25 Kasım 2019’dan beri ülkemizde Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması Günü’nde etkinlikler düzenleniyor. Küresel kampanya kapsamında düzenlenen etkinlikler, 16 gün boyunca İnsan Hakları Günü olan 10 Aralık’a kadar devam edece.

Bu amaçla Kadın Bakanlığı, başta İngiliz Oxfam örgütü olmak üzere İspanyol uluslararası işbirliği ajansı işbirliğinde yerel ve küresel feminist derneklerinin düzenlediği etkinlikleri anma törenine katıldı. Bu dernekler, cinsiyet ayrımcılığından kaynaklı kadınlara yönelik her türlü şiddeti ortadan kaldırmak ve 58. Yasanın uygulanmasını izlemek için önlemler geliştireceklerini iddia ediyorlar.

Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti Medya Bürosu Kadın Kolları olarak diyoruz ki:

1- Kadın Bakanlığı, feminist derneklerin yöntem ve yaklaşımını izliyor. Söz konusu dernekler ülke halkının akidesine ve İslami kimliğine tamamen yabancıdır. Bu durum gösteriyor ki İslam hükümlerini inkâr eden yabancı kâfirler, Müslüman ülkelerde ictimai hayatı düzenleyen yasalara müdahale etmekte, devletin egemenliğini ciddi şekilde ihlal etmektedirler.

2- Kadın İşleri Bakanlığı’nın aile ile ilgili çıkardığı yasalar ve izlediği politikalar, Batının hibeler ve krediler karşılığında yaptığı bir şantajdır. Batılı uygarlık tarzına uygun bir aile modeli yaratılmak isteniyor.

3- Sözde “kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması yasası”, İslam ümmeti ve Şeriatına karşı yürütülen şiddetli savaş stratejisinin bir parçasıdır. Aslında bu yasa, kadına ve Müslüman aileye yönelik şiddetin mimarıdır. Şiddet, boşanma, zina, kürtaj ve bekâr anne istatistikleri bunun en güzel kanıtıdır... Bunlar, yasanın gerçek amaçlarını ve yasa çıkarıldıktan sonra artan şiddet oranını göstermektedir.

4- Kadın Bakanlığı, bilerek ya da bilmeyerek askeri yönden başarısız olan sömürgeciliğin hedeflerini gerçekleştirme projesine angaje oldu. Batılı efendisinin emriyle ajanlar ve ümmet içinden yetişen bir elit aracılığıyla pürüzsüz bir şekilde bu hedefler yasalaştırıldı.

5- Hizb-ut Tahrir olarak biz, Müslüman ailenin yıkımını hedefleyen her türlü girişime meydan okuyoruz. Bazı yarı-medya ve yarı-aydınlardan, sömürgeci kiralık laiklerden oluşan koalisyon mutlaka başarısız olacaktır.

6- Bu ülkedeki samimileri ve bilgeleri, mason ve Haçlı düşmanlarının CEDAW ve benzeri şemsiyeler altında yürüttükleri sinsilikleri karşısında müstahkem bir kale gibi durmaya çağırıyoruz. CEDAW, kaos çıkarmak amacıyla ilişkiler ve ailenin kökenine karşı isyan çağrısı yapmaktadır.

7- Ülkedeki tüm eliti ümmeti desteklemeye, ailenin bileşenleriyle, kadınının onuru ve şerefiyle oynanan manipülasyonu durdurmaya, kadını annelik, mürebbiyelik, yargıçlık ve doktorluk rolünden soyutlama girişimlerine dur demeye çağırıyoruz... Hem de haysiyetini koruyacak bir şekilde.

8- İslami hayatının yeniden başlaması, Müslüman aileyi korur, aileyi Allah’ın istediği yönde yönlendirir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

فَإِمَّا يَأْتِيَنَّكُمْ مِنِّي هُدًى فَمَنِ اتَّبَعَ هُدَايَ فَلَا يَضِلُّ وَلَا يَشْقَى “Artık benden size hidayet geldiğinde, kim benim hidayetime uyarsa o sapmaz ve bedbaht olmaz.” ^{[Taha 123]}