip Husiler için pusuya yatmışlardı. Bu yüzden Amerika, bu savaşa izin vermiştir. Görünürde Husilere karşı bir savaş veriliyor. Oysa bu savaş ile ABD, onlara yasallık kazandırmakta, dünya gözünde zalimken onları mazlum pozisyonuna düşürmektedir. Şuan Husiler, meşru hükümete paralel bir parti haline gelmişlerdir. Husiler, görünürde müttefikleri olan, ama fırsat bulduğunda saldırmayı planlayan rakipleri İngiliz ajanı Ali Salih’i savaş bahanesiyle ortadan kaldırmışlardır. Salih’e ihanet eden, Zahran’ın güneyinde Husilerle diyalog kuran Suudi Arabistan, Salih ve partisini görmezden gelmiştir. Dahası Salih’e bağlı liderlerin bulunduğu Sana’a’daki başsağlığı çadırını bombalamıştır. John Kerry’in Riyad’da şehirlerin ve silahların üçüncü bir tarafa teslim edilmesini öngören çözüm önerisinden faydalanan bu liderler, İngiliz ajanı BAE ile üçüncü bir taraf olmayı planlamaktaydı, BM’nin 2216 kararı uyarınca tarafların siyasi çözüme varması halinde şehirleri ve silahları teslim almak için hazırlık yapmaktaydılar. Cumhurbaşkanı Hadi Yardımcısı Ali Muhsin El Ahmer, Ali Salih’in Husiler tarafından öldürülmesinin ardından benzer açıklamalarda bulunmuştu. Husiler ayrıca Ali Salih’in ölümünün ardından medyalarında yaptıkları açıklamalarda, BAE’yi Ali Salih’e destek vermekle suçlamışlar ve Sana’yı ele geçirme planına katkıda bulunduğunu söylemiştiler.

Yemen’deki İngiliz-Amerikan çatışması, çatışmanın nedenlerini, motiflerini ve arkasındaki aktörleri araştıran her gözlemci için açık ve nettir.

Husiler, İngiltere’yi Yemen savaşını körüklemekle suçlarken, İngiltere ve BAE’ye öfke kusarken, Amerika’ya yönelik sempatik siyasi mesajlar vermektedirler. Suudi Arabistan’a silah satışına son verilmesi çağrısında bulunan ABD Kongre’sinin kararını memnuniyetle karşıladılar. Ama bir yandan da özellikle Dışişleri bakanları Hüseyin El İzi’nin günler önce yaptığı açıklamalarda olduğu gibi Suudi Arabistan ile flört etmektedirler.

Yemen halkı, bu haksız ve zalimane savaştan, uluslararası, bölgesel ve yerel çatışmacı tarafların iğrenç eylemlerinden bıkmış durumda. Ancak tek başına zulüm algısı yeterli değildir. Bunu mutlaka sömürgecilik nüfuzunu, kalıntılarını ve türü ne olursa olsun aygıtlarını ortadan kaldıran radikal değişim çalışması takip etmelidir.

Hizb-ut Tahrir / Yemen Vilayeti olarak biz, Yemen halkını bu savaşı durdurmak için bizimle çalışmaya çağırıyoruz. Allah’ın Şeriatını hâkim kılmak ve çatışmalarda hakem yapmak için çalışmalıyız. İslam hükmünü uygulama sahasına koyan Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmalıyız. Hilafet, Yemen halkını birleştirecek, yaralarını saracak, yaşanan sefalet, sıkıntı ve acılardan onları kurtaracaktır. Arap ve Türk ajanlarının işbirliğiyle İngiltere’nin 28 Recep 1342 / 3 Mart 1924’te Hilafetin yıkılış yıldönümünü andığımız bu günlerde ey iman ve hikmet halkı! Sizi Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti yeniden kurmak için çalışmaya davet ediyoruz. Yardım ve destekleriyle ilk İslam Devletini kuran Evs ve Hazreçli atalarınız gibi Ensarlar olunuz.

وَلَيَنصُرَنَّ اللَّهُ مَن يَنصُرُهُ إِنَّ اللَّهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ“Şüphesiz ki Allah, kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah, çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.” ^{[Hac 40]}