Kadın, Aile ve Çocuk Bakanlığı, 3 Mart 2020’de çalışma oturumu sırasında yaptığı açıklamada, 13, 14 ve 15 Mayıs’ta Tunus’ta düzenlenecek Dünya Aile zirvesi hazırlıklarının devam ettiğini söyledi. Bakanlık, 80 ülkenin katılımıyla Dünya Aile Örgütü ve Tunus eğitim ve aile ortaklığı ve işbirliğiyle dünya aile gününün kutlanacağını belirtti.

Bu oturumda “istediğimiz geleceği inşa edelim” sloganı altında düzenlenecek zirvenin bilimsel içeriği ele alındı. Bakanlık ayrıca zirvenin hedeflerini de sıraladı. Dünya Aile Örgütü’nün tüm ailelerin sürdürülebilir kalkınma gündemine entegre edilmesi üzerine odaklanacağını, güvenli ve sürdürülebilir bir toplum inşa etmek için ulusal, bölgesel, yerel ve aile düzeyinde hükümetlerin desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Hükümetleri, sivil toplumu, özel sektörü ve aileleri, yoksulluk ve açlığı bitirme merkezli 2030 sürdürülebilir kalkınma vizyonu hedeflerini benimsemeye çağırdı.

Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti Medya Bürosu Kadın Kolları olarak biz diyoruz ki,

1- 1993 yılında Birleşmiş Milletler, Dünya Aile Günü’nün kutlanması gerektiğini duyurdu. O tarihten bu yana dünya, her yıl düzenlenen bir zirve ile Dünya Aile Günü’nü kutluyor. Bu zirveler, ekonomik ve sosyal olarak kötüleşen ailenin durumunda hiç bir olumlu değişiklik gerçekleştirmedi. Aksine söz konusu zirveler, İslam ülkeleri şöyle dursun, Batı ülkelerinde bile yoksulluğu gideremedi!

2- BM gözetiminde bizi ailenin sürdürülebilir gelişimine ikna etmeye çalışan bu laik rejimler, aile şöyle dursun ülkenin gelişimini bile gerçekleştiremediler! Bu başarısızlığın temel nedeni, halkları yoksullaştırmaya ve serveti yağmalamaya dayalı kapitalist ekonomik sistemin açgözlülüğüdür. Kapitalist sistem, sistematik bir şekilde ülke ve halkın satışı politikasını benimser, bu yüzden kredilere ve şartlı yardımlara başvurulur.

50’den fazla petrol şirketinin aktif olduğu Tunus gibi bir ülkede, yoksulluk oranının yüzde 24,7’e ulaştığını görüyoruz. Yani Yüksek İstatistik Enstitüsü’ne göre, halkın yaklaşık dörtte biri yoksul. Bu nedenle 2018’de 101 bin çocuk eğitimi bırakmış, çocuklar arasında intihar oranları artmış, bireylerde hatta ailelerde gizli göç oranı tavan yapmıştır.

3- Bu zirve için belirlenen “istediğimiz geleceği inşa etmek.” sloganını kınıyoruz. Bu, zehri bal olarak sunmaktır. Bahsedilen gelecek, Birleşmiş Milletler’in Müslüman aile için istediği gelecektir.

4- Ailenin tarihsel seyrine bir göz atıldığında, ailedeki değişikliklerin evrim ve modernleşme olarak lanse edildiği, ama aslında bunun, aileyi yabancılaştırmak ve dininden koparmaktan başka bir şey olmadığı görülür. Oysa aynı yönetim, pek çok toplumsal hastalığın arttığını açıklamıştı. Öyle ki okullarda meydana gelen şiddet, suç ve uyuşturucu kullanımı, ailenin gerçek rolünü etkisiz hale getirmek isteyen ve onu Allah’ın yolundan uzaklaştıran Batı tarzı politikaların kaçınılmaz bir sonucu.

• Bu yüzden Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti Medya Bürosu Kadın Kolları olarak biz, Müslüman ailenin yıkımını ve sorunları üzerinden ticaret yapılmasını amaçlayan her türlü girişime tüm gücümüzle meydan okuyacağımızı açıklıyoruz.

• Ez Zeytune ülkesinin bilge, akıllı, sadık, güç ve kuvvet ehlini, ümmetin işlerine yapılan bu açıkça müdahalenin önünde bir set gibi durmaya çağırıyoruz. İslami hayatın başlatılması, Müslüman aileyi koruyacak, Allah’ın istediği gibi bir aile olacak, samimi liderler üretecektir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارَىٰ أَوْلِيَاءَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ “Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar. İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet etmez.”^{[Maide 51]}