Yurtdışındaki Suriye muhalefeti, onlarla beraber bazı savaşçı gruplar ve Suriye rejimi yandaşı partiler, Suriye'de iktidarın geleceği hakkında ön anlayışa vardılar. Bu ayın sonlarında 26-29 günleri arasında Moskova'da düzenlenecek konferansa gitmeden önce Amerikan Cenevre 1 konferansında alınan kararlar ile uyumlu ve üç ayı geçmemek üzere "Suriye'yi kurtarma yol haritası" üzerinde uzlaşmak için heyetler oluşturulması üzerinde anlaştılar. Muhtemelen bu yol haritası, bölgesel ve uluslararası anlayışı yansıtacak ve gözlemcilerin konuşlandırılmasını öngören uluslararası kararın tercümesi nitelinde olacaktır. Tarafların üzerinde anlaştığı yol haritası, Cumhurbaşkanı ve mevcut anayasadaki başbakanın yetkilerine sahip "Geçici hükümet" ve taraflar arasında eşit dağılıma sahip "Askeri Konsey" de dâhil geçiş kurumları oluşturulmasını, "IŞİD"e karşı savaşmak için güvenlik güçlerinin yeniden yapılandırılmasını ve ordudan kaçanların yeniden düzenli orduya entegre edilmesini ön görüyor.

Ey onurlu Suriye Müslümanları! Şüphesiz kâfir Batı ve onun ajan rejimleri, Suriyeli Müslümanları temsil ettiğini iddia eden siyasi kuruluşlar, rejim ile müzakere yoluyla siyasi çözüm arayışındalar. Mevcut trajik durumdan kurtulmak için bunu Suriye halkının kaçınılmazı olarak görüyorlar. Eğer kâfir Batı, bu zalim rejimin arkasında durmasaydı, tüm üslup ve araçlarla onu desteklememiş olsaydı, bu rejim, mübarek Suriye devrimi karşısında çoktan devrilmişti. Günahkâr elleriyle işlediklerinin cezasını bugün çoktan çekmiş olurdu.

Soruyoruz, şehitlerimizin kanları, kadınlarımızın çığlıkları, çocuklarımızın ağıtları üzerinden müzakere etme ve pazarlık yapma hakkını bu gruplara kim verdi? Bu katil rejimi, tüm küstahlık ve yüzsüzce destekleyen Moskova değil midir? Her gün bizi diri diri katleden silahlarla, katliam yapmak için planlar yapan askeri uzmanlarla rejimin imdadına yetişen Moskova değil midir? Çeçenistan ve Afganistan'da Müslümanları katleden o değil mi? Hal böyleyken Moskova ve onun kâfir Batı müttefiki, krizden nasıl bir çıkış bulacaklar? Bulacakları çıkış, katil Beşşar'ın yararına, kurbanlarımız ve şehitlerimizin kanları pahasına olmayacak mı? Moskova, Suriyeli Müslümanların felaket ve musibetlere maruz kaldıkları rejime müzakere yoluyla yeniden hayat vermek, hem kendi çıkarlarına hem de İslam düşmanlarının çıkarlarına hizmet etmesi için onu yeniden hayata döndürmeye çalışıyor. Cumhurbaşkanının yetkilerine sahip geçici hükümetin kurulması, gerçeği asla değiştirmeyecektir. Aksine bu geçici hükümet de, tarihin eşine benzerine tanık olmadığı bu zalim rejim gibi yöneten hain ve ajan bir hükümet olacaktır. Sonra bu yol haritası, efendileri kâfir Batı'nın talebi üzerine sözde terörizm adı altında İslam ile savaşmak için belge sahiplerinin niyetini de pek gizlemiyor. Teröre karşı savaşın, İslam'a, Müslümanlara, Amerika ve uşaklarının dümen suyunda yürümeyenlere karşı bir savaş olduğunu artık bilmeyen yoktur.

Ey Şam diyarındaki Müslümanlar! Allah Subhânehu ve Teâlâ Aziz Kitabında şöyle buyurmaktadır:

وَلَنْ تَرْضَى عَنْكَ الْيَهُودُ وَلَا النَّصَارَى حَتَّى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ "Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır." ^{[Bakara 120]} Din düşmanlarınız ve düşmanlarınız ile aynı masaya oturmaya razı olacak mısınız? Onların, geleceğiniz ve yaşam metodunuz için bir yol haritası çizmelerine izin verecek misiniz? Kuşkusuz bu, Allah'a yemin olsun ki apaçık bir kayıptır.

Hizb-ut Tahrir olarak biz, asla halkına yalan söylemeyen bir lideriz. Onun için biz sizi, şehitlerimizin kanı üzerinden pazarlık yapmaya çalışan herkesin karşısında bizimle birlikte omuz omuza durmaya davet ediyoruz. Ve her komplocuya da şöyle diyoruz: Biz kendi yol haritamızı kendimiz çizeceğiz ve verilen kurbanlarımızı da Rabbimizi razı eden, düşmanlarımızı öfkelendiren Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet İle taçlandıracağız. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

قُلْ إِنَّ هُدَى اللَّهِ هُوَ الْهُدَى وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءَهُمْ بَعْدَ الَّذِي جَاءَكَ مِنَ الْعِلْمِ مَا لَكَ مِنَ اللَّهِ مِنْ وَلِيٍّ وَلَا نَصِير "De ki: "Allah'ın yolu asıl doğru yoldur." Sana gelen ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah'tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır." ^{[Bakara 120]}