İngiliz Petrofac şirketinin Kerkennah Adası’ndaki genel merkezini kapatma niyeti basına sızdı. Olay basında yer alır almaz yangın gibi tüm medya araçlarında yayılıverdi. Siyasiler feryat figan edip ağlamaya başladılar. Timsah gözyaşları döktüler. Henüz şirket ya da hükümet kanadından bu kararı doğrulayacak herhangi resmi bir açıklama yapılmış değil. Meydan tamamen satılık medyaya kalmış durumda. Sömürge şirket yararına kullanılıyor. Hükümetin müzakere ekibi, sömürgeci İngilizlerin argüman ve hizmetkârı sahneye çıktı. Washington’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 71. dönem oturumları öncesinde İngiltere’nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Tobias Ellwood, Tunus Dışişleri Bakanı Hamis el-Cinavi ile bir araya geldi. Görüşme pek basında yer almadı. Görüşmede büyük olasılıkla İngiltere hükümete baskı yaptı. Zaman zaman ülkeden ayrılma tehditleri savuran şirketin üretimi durdurma krizine bir çözüm bulmasını talep etti.

Belli bir garaz için yaratılan kriz, şirketin temsilcileri ile görüşme aşamasına evirildi. Ardından basına görüşmelerin başarılı geçtiği, Petrofac şirketinin Kerkennah’da kalacağı ve krizin sona erdiği haberleri yansıdı. Görüşmeler sonrasında şirketten yapılan açıklamada, ülkeden ayrılma kararından vazgeçtiği belirtildi. Anlaşma şartlarına göre Kerkennah Adası’nın gelişimi için devlet bütçesinden 5 milyar dolar tahsis edilecek. Bu miktar Petrofac şirketinde on günlük çalışmaya denktir. Öte yandan anlaşma şartlarının çoğu sadece vaatlerden ibarettir. Hükümetlerse çoğu zaman vaatlerini yerine getirmezler. Bu hükümet işe nereden başlayacak? Daha önce tutmadığı sözlerden mi yoksa şimdiki vaatlerinden mi?

Kriz günlerinde bir grup politika ve gazeteci, “Petrofac” şirketinin ülkeden ayrılma kararına feryat figan edip gözyaşı döktüler. Hatta bazıları, ülke ekonomisine verilen “tahribatın” doğrudan ve birincil sorumlusunun Kerkennah halkı olduğu iddiasıyla hakarete varan küfürler savurdular! Politika ve gazeteciler, Kerkennah Adaları’ndaki temel sorunu tersyüz ettiler. Sorunu İngiltere ve onun sömürgeci şirket lehine çevirebildiler. Bunlar, meseleyi ülkemizde varlığı şaibeli ve devleti kendi haksız şartlarına boyun eğdiren sömürgeci şirket sorunundan şirket üretiminin durmasına neden olan işsizler sorununa dönüştürdüler. Diğer bir deyişle kötü taraf, sergilenen senaryosu berbat bir sahnenin ardından mağdur haline geliverdi.

Bu nedenle biz, İngiliz Petrofac şirketinin Tunus devleti, ETAP ve Tunus Doğal Gaz ve Elektrik Şirketi ile imzaladığı üç sözleşmenin kamuoyuna açıklanması için yetkililere bir çağrıda bulunuyoruz. Anlaşma şartları açıklanır açıklanmaz, kamuoyu bu şartların son on yılda resmi kurumları zarara uğrattığını görecektir. Kurumlara verilen zararlar, belki sadece Kerkennah Adası’ndaki marjinal kesimlerin değil, tüm ülkenin sorunlarını çözebilecek miktarlardadır. Eğer siz bu şartları açıklayamazsanız ki kesinlikle açıklayamayacaksınız, o zaman gelin ülke dışında sömürgeci ile çatışmanın sevk ve idaresini, yurt içinde de sorunların çözümünü Hizb-ut Tahrir’e bırakın. Çünkü partide ülkemizdeki varlığını perçinlemek için sizi bir kukla olarak kullanan uluslararası sömürge güçleri şaşırtacak kadar yeterlilik var.

Ey Müslümanlar! Ey Tunus halkı! Ülkedeki yönetim krizi, akıllarını Batıya ipotek eden ve kendilerini sömürgeci kâfirin kollarına atan kimseler yoluyla çözülmez. Aksine bu sorunun ilacı, Allah’ın emrine icabet ederek hak ve hukuk devletini kurmak için çalışmaktır. Bu devlet, Rabbimizin bize bir vaadi ve Peygamberimizin de bir müjdesidir. Allah’ın izniyle Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti, servet paylaşımını birincil düşman kabul eden kapitalist sistemin enkazı üzerinde yükselecektir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” ^{[Enfal 24]}