Hizb-ut Tahrir /Tunus, 24 Mayıs 2014 Cumartesi günü Tunus'un başkentinde bir otelde "Tunus... Ekonomik Bulmaca... Vaka ve İslami Bakış Açısına Göre Çözümler" başlıklı siyasi ve ekonomik bir konferans düzenledi. Konferansta Siyasi Büro Başkanı Abdürrauf el-Amiri, Medya Bürosu üyesi Selman el-Ğarayiri, Hizb-ut Tahrir üyesi Muhammed el-Beskiri, Merkezi Temas Lecnesi üyesi Ahmed ibn Hüseyin ve Resmi Sözcü Rida Belhac birer konuşma yaptı.

Abdürrauf el-Amiri, ülkemiz Tunus da dâhil olmak üzere bugün dünyanın yaşadığı krizlerin, felaketlerin, dalgalanmaların, vahşetin, yağmanın, bağımlılığın ve özellikle kronik iktisadi krizlerin, iflas eden ve çöken bozuk kapitalizm sistemin bir sonucu olduğunu dile getirdi. Ayrıca el-Amiri "Yabancıların ekonomik politikamızı belirlemeleri ayıp değil midir?  Bu sömürgeciliğin ta kendisi değil midir? diye de sordu.

Medya Bürosu üyesi Selman el-Ğarayiri ise borç sorununa değindi ve Başbakan Mehdi Cuma'nın deyişiyle bu borç sorununun Tunus'un tanık olduğu ekonomik felaket için sihirli çözüm olarak sunulmasını ele aldı. Kapitalist sistemin Mortgage krizine, enflasyona, para biriminin değer kaybına, yoksulluğa, kıtlığa, yağmaya, ülkenin ve insanların tahrip olmasına yol açtığını söyledi.

Ardından söz alan Muhammed el-Beskiri, servetler konusunu ele aldı. Bugün ihtiyacımız olan şey, Kamu Mülkiyeti başlığı altındaki servetlerimizin derhal geri alınmasıdır dedi. Ancak böylece yağmanın boyutunu bilebiliriz. Yolsuzluk yapanları muhasebe edebiliriz. Yoksul olarak nitelenen bu ülke çok zengin servetlere sahiptir diyen el-Beskiri, bu servetler bizi dilenci politikalardan ve ülkeyi satmaktan kurtarır diyerek konuşmasını sona erdirdi. Uzman samimi ekonomistlerin ve siyasi partilerin, yabancı diktelerden, kalıplaşmış retoriklerden ve çekişmelerden kurtulup yağmalanan servetlerin geri alınması da dâhil olmak üzere temel sorunlar ile meşgul olmaları gerektiğini söyledi. O zaman Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in şu sözüne layık olurlar dedi:

إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ مَعَالِيَ الأُمُورِ وَأَشْرَافَهَا وَيَكْرَهُ سَفْسَافَهَا "Şüphesiz Allah, işlerin üstün ve şerefli olanını sever, safsata olanını çirkin görür."

Merkezi Temas Lecnesi üyesi Ahmed ibn Hüseyin, burada kapitalist sistemin insan ile ilgisi olmadığına, insanların işlerini sadece rakamlar ile güttüğünü gösteren birçok alameti farikalar var. Dolayısıyla kapitalistlere göre ekonomik sorun, insan değil maldır. Seçim kampanyalarında ya da iş ve finans dünyasını tehdit eden devrimler söz konusu olduğunda insandan söz edilir dedi. Hilafet Devletinin, yoksul bir bireyin yiyecek, giyecek, içecek ve barınak ihtiyacını karşılayamaması olağanüstü durum ve acil hallerde söz konusu olduğunu kaydetti. Ayrıca insanın sorunlarına ilişkin İslam'ın çözümleri, saf ve berrak şeri hükümlerdir. Tüm bu şeri hükümler insan odaklı ve Allah'ın vahyidir. Kendi temel ihtiyaçlarını karşılamak için çalışabilecek erkeklere çalışmayı farz kılar. İster çalışabilecek kapasitede olsun isterse olmasın kadınların nafakasını ve çalışamayacak durumdaki erkeklerin nafakasını karşılamak erkeklere farzdır dedi.

Hizb-ut Tahrir Resmi Sözcüsü Rida Belhac da doğru çözümün ancak İslam ile mümkün olacağını söyledi. İslami şeri hükümler, riayet, yeterlilik ve refahı sağlar dedi. Belhac, Mehdi Cuma hükümetinin fiyat artışı ve sübvansiyonların kaldırılması önerilerine değindi. Bunların Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası tarafından hazırlanıp dikte edilen ve Ulusal Ekonomik Forum aracılığıyla da meşruiyet kazandırılmak istenen önlemler olduğunu ifade etti. Resmi Sözcü, ülke servetlerinin bazı kesimler tarafından istismarı konusunda var olan yolsuzluk dosyalarının kamuoyuna açıklanmasının partilerin temel hakkı olduğunu vurguladı.

Medya konferansa yoğun ilgi gösterdi. Bu konferans aracılığıyla medya, karmaşık gözüken ekonomik bulmacanın Hizb tarafından çözebileceğine, içinde bulunduğu durum ve yabancı bağımlılığından ülkeyi kurtarabilecek kapasitede olduğunu gördü.