Şüphesiz dünya ülkeleri, başından beri kutlu Şam devrimine düşmanca pozisyon aldılar. Tuzak ve entrikalar kurdular. Komploları yağmur gibi akıttılar. Dünya ülkeleri, rol paylaşımından sonra esasta hemfikir, usulde farklı olmak üzere iki güruha ayrıldılar. Birinci güruh, Şam tiranının yanında yer alıp onu destekledi. İkincisi güruh ise devrimi kuşatıp pranga vurmak, devrimi karanlık kadere doğru mecburi eksene (Amerikan siyasi çözüm eksene) itmek amacıyla devrim taraftarı gözüküp dostluk bildiriminde bulundu. Bunun böyle olduğu herkesçe biliniyor ve şaşırtıcı da değil. Zira hak ile batıl arasındaki çatışma devam ediyor ve hak ehline karşı hâlâ tuzak politikası izleniyor.

وَقَدْ مَكَرُوا مَكْرَهُمْ وَعِنْدَ اللَّهِ مَكْرُهُمْ وَإِنْ كَانَ مَكْرُهُمْ لِتَزُولَ مِنْهُ الْجِبَالُ “Hilelerinin cezası Allah katında (malum) iken, onlar, tuzaklarını kurmuşlardı. Hâlbuki onların hileleriyle dağlar yerinden gidecek değildi!”^{[İbrahim 46]} Şam halkı dostu olduğunu iddia edenlerin tehlikesi, Şam halkı karşısında duranların tehlikesinden çok daha büyüktür. Şam halkı dostu olanlar, bazı grup liderlerini farklı yöntemlerle derin bir uykuya daldırdılar. Uykuda onlara zafer ve kurtuluş hayalleri yaşattılar. Ateşkes ve müzakerelere soktular. Onlara çeşitli vaatlerde bulunup, arkalarında olup destekledikleri kuruntularını fısıldadılar.

يَعِدُهُمْ وَيُمَنِّيهِمْ وَمَا يَعِدُهُمُ الشَّيْطَانُ إِلَّا غُرُورًا “Şeytan onlara (birçok) vaatte bulunur ve onları kuruntulara sürükler. Oysa şeytan, ancak aldatmak için onlara vaatte bulunuyor.”^{[Nisa 120]} Bu liderler, kâfir Batının illüzyondan başka bir şey vaat edemeyeceğini unuttular. Müzakereler, tuzak ve kandırma zincirinin bir halkasıdır. Filistin’in durumu gözler önünde. Filistin müzakereleri, Filistin halkına gasp edilen haklarından hangisini geri verdi? Kaprislerle dolu müzakereler yoluyla nereye varıldı?

Ey İslam’ın kalbi Biladu’ş Şam Müslümanları!

Yedinci yılına giren devrim, maalesef uçurumdan uçuruma doğru yuvarlanıyor. Devrim, payandaların dışına çıktı ve sloganlarından ödün verdi. Şam tiranına karşı mücadele, kardeşler arasında çatışmaya dönüştü. Zalim güvende iken, mazlum da korkar oldu. Uykudakiler, ne zaman uyanacak? Yaslı olanların çığlıkları ve yüreği yaralı anaların ağıtları ne zaman uykudakileri uykularından uyandıracak? Destekçilerle tüm bağlantıları ne zaman kesip Âlemlerin Rabbinin çağrısına yanıt verecekler? Gerçek devrim yaşamak için ne zaman müzakereler illüzyonundan uyanacaklar?

Devrimin başarısının, devrim payandalarına tutunmak, Allah’ın ipine sımsıkı sarılmak ve akidemizden türeyen projeyi benimsemekten geçtiğini ne zaman idrak edeceğiz. Hizb-ut Tahrir’li kardeşleriniz, batmadan önce gemiyi kurtarmak ve yan yatmakta olan duvarı düzeltmek için size İslam akidesinden türeyen bir proje sunmaktadır. Kâfir Batının, devrimi saptırma, ortadan kaldırma ve ajan rejimi koruma hedefine erişmek için ürettiği politik liderden kurtulmanın zamanı gelmiştir. Devrimin dizginlerini devrim halkına, politik liderliği de emin nasihatçilere teslim etmenin vakti gelmiştir. Bu kimseler, işleri mecrasına koyacak ve böylece devrim pusulası doğru yönü gösterecektir. O da rejimi devirmek ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdelediği Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti kurmak için çalışmaktır. Vallahi dünyada izzet, ahirette de gerçek kurtuluş işte budur... İşte çalışanlar bunun için çalışsın.

وَاللهُ غَالِبٌ عَلَىْ أَمْرِهِ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ “Allah, işinde galiptir, fakat insanların çoğu bunu bilmezler.” ^{[Yusuf 21]}

 - Basın Açıklamasının Video Kaydı -