4-5 Eylül 2014 tarihleri arasında gerçekleşen 26. NATO zirvesinden hemen sonra, 12 Eylül Cuma günü ABD'nin eli kanlı Dışişleri Bakanı John Kerry, Türkiye'ye bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaretten daha birkaç gün önce ise 08 Eylül pazartesi günü, ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel Ankara'da bir dizi görüşme gerçekleştirmişti. Her iki ziyaretin de NATO zirvesi ve Amerika'nın gözetiminde Cidde'de yapılan Terörle Mücadele Toplantısının akabinde gerçekleşmesi dikkat çekicidir. İki bakanın Türk makamları ile yaptığı görüşmelerin ortak konusu, IŞİD'e karşı terörizmle mücadele koalisyonuna Türkiye'nin aktif destek verip vermeyeceği olarak duyuruldu. 11 Eylül Perşembe günü; ABD, Türkiye, Mısır, Irak, Ürdün, Lübnan, Katar, Kuveyt, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman ve Suudi Arabistan'ın dışişleri bakanlarının katılımı ile gerçekleşen toplantıda yayınlanan ortak bildiriye Türkiye'nin imza atmadığı ve atmayacağı açıklandı. Ancak Türkiye tarafından "terörizme karşı durma konusunda ortak bir taahhütte bulunulduğu" belirtildi.

Öncelikle ABD'nin bu katil yöneticilerini kabul edip ağırlayan Türkiye makamlarına şunu diyoruz: Sizler; bu caniler, katiller ve teröristleri hala bu topraklarda nasıl ağırlayabiliyorsunuz? Diliniz hala daha bu katiller için "değerli dostum" sözünü nasıl söyleyebiliyor? Afganistan ve Irak'ta İslam ve Müslümanlara olan düşmanlıkta nasıl ileri gittiklerine şahit olmadınız mı? Şimdi sizi hangi cesaretle Suriye'de ve yine Irak'ta terörle mücadele bahanesi ile Müslümanları katletmek için ortaklığa çağırabiliyorlar. Bu cesareti bu katiller nereden alıyorlar? Sonra ise Türkiye makamlarına şu önemli nasihati yapıyoruz: ABD'nin bu kirli ittifaklar ile oluşturmak istediği koalisyonun amacı söylenildiği gibi IŞİD ile mücadele etmek değildir. Asıl amaç Irak ve Suriye'deki Müslüman muhlis mücahitleri toptan ve tamamen yok etmektir. Bunun en açık işaretini Cidde toplantısından iki gün önce, NATO zirvesinden ise 4 gün sonra, 9 Eylül salı günü Suriye'de Ahraruş Şam'a yönelik saldırıda 45 mücahidi şehit ederek gösterdiler. Türkiye ABD'nin terörizmle mücadele adı altında oluşturmaya çalıştığı koalisyona ne aktif nede pasif hiç bir şekilde katılmamalıdır. Türkiye'nin Irak ve Suriye'de terörizmle mücadele de istihbarat paylaşımı konusunda ABD'ye destek vereceğini açıklaması büyük bir felakettir. Hem mücahitlerin katledilmesinin işaret yollarını gösterip hem de o işaret parmağını gizlemek ihanetin en büyüğüdür. Bu ise yapanların yüzünde kara bir leke olarak kalacaktır. Aynen 2011 Haziran ayında Suriyeli Albay Hüseyin Harmuş'un Baas'a teslim edilmesinde eli olanların alnındaki kara leke gibi.

Son olarak Türkiye yöneticilerine şöyle sesleniyoruz: ABD ve Batı'nın terör sicili Baas rejiminden ve katil Maliki'den çok daha fazladır. Dolayısıyla ABD, Suriye ve Irak'ta yeni bir terör tehdidi oluşturarak Baas rejiminin ve zalim Irak yönetiminin yüzünü makyajlıyor. Bu zalim yönetimlerin zulümlerini ne kadar da erken unuttunuz? Unutmayın ki ABD, Irak ve Suriye'ye geldiği zaman bu zalim yönetimlerle ortaklık kurup Müslümanları katledecek. Sizin yapmanız gereken şey, Suriye ve Irak'ta zalim yönetimlere karşı başkaldıran samimi Müslümanları korumak, onlara güven vermek ve mazlumlarına kol kanat germektir.