Baci Kaid es-Sibsi, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk tur sonuçlarının ardından siyasi rakiplerine oy verenlerin çoğunun "Radikal ve teröristler" olduğunu açıkladı. Bu, George Bush'un "Ya bizimlesiniz ya da teröristlerle!" söylemini kendisine şiar edinerek seçimlerde kendisine oy vermeyenlere olan kızgınlığı ve nefretinden dolayı yüz binlerce Tunusluyu aşırılık ve terörizmle suçlamaktır. Daha da kötüsü o, bu açıklamayı Fransız medyasına yaptı. Kimileri bunu yerel rakiplerine karşı yabancılardan yardım dilenme, kimileri de Tunus'ta Batının projesini korumanın garantörü benim diye onlara yönelik verilmiş bir mesaj olarak gördüler. Onun bu açıklaması, Amerika Birleşik Devletleri'nin "terörle mücadele" bahanesi altında Libya'ya müdahale için Tunus, Cezayir ve Fas'tan bazı kolaylıklar istediği zamana denk düşmektedir. Bu, çok tehlikeli bir taleptir, ülke ve insanlara zarar vereceği aşikârdır. Sonra ülkeye silah sokulduğuna dair yapılan tüm uyarı ve ikazların, tek bir ülkenin evlatları arasına bölgecilik fitnesi tohumu saçan açıklamalara bir tepki olarak Güney'de meydana gelen öfkeli halk gösterileri ile de aynı zamana denk gelmesi ne anlama geliyor?

Teknokrat hükümeti, bu fitne ve krize sessiz kalırken İçişleri Bakanı şok edici sürpriz bir açıklamada bulundu ve ilk kez Tunus'ta terörizmi finanse eden ve destekleyenlerin Körfez ülkeleri olduğunu söyledi. Ama buna karşın herhangi bir önlem ve eylemde de bulunmadı. Biz, radikalizm ve terörizm suçlamasıyla, siyasi çatışmalardaki Bölgeselcilik naralarıyla ülkenin birliğine darbe vurulması ve fitne ateşinin körüklenmesi karşısında hükümetin sessiz ve suskun kalmasını yadırgıyoruz. Terörizm gerçeğini ifşa etmekten, içerde ve dışarda terör komplosunu kendisine alet edinenlerin kökünü kazımaktan aciz kalan hükümeti garipsiyor ve insanların güvenlik ve can sorumluluğunun hükümete ait olduğunu ifade ediyoruz. Hükümetin bu eylemler karşısında sessiz kalmasını fitnenin başı olarak kabul ediyor ve herkesi, fitne tohumlarını ekenlere, bu tertemiz ülkeyi parçalayıp bölmeye çalışanlara karşı Allah'ın ipine sarılarak yekvücut olmaya ve en üst derecede sorumluluk taşımaya davet ediyoruz. Aslolan daha fazla parçalanmak değil, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti altında tüm İslam ülkeleri ile bütünleşip birleşmektir.  Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

كُلُّ الْمُسْلِمِ عَلَى الْمُسْلِمِ حَرَامٌ دَمُهُ وَمالُهُ وعِرْضُه "Her Müslümanın Müslümana kanı, malı ve ırzı haramdır." ^[Müslim]