Tunus, ABD Afrika Komutanlığı gözetiminde, Fas, Gana, Senegal ve Tunus ev sahipliğinde Amerika ve Avrupa ülkeleri de dâhil olmak üzere 13 ülkeden 7.500 askeri personel ve 28 ülkeden askeri gözlemcilerin katılımıyla 6-30 Haziran tarihleri arasında düzenlenmesi planlanan Afrika Aslanı 22 Tatbikatı’na katılacak.

Tunus yöneticileri, utanmadan, çekinmeden üst üste ikinci kez askerlerimizi haçlı Amerikan ordusunun komutası altına veriyorlar. Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti olarak biz, şu gerçekleri hatırlatıyoruz:

1- Amerika liderliğindeki Batı orduları, Haçlı ordularıdır. Tunus halkı da dâhil olmak üzere Müslüman halkların düşmanıdırlar ve Müslümanlara karşı düşmanca eylemlerde bulunmaktadırlar. 1995’teki toplantılarından bu yana Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne göre Akdeniz’in güney kıyısı düşman kıyısıdır. Amerika’nın Müslüman düşmanlığı açık ve nettir, hiçbir kanıt gerektirmez. Irak ve Afganistan’daki vahşi suçlarını yakın uzak herkes biliyor. Müslüman katliamında Yahudi varlığına verdiği destek, bir sır değil.

2- Tunus yöneticilerinin subaylarımızı ve askerlerimizi eğitmek için emri altına verdikleri AFRICOM kuvvetleri, Haçlı seferinde dünyadaki diğer Amerikan komutanlıklarını desteklemek için ABD’nin 2007’de kurduğu Afrika Komutanlığıdır. Bu kuvvetlerin misyonu sadece savaşmak değil, aynı zamanda “yumuşak güç” mantığına göre istikrarlı güvenli bir ortam yaratmaktır. Oluşturulacak güvenli ortam, Akdeniz’i tamamen kontrol etmesini, çıkarlarını korumasını, Tunus, Cezayir ve Libya gibi siyasi etkisinin olmadığı ülkelere nüfuz etmesini sağlayacaktır. Amerika’nın bölgede önderlik ettiği askeri faaliyetlerin başka açıklaması olamaz. Fas ve Tunus ile on yıllık yol haritası adı altında benzeri görülmemiş anlaşmalar yaptı. Ardından Tunus ve Fas’ı bir dizi ardışık askeri tatbikatlara kattı.

3-“Terörizm” ve siber güvenlikle mücadeleyi güçlendirme bahanesi altında yapılan bu ortak askeri tatbikatın gerekçesi, Afrika’ya askeri müdahaleyi meşrulaştırmak, iktidardaki zayıf laik rejimleri desteklemek, devrimci halkların Batı egemenliğinden ve yerel uşaklarından kurtulmasını engellemek için bir kamuflajdır. Çeşitli güvenlik yardım programları adını verdikleri programlar, ABD ordusu gözetiminde bu rejimlerin vekâletle mücadele kapasitesini artırmaktan başka bir şey değildir. Çünkü ABD özellikle Irak ve Afganistan savaşlarında yaşadığı hayal kırıklığının ardından Afrika’ya doğrudan askeri müdahaleden kaçınmaktadır.

Ey mücahit ve kahramanların ülkesi Tunus halkı! Orduların çok büyük görevi var. İslam Hilafet döneminde ordular, İslam Risaletini dünyaya taşımak, mazlumlara yardım etmek ve hudutları korumak için seferber edilmekteydi. Bugünse bu rejimler, orduları tahtlarını koruyan bir polis gücüne dönüştürdüler, orduları Filistin ve tutsak Mescid-i Aksa’yı kurtarmak için seferber etmek yerine suçlarında Yahudi varlığını destekleyen düşmanlarla askeri tatbikatlara kattılar. Bu ise bir suçtur, yöneticilerin ortadan kaldırılmasını ve tahtlarının enkazı üzerine İkinci Raşidi Hilafetin kurulmasını gerektirir.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى أَوْلِيَاءَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ “Ey inananlar! Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğruya iletmez.”^{[Maide 51]}