Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Enerji Şartı Genel Sekreteri Urban Rusnak ile bakanlıkta yaptığı görüşmenin ardından, basın mensuplarının elektrik ve doğalgaz fiyatlarında artışa gidilip gidilmeyeceğine yönelik sorularına; "Elektrik ve doğalgaz fiyatlarında %9 fiyat artışına gidiyoruz" diyerek cevap verdi. Yıldız, söz konusu bu artışı, enerji maliyetlerinin çok fazla artmasına, doların 2,28 TL değerine çıkmasına ve bu yıl içerisinde su rejimindeki düzensizlikler ile yağış azlığına bağladı. Elektrik ve doğalgaza yapılan bu zam, Ekim 2014 başı itibari ile yürürlüğe girmiş oldu. Benzer gerekçelerle son üç yıl içinde toplamda elektriğe %39, doğalgaza ise %57,9 zam yapılmış oldu.

Gerçek şu ki, elektrik ve doğalgaz fiyatlarına yapılan artışa yönelik Bakan Taner Yıldız tarafından yapılan açıklamada, Türkiye'de yürürlükte olan kapitalist iktisat nizamının üzerinde kurulu olduğu "kaynakların azlığı ve ihtiyaçların sınırsızlığı" ilkesi gereğince sebepler ileri sürülmüştür. Hal bu ki, Allah Subhanehu ve Teâlâ insanlık için sınırsız kaynaklar lütfetmiş, insanın ihtiyaçlarını ise sınırlandırmıştır. Ancak kapitalist iktisat nizamı bu kaynakların paylaşımını yaparken halkını asla düşünmez. Kapitalist şirket ve sermayedarlar bu kaynakları kendi servetleri gibi paylaşırlar.

Türkiye gibi bir ülkenin, emperyalist bir devlet olan ABD'nin para birimi olan dolara endeksli iktisat politikasını sürdürme zorunluluğu da ayrı bir utanç kaynağıdır. Bir yandan büyük devlet iddiasında bulunup, diğer taraftan halen gelirlerinin büyük bir kısmını bin bir türlü isimler altında kendi vatandaşlarının cebinden sağlamak büyük bir çelişkidir. Açlık ve yoksulluk sınırları için belirlenen rakamlar, işçi, memur, emekli aylıklarına yapılan zam ve asgari ücretin durumu içler acısı iken, elektrik ve doğalgaza %9 zam için yağış azlığını sebep göstermek ne ile izah edilebilir? Hele hele her bölgesi akarsularla dolu olan bu ülkede böyle bir gerekçeyi öne sürmek ancak insafsızlıkla açıklanabilir.

Yaşam için vazgeçilmez olan ihtiyaçların devlet tarafından sağlanıp halka sadece kendi maliyeti karşılığında verilmesi gerekirken, zorunlu olarak kullanılan elektrik ve doğalgaz gibi ihtiyaçların, büyük meblağlarla halka satılması zulümdür. Oysa elektrik ve doğalgaz gibi yeraltı ve yer üstü doğal kaynakları ümmetin ortak malı olup, devlet bu malları ümmete ulaştırmakla yükümlüdür.  Bu malların ümmete olan bedeli ancak kendisine ulaşım maliyeti ile sınırlı olmalıdır.

Nitekim Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmaktadır. «الناس شركاء في ثلاث الماء والنار والكلأ» "İnsanlar üç şeyde ortaktır; Su ateş ve mera"

Ey Müslümanlar! Ümmete ait doğal kaynakları özel kapitalist şirketlere peşkeş çeken devlet, ümmetin kendi malını ümmete yüksek fiyatlarla satmaktadır. Gereksiz harcamalarını zamlarla vatandaşın cebinden sağlayan devlet, büyük devlet değil olsa olsa zalim devlet olur. Türkiye Cumhuriyeti, fasit kapitalist nizamlardan vazgeçmedikçe hayatın diğer alanlarında meydana gelen ifsat ve zulüm, iktisat alanında da devam edecektir. O halde Allah'ın size bir lütfu olan bu kaynakları sizin hizmetinize sunacak, servetlerinizi sizin maslahatınız için kullanıp kapitalist şirket ve ülkelere peşkeş çekmeyecek Raşid-i Hilafet Devleti'nin ikamesi için çalışın. Çalışın ki, Müslümanları kaynakların yoksulluğu ile kandıran bu köhne sistem yıkılsın. İslam ümmeti eski zenginliği ile tekrar buluşsun.