Hizb-ut Tahrir / Tunus, Pakistan istihbaratının hizbin Pakistan Resmi Sözcüsü Mühendis Navit Butt'u 11 Mayıs 2012'den beri kaçırmaya devam etmesini ve ne durumda olduğunu açıklamamasını protesto etmek amacıyla 17 Haziran 2013 Pazartesi günü Tunus'taki Pakistan konsolosluğu önünde simgesel bir protesto gösterisi düzenledi.

Siyasi Büro Başkanı "Abdurraf El-Amiri" başkanlığında Merkezî Temas Lecnesi Başkanı Kardeş "El-Arabi Kerbaka" ve Merkezî Temas Lecnesi Üyesi "Selim Sumeyde'den" oluşan hizbin bir heyeti, Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti'nin General Keyâni'ye yönelik "Genaral Keyâni" için "Navit Butt'u Kaçırmanı Uzun Bir Süredir Devam Ettirmen, Raşid Bir Halife Tarafından Sona Erdirilmeni Geciktirmeyecek Veya Engellemeyecektir" başlıklı açık mektubunu Tunus'taki Pakistan konsolosluğuna teslim etti.

Mektupta şu ifadeler geçmiştir:

"Seni, ülkemizin merkezinde Amerika'nın askerî varlığını güçlendirmek yoluyla halkına ve silahlı kuvvetlerine ihanet eden bir adam sıfatıyla muhatap aldığımız gibi - bu bölgedeki Haçlı varlığını daimi olarak güçlendirmek yoluyla gün geçtikçe ihanetinde ısrar eden bir adam sıfatıyla muhatap alıyoruz. Yine seni, düşman istihbaratlara bağlı cihazlar inşa etmek ve ülkenin dört bir tarafına fitne fesat saçan asker veya asker benzeri milisler inşa etmek yoluyla ülkeyi düşmanlarına karşı koruma noktasındaki yeminini bozan bir asker sıfatıyla muhatap aldığımız gibi yemini bozan, sana karşı hak sözü söylemelerinden ve eziyete karşı güvende olsunlar diye bu kadim Ümmete yönelik ihanetini ifşa etmelerinden dolayı subaylar ve siyasiler arasındaki tüm muhlis sesleri takip eden bir sıfatla muhatap alıyoruz.

Dolayısıyla bizler, Hizb-ut Tahrir'in Resmî Sözcüsü olan, hakkı konuştuğuna ve Allah için hiçbir kınayıcının kınamasından korkmadığına şahit olunmasının yanı sıra Amerikalı efendilerinin planlarını ifşa ettiğine şahit olunan bir adam olan ve Müşerref'in sağ kolu olduğundan bu yana ve Amerika'nın yeni ajanı olman itibarıyla Amerikalılar tarafından Müşerref ile değiştirilmeye hazırlandığında bu planları ifşa etmeye maruz kalan aziz kardeşimiz (Navit Butt'u) kaçırmanı ve onu, 11 Mayıs 2012 tarihinden bu yana, yani bir yıldan daha fazladır müstahkem mahzenlerinde tutmanı kınıyoruz.

Aynı şekilde seni, -Navit Butt'un kaçırılmasıyla- ilgili bu cürümünün, Allah'ın izniyle çok yakında İslam ile hükmedecek ve kadim Ümmeti düşmanlarına karşı birleştirecek olan Raşid bir Halife tarafından muhasebe edildiğinde diğer cürümlerinin silsilesine ekleneceği hususunda uyarırız... Sana yapmış olduğumuz uyarımıza biraz olsun kıymet veriyorsan aşağıdaki kırılgan durumunu çok iyi değerlendir... Şu haline bir bak! Zira sen, sana bağlı baltacıların ve casusların yoluyla Hizb-ut Tahrir'e mesajlar gönderiyor, Hizb-ut Tahrir'in sana karşı olan hitabını hafifletmesini rica ediyor ve buna karşılıkta hizbin şebâbına yönelik baskını hafifleteceğini, hatta Navit Butt'u serbest bırakacağını söylüyorsun! Bu mesajları defalarca göndermenin, durumunun boyutunun kırılgan olduğunu teyit ettiğini görmüyor musun? Ayrıca bu mesajlar, kulaklarını çınlatan sözlerimizin hak kelimeler olduğunu teyit etmektedir. Çünkü sen, İslam'ın Müslüman subaylar arasında seni getiren Amerikalılardan daha çok önemsendiğini çok iyi biliyorsun. Kışlalarda senin ve efendilerinin hakkında nasıl alenen konuştuklarını görmüyor musun? İslam'ı ve Hilafeti ne kadar çok sevdiklerini bilmiyor musunuz? Ey Pakistan tagutu! Şayet sen, -sana kötü akıbetini haber veren birçok kanıtlara rağmen- değişim rüzgarına karşı güvende olduğuna inanıyorsan o halde Allah kendilerine ölüm kadehini içirinceye kadar ebedi olarak dünyada kalacaklarını ve kendilerinin Allahu [Subhânehu ve Teâlâ]'nın dışında ilahlar olduklarını zanneden tagutlardan ve Firavunlardan oluşan akranlarından ibret al. Nitekim onların işlerinin akıbeti hüsran olmuştur. Dolayısıyla onların arasından bu şekilde devam edenler, Allah'ın izniyle gelmesi yakın olan müfsitlerin kötü akıbetini beklemektedirler.

إِنَّ اللَّهَ بَالِغُ أَمْرِهِ قَدْ جَعَلَ اللَّهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْرًا "Kesinlikle Allah emrine galiptir. Allah, her şey için bir kader koymuştur." ^{[et-Talâk 3]}

Kayda değerdir ki bu mektup, dünyanın dört bir tarafındaki Pakistan diplomatik misyonların yanı sıra yerel kanallar yoluyla gönderilmiştir.

Ayrıca hizbin, davet taşıyıcıları hakkında hiçbir zimmet gözetmeyen ödlek Pakistan rejiminin bu cürümsel eylemine karşı Tunus'ta yapmış olduğu ikinci gösteriyi de hatırlatırız. Hizb-ut Tahrir olarak bizler, bu gösterinin onun çıkacağı zamana kadar devam edeceğini ve Keyâni rejimi ile onu takip edenlerin davet taşıyıcılarının seslerini kesmeye güçlerinin yetmeyeceğini vurgularız.

يُرِيدُونَ لِيُطْفِؤُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَاللَّهُ مُتِمُّ نُورِهِ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ "Onlar ağızlarıyla Allah'ın nûrunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler istemeseler de Allah nûrunu tamamlayacaktır." ^{[Saff 8]}

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Tunus Medya Bürosu Başkanı
Üstad Rıza Bil-Hâc