Bugün Tunus, kriz denizinde yüzüyor, biri bitmeden diğeri başlıyor: Açlık, yoksulluk, yoksunluk, zorbalık, yolsuzluk, borç, büyük felaketler ve ölümcül hastalıklar. Sebebi, ülkeyi yıkıma götüren, halkı yok eden, radikal değişimi popüler talep haline getiren iğrenç kapitalizmdir. Akıl ve nakil bunu gerektiriyor.

Buna karşılık yöneticilerimiz, insanları yanıltmaya, değişim olacağı algısını pompalamaya devam ediyor. Başbakan İlyas Fahfah, 12 Mayıs 2020 Salı günü “France 24” kanalı ile yaptığı röportajda, “Ülkedeki yanlış yaklaşımı değiştirmek için geldiğini”, amacının “ Yoksulluğu ortadan kaldırmak, ekonomiyi kurtarmak ve değiştirmek.” olduğunu vurguladı. Haziran ayında durumu değerlendirmek ve “Büyük reformlara gitmeden önce ekonomiyi yeniden başlatmak ve canlandırmak” için meclise başvuracağını belirtti. Ekonomik durum hakkında uyarılarda bulunan Fahfah, “Korona sonrasının öncesinden daha kötü olacağını” kaydetti.

Soruyoruz, Başbakanın IMF, Dünya Bankası ve Avrupa Birliği’nin kredi politikasına başvurması bir değişim mi? Yoksa ülkeyi birikmiş borç denizinde boğan yanlış yaklaşımın bir devamı mı? Ekonomiyi canlandırmak, ücretlilerin parasında kesinti yapmak ve bu kesintileri zenginlere aktarmak ile mi olacak? Yoksa piyasaya nakit pompalamak (enflasyon) ve insanların tasarruflarını çalmak ile mi olacak? Büyük reformlar kapsamında yağmalanan servetler geri alınacak mı? Üretim ve stratejik tarım gibi iddialı projeler ortaya konulacak mı? Yoksa eski Başbakan Yusuf El Şahid tarafından uygulanmış olup geride kalan IMF reçeteleri mi tamamlanacak? Yusuf El Şahit ve arkasındaki sömürgeci kurumların sizi başbakanlığa aday göstermesi, ülkenin geri kalan yeteneklerini Batılı güçlere devretmek için başlanan şeyin tamamlanması kapsamında mıdır?

Ey El Hadra ülkesi Müslümanları! Bu hükümetin iradesi yok. Çünkü kapitalist sistem bizzat krizdir, kökten ve temelden söküp atılmalı, yerine doğru çözüm konulmalı söyleminde bulunamadı. Yırtık artık iyice genişlemiştir, bu yüzden yapılacak yamalar fayda etmeyecektir. Ama yanlış yönlendirmeye devam etti ve sizi en kötüsü ile müjdeledi. Hizb-ut Tahrir, size İslam inancına dayalı, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin gölgesi altında adil, krizsiz bir ekonomik yaşam sağlayacak bir sistem sunuyor. Özellikle entelektüellere ve akademisyenlere eski değişiklikleri güncellemek yerine uygarlık alternatifi etrafında kenetlenme çağrısını yeniliyor! Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَابْتَغِ فِيمَا آَتَاكَ اللَّهُ الدَّارَ الآخِرَةَ وَلا تَنْسَ نَصِيبَكَ مِنَ الدُّنْيَا وَأَحْسِنْ كَمَا أَحْسَنَ اللَّهُ إِلَيْكَ وَلا تَبْغِ الْفَسَادَ فِي الأرْضِ إِنَّ اللَّهَ لا يُحِبُّ الْمُفْسِدِينَ “Allah’ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. Allah’ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah, bozguncuları sevmez.”^{[Kasas 77]}