Dün 29 Recep 1440 / 5 Nisan Cuma günü Hizb-ut Tahrir / Tanzanya, Çin devletinin Uygur Müslümanlarına yönelik baskısını kınayan bir mektup vermek üzere Tanzanya’daki Çin Büyükelçiliğine bir heyet gönderdi.

Hizb Tahrir / Tanzanya Medya Temsilcisi Masoud Msellem başkanlığındaki heyete Hizb-ut Tahrir / Tanzanya Medya Ofisi Üyesi Said Bitomwa eşlik etti. Heyet, 11.45’te Çin Büyükelçiliğine vardı.

Ana girişteki elçilik güvenliği, Çince, Uygurca, Arapça ve Svahili dillerinde dört kopyadan oluşan bir mektup teslim aldı. Bir elçilik görevlisi ile görüşme isteğimiz üzerine ana girişteki güvenlik, prosedür gereği sadece temaslarla ilgili bir mektup alabileceğini ancak elçilik uygun görürse bir randevu ayarlayabileceğini belirtti.

Bu basın bildirisi aracılığıyla Tanzanya’daki Çin Büyükelçiliğinden mesajımızı şahsen iletmek üzere Hizb-ut Tahrir / Tanzanya ile bir randevu ayarlamasını ısrarla talep ediyoruz.

Mektup, Hizb-ut Tahrir / Merkezi Medya Ofisi tarafından yayınlanan “Hilafet, Doğu Türkistan’ı Özgürlüğüne Kavuşturacak ve Uygur Müslümanlarını Mücrim Çin Zulmünden Kurtaracaktır”başlıklı bir basın açıklamasıydı. Basın açıklamasında şöyle deniliyordu: “Dini ritüelleri ve Ramazan ayında oruç tutulmasını yasaklayan, camilere kilit vuran, İslami görüntülere savaş açan Çinli yetkililer, Müslümanları dinlerinde fitneye uğratıyorlar. “Terörle mücadele”, “beyin yıkıma” ve eğitim bahanesiyle yapılan operasyonlar kapsamında milyonlarca Müslümanı devasa toplama kamplarına yığdılar. Aydınları, bilim adamlarını, düşünürleri ve üniversite profesörlerini tutukladılar. Bütün bunları, korku yaymak, Müslümanların yüreğine korku serpmek, İslam dinine bağlılıklarını hafifletmek ve boyun eğmelerini sağlamak için yaptılar.”

Mektup şu sözlerle son buluyordu “Allah’ın izniyle yakında kurulacak Nübüvvet metodu Raşidi Hilafet Doğu Türkistan’daki mazlum kardeşlerimizin yardımına koşacak, onlara zulmeden ve karşılarında duran herkesi hesaba çekecektir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ “İmam ancak bir kalkandır. Onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur.” O zaman ne Çin ne de başka biri, bir Müslümanı incitemeyecek, çünkü yaptıkları her şeyin iki misliyle kendilerine geri döneceğinin bilincinde olacaklardır. Allah aziz ve güçlüdür.