يُرِيدُونَ أَنْ يَتَحَاكَمُوا إِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ أُمِرُوا أَنْ يَكْفُرُوا بِهِ

“Putlarının önünde muhakeme olunmalarını isterler. Oysa onları tanımamakla emr olunmuşlardı.” ^{[Nisa 60]}

6 Nisan 2021 Salı günü eski Cumhurbaşkanı Habib Burgiba’nın türbesini ziyaret eden Cumhurbaşkanı Kais Said, “Anayasaya bağlı kalacağıma dair Kuran’a yemin ettim” dedi ve sonra Burgiba’yı övdü. Çünkü görüşüne göre Burgiba, sadece Tunus’u kurtarmakla kalmadı, aynı zamanda toplumu ve zihinleri de özgürleştirdi. 1970’lerin başında Tunus toplumunda kıyafet, davranış ve yaşamın her alanında bir değişikliğe yol açan bir eğitim devrimi gerçekleştirdi. Sonra ekledi, “Ben bir Müslümanım, İslam ile gurur duyuyorum, ama Müslüman, İslam’ın maksatlarını gerçekleştirmek ister. Gerçek Müslüman yalan söylemez, iftira atmaz, sövmez, onursuzluk etmez. Eğer gücüm yetseydi, her cami ve üniversitenin girişine “Allah’a iman ettim de. Sonra dosdoğru ol” sözünü yazdırırdım. Çünkü İslam’ın amacı dosdoğru olmaktır. Dosdoğru olmak, cahiliyeden çıkıştır. Ama tüm anlamlarıyla cahiliyeye geri dönmek isteyenler var.”

Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti Medya Bürosu olarak biz aşağıdaki hususlara dikkat çekmek istiyoruz:

1-     İslam’ı yönetim ve yasamadan dışlayan insan yapımı anayasaya bağlılık yemini, Allah’ın dinine göre suçtur. Cumhurbaşkanı Kais’in görevi, Kur’an ve Sünnete dayanan bir anayasanın güvenilir bir bekçisi olmak için yemin etmekti. Siyasi mayınlarla dolu, çatışma ve manevranın aracı olan insan yapımı bir anayasanın değil. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

أَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللَّهِ حُكْماً لِّقَوْمٍ يُوقِنُونَ “Onlar hâlâ cahiliye devrinin hükmünü mü istiyorlar? Kesin olarak inanacak bir toplum için, kimin hükmü Allah’ınkinden daha güzeldir?”^{[Maide 50]}

2-     Cumhurbaşkanı Kais Said kendisiyle çelişti. Hem İslam ve değerleri ile gurur duyduğunu söyledi. Hem de İslam’la savaşan, açıkça Kur’an-ı Kerim’e muhalefet eden, Batılılaşma projesine öncülük eden, Batı müfredatına dayalı okullar ve üniversiteler kuran, Ez Zeytune eğitimini ortadan kaldıran, ilim adamlarını kuşatan, modern ulusal devlet kurma sloganı altında Batının yönetim, ekonomi ve içtima sistemlerini dayatan eski Cumhurbaşkanı Habib Burgiba’ya övgüde bulundu.

3-     İslam, Allah’ın, insanın kendisiyle, Rabbisiyle ve diğer insanlarla ilişkisini düzenlemek için Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e indirdiği dindir. Bu din kapsamlı bir yaşam sistemidir, sadece bireysel hükümlerden ya da insanın kaprisine göre yorumlayacağı maksatlardan ibaret değildir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنَّ الدِّينَ عِنْدَ اللَّهِ الْإِسْلَامُ “Allah katında din İslam’dır.” ^{[Ali İmran 19]}

وَمَنْ يَبْتَغِ غَيْرَ الْإِسْلَامِ دِيناً فَلَنْ يُقْبَلَ مِنْهُ وَهُوَ فِي الْآخِرَةِ مِنَ الْخَاسِرِينَ “Kim, İslam’dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.” ^{[Ali İmran 85]}

4-     Cumhurbaşkanı Kais Said bize Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu hadisini hatırlattı:

قُلْ: آمَنْتُ بِاللَّهِ، ثُمَّ اسْتَقِمْ“Allah’a iman ettim de. Sonra dosdoğru ol” Soruyoruz, İslam’ın hükümleri yokken, yasaları kaldırılmışken, Şeriatı insan şeriatı yani cahiliye şeriatı ile değiştirilmişken Allah’ın Şeriatına bağlılık anlamında dosdoğru olmaktan bahsedilebilir mi?

5-     Tunus halkının, 17 Aralık 2010 devriminde Bin Ali rejimine karşı dillendirdiği slogan açıktı: “Halk rejimi devirmek istiyor”İnsan yapımı rejimi ortadan kaldırıp İslam inancından kaynaklanan yeni bir düzen getirmek için devrim gerçekleşti. Bu cumhuriyet sistemine benzer bir sistem getirmek için değil. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ يَزْعُمُونَ أَنَّهُمْ آمَنُوا بِمَا أُنْـزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنْـزِلَ مِنْ قَبْلِكَ يُرِيدُونَ أَنْ يَتَحَاكَمُوا إِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ أُمِرُوا أَنْ يَكْفُرُوا بِهِ وَيُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَنْ يُضِلَّهُمْ ضَلالا بَعِيداً “Sana indirilen Kur’an’a ve senden önce indirilene inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Tâğût’u tanımamaları kendilerine emrolunduğu hâlde, onun önünde muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan da onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor.” ^{[Nisa 60]}