حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti
Medya Bürosu
No: SRu2013BAu20132015u2013MBu2013TRu201311 |
H. 22 Raceb 1436 M. Pazartesi, 11 May 2015 |
Basın Açıklaması El-Kuds el-Arabi ve Diğer Gazetelerin İnternet Sitesinde Yayınlanan Habere Yanıt
10 Nisan 2015 tarihinde, el-Kuds el-Arabi ve diğer gazetelerin internet siteleri, Anadolu Ajansı'ndan "Halep'te muhaliflerin elindeki bölgelerde bayraklar çatışması" başlıklı bir haber aktardılar. Oysa Hizb-ut Tahrir'i bilenler, bu haberin saptırma ve mugalatalar ile dolu olduğunu görür. Okuyucular ile resmen alay ediliyor. Zira Halep'teki çatışmayı, bayraklar çatışması olarak betimleyerek güvenirlilik ve objektiflikten azcık da olsa nasibini almamışlar. Aslında o, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in müjdelediği Hilafet projesi ile kâfir Batının dini hayattan ayıran demokratik sivil devlet projesi arasındaki bir çatışmadır. İşte tüm dünyanın asrın mücrimi zalim Beşşar'ın arkasında durmasının ve Biladu'ş Şam topraklarında Müslümanlara karşı işlenen katliamlara sessiz kalmasının ana nedeni budur. Yazar, "Halep şehrinde Hizb-ut Tahrir ile Suriyeli devrimci aktivistler arasında gerginlik yaşandı. Ardından Hizb-ut Tahrir, bazı İslami gruplardan da yardım alarak "devrim bayraklarını" parçalayıp yok ettiler." dedi. Devamında site "Yaşanan gerginlikten sonra aktivistler, şeri mahkemede Hizb-ut Tahrir'e karşı dava açtılar. Mahkeme de Hizbin iki üyesini tutukladı..." ifadelerini kullandı.
Site, bununla 4 Nisan 2015'de Halep'te yaşanan olaylara işaret ediyor. O gün İslami gruplar, Suriye'nin Sykes-Picot bayrağı ile kutlama yapan bazı gruplar karşı karşıya gelmiş, Sykes-Picot bayrağını indirerek yerine Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in bayrağını kaldırmışlardı. Haberi aktaran site, aynı art niyetli amaçla Hizb-ut Tahrir'i de meselenin içine çekmeye çalıştı. Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın kalbini körelttiği kimseler müstesna basiret ve feraset sahibi herkes bilir ki Hizb-ut Tahrir maddi eylemlere kalkışmaz. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurarak İslami hayatı yeniden başlatmak için ciddiyetle, kararlılıkla, gayret ve azimle çalışır. Fiziksel eylemlere başvurmadan Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in takip ettiği metodun aynısını takip eder. Tuhaf olan şudur ki haberi aktaran veya yayınlayan site, 27 Mart 2015 tarihinde aynı bölge ve çevresinde "La İlahe İllallah Muhammedün Rasûlullah" yazılı Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in Ukab bayraklarını taşıyan kalabalıkları görmezden geldi. Bunun yerine site, kasten Sykes-Picot bayrakları ile kutlama yapan bir avuç grubun eylemine odaklandı ve bunu başarı olarak niteledi. Oysa bir avuç grubun bu eylemi, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in bayraklarını taşıyarak dünyaya adeta meydan okuyan 27 Mart 2015 tarihli kalabalıkların eylemi ile asla kıyaslanamaz! Ne hikmetse site, bir avuç grubun eylemine dikkat çekti, ama yoğun kalabalıkları görmezden geldi! Hizbin iki gencinin tutuklanmasına gelince, gençleri tutuklayanlar şunun farkında ki bu gençler asla maddi eyleme kalkışmazlar. Çünkü Hizb, maddi eyleme başvurmaz. Gençler, açıkça hakkı söyledikleri için tutuklandılar. Hak sözü söylemek, zalimlere kılıçtan daha keskindir. Bundan çok daha tuhaf olanı ise, Hizbin gençlerini tutuklayanlar, sanki ülkede söz sahibiymiş gibi hareket ediyorlar. Hâlbuki onlar, hiçbir şey değildir! Bu yüzden hem din hem de davet taşıyıcılar konusunda Allah'tan korksunlar. Kuşkusuz Hizb, bu aşağılık insanlardan çok daha güçlü ve sayıca fazla kimselerin çok daha çetin tutuklama ve kovuşturmalarına maruz kalmıştır. Bu tutuklamalar, Hizbin gücünü zayıflatamadı, kararlılığını kıramadı. Kaldı ki tarih tekerrürden ibarettir. Bugün kendisini güçlü görüp de insanlara zulmedip tutuklayabileceğini sananlar, yarın kendilerini örümcek ağından bile çok daha zayıf göreceklerdir.
وَلَتَعْلَمُنَّ نَبَأَهُ بَعْدَ حِينٍ "Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz." [Sad 88]
Haberde, Hizb-ut Tahrir / Suriye Vilayeti Medya Bürosu Başkanı Ahmed Abdül Vehhâb'a atfedilen şu açıklamaya gelince, "Olaylara karışan Hizbin elemanlarını uzaklaştırdı ve bunu bireysel davranış olarak niteledi. Hizbin ondan sorumlu olmadığını söyledi." bu açıklamanın nasıl uydurulduğunu hiç bilmiyoruz! Bu nasıl saçma bir yalandır. Hiç utanma yok mu? Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem ne kadar da doğru söylemiş:
إِذَا لَمْ تَسْتَحْيِ فَاصْنَعْ مَا شِئْتَ "Utanmıyorsan dilediğini yapabilirsin." [el-Buhârî]
Oysa site sahibine yakışan, kendisine ulaşan haberlerin doğruluğunu araştırmaktır ki hakkı ve Müslümanları itham etmeye karşılık daha sonraları pişman olmasın. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
يَا أَيُّهَا الَّذِيْنَ آمَنُوا إِنْ جَاءَكُمْ فَاسِقٌ بِنَبَأٍ فَتَبَيَّنُوا أَنْ تُصِيْبُواْ قَوْماً بِجَهَالَةٍ فَتُصْبِحُوا عَلَى مَا فَعَلْتُمْ نَادِمِيْن "Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın." [Hucurat 6]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Suriye Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: +8821644446132 Skype: TahrirSyria www.tahrir-syria.info |
E-Mail: media@tahrir-syria.info |