حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: SRu2013BAu20132012u2013MBu2013TRu20130021 |
H. 3 Zilka’de 1433 M. Çarşamba, 19 Eylül 2012 |
-Basın Açıklaması- Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu Başkanı Üstad Osman Bahaş'ın Suriye Vilayetini Ziyareti, Ayaklanmanın Durumunu ve Hizb-ut Tahrir Şebabının Yaptığı Şeyleri Takip Etmesi
Başlarında Hizb-ut Tahrir/Suriye Vilayeti Medya Bürosu Başkanı Hişam el-Baba olmak üzere Hizb-ut Tahrir/Suriye Vilayeti şebabı, Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu Başkanı Üstaz Osman Bahaş'ı Suriye'nin kuzeyinde karşıladılar. Zira kendisi ile 14-15.09.2012 Cuma ve Cumartesi günleri boyunca görüşüldü. Kendisine eşlik edilerek ilk gün Suriye'nin kuzeyindeki Halep ili kırsalını ziyaret etti. Hişam el-Baba, bir konuşma yaparak Hizb-ut Tahrir/Suriye Vilayeti adına Osman Bahaş'ın ziyaretinden ve mübarek Şam topraklarında bulunmasından dolayı memnuniyet duyduğunu ifade etti. Ayrıca Osman Bahaş, bir konuşma yaptı, konuşmasında Şam topraklarına ulaşmasının yolda çektiği bütün sıkıntıları unutturduğunu ifade ederek bu ayaklanmayı nusretle şereflendirmesi için Allah'a dua etti ve konuşmasını Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in şu hadisi ile süsledi: عقر دار الإسلام الشام "Dâr-ul İslam'ın merkezi Şam'dır." Konuşmasının devamında Şam tagutunun cürümünün, kendisinden önceki tagut babasının devamı olduğunu ifade ederek bu haydudun dünyanın gözü önünde Avrupa ve Amerika'nın desteği ile alenen katliam, zulüm ve işkence yaptığını vurguladı. Daha sonra mücrim Beşar için güvenli bir sığınağı güvence altına almakla birlikte Cenevre sözleşmesini pazarlamaya ve siyaseten kazanmaya çalıştığı Ahdar İbrahimi'nin komplosuna değindi. Ayrıca Şam'daki ayaklanmanın bitmediğini ve Şam halkı düşmanın kim olduğunun farkına varmadıkça asla bitmeyeceğini, düşmanlarının sadece Beşar'la sınırlı olmadığını, bilakis onu getiren ve Beşar'ın yerine kendisine bağlı bir alternatif hazırlamaya çalışan Amerika olduğunu söyledi. Ardından geçmişte Müslümanların kanını emen Suriye ordusundan ayrılan kişileri ön plana çıkarma girişimleri ile Suriye halkının iradesini kırmaya dönük müteakip teşebbüslere dikkat çekti. Ardından nusret için Allah'a sadık olmanın, dinine yardım etmenin, ipine sarılmanın, küfrün ve küfür halkının tüm komplolarını reddetmenin şart olduğuna değindi. Ardından dinimiz hususunda aşağılanmaya ve orta çözümlere asla razı olmayacağımızı ve Allah'ın izniyle nusret elde edinceye kadar devam edeceğimizi ifade etti. Ardından nusret ve temkin vermesi ve Müslümanların beldelerini İslam Devleti rayesinin altında birleştirmesi için Allah'a dua ederek konuşmasını bitirdi. Ardından katılımcıların birtakım müdahaleleri ve soruları oldu. Ardından tekbir çığlıkları yükseldi ve orada bulunanlar, bütün içtenlikleri ile "Ümmet Tekrar Hilafet'i İstiyor" sloganları attılar.
Ertesi gün Üstaz Osman Bahaş, "Ayaklanma ve Ayaklanmayı Kuşatan Komplolar" başlıklı bir ders vererek ince detaylara ve kafir Batılı devletlerin mutfağında pişirilen ve ajan yöneticiler yoluyla Müslümanların beldelerinde pazarlanan birçok şaibeli hareketlere ve komplolara dikkat çekti. Ardından Suudi Arabistan, Katar gibi birçok devletin ve bazı örgütlerin dostlukları satın alarak Allah'a olan dostluktan saptırmak maksadı ile verilen şaibeli paralardan sakındırdı. Ayrıca Allah yolunda samimi şekilde savaşan mücahitlerin silah kaynaklarını kısarak bu silahları Batı'nın kafilesinde ve komplocu projesinde hareket edenlere armağan etmek suretiyle onlara karşı düzenlenen habis komploya dikkat çekti. Ardından muhlis birliklerin Allah'ın kelimesini yüceltmek, İslam'ın rayesini ve izzetinin simgesini yükseltmek için tek bir rayenin altında birleştiklerini görünce "Suriye Ulusal Ordusu" denen şeyi ortaya çıkaran Hatay konferansı komplosuna karşı uyardı. Ardından Mısır, Tunus, Libya ve Yemen'de yaşananların "tam bir devrim" olarak isimlendirilemeyeceğine, çünkü bunların hedefe ulaşmayan veya içerideki ve dışarıdaki İslam düşmanları tarafından çizgisinden saptırılan veya yarı yolda durdurulan "ayaklanmalar" olduğunu vurguladı. Ardından bu ayaklanmanın, sadece Şam halkının ayaklanması olmayıp İslam ümmetinin ayaklanması olduğunu, bu nedenle şahadet kelimesi getiren her Müslümanın var gücü ile bu ayaklanmaya yardım etmesi gerektiğine, Allah'ın izniyle bu ayaklanmanın muzaffer olacağına ve Suriye'deki Müslümanların ancak nusrete ehil olanların hak edeceği nusretin sebeplerine sarılmaktan başka çarelerinin olmadığına vurgu yaptı. Ayrıca dersten önce başlarında Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu Başkanı Üstaz Mühendis Osman Bahaş, Hizb-ut Tahrir/Suriye Vilayeti Medya Bürosu Başkanı Mühendis Hişam el-Baba ve bazı şebab olmak üzere hizibten bir heyet, bölgedeki bazı insanları ve ileri gelenleri ziyaret etti. Zira Kefra köyünü ziyaret eden heyeti, yaklaşık kırk kişi son derece sıcak bir şekilde karşıladı. Üstaz Osman Bahaş, orada bulunan herkese, Hizb-ut Tahrir'in Emiri Celil Alim Ata Ebu Raşta'nın [Allah onu korusun] selamını iletti ve mübarek Şam ayaklanmasını Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in müjdelediği Raşidi Hilafet Devleti'nin kurulması ile taçlandırması için Allah'a dua etti. Ardından Hizb-ut Tahrir'in metodu, ümmete liderlikteki rolü, Mısır, Tunus, Libya ve Yemen'de çalınan ayaklanmalar gibi olmak yerine Allah'ın, Resulünün ve mübarek Şam topraklarındaki müminlerin razı olduğu muhlis İslami bir ayaklanma olması için ayaklanmanın gidişatını düzeltmesi hakkında güzel bir konuşma yaşandı, sorular soruldu ve tartışma oldu.
Üstaz Osman Bahaş, ayrılmadan önce Hizb-ut Tahrir/Suriye Vilayeti Medya Bürosu ile görüşmeler yaptı. Zira Hişam el-Baba, kurulduğu 1953'ten bu yana Hizb-ut Tahrir'in Suriye'deki rolüne, köklü varlığına ve etkin rolüne değindiği gibi Suriye'deki nesillerin Müslüman olmaları gereğince hizbin fikrine kucak açmalarına da değindi. Ardından hizbin şebabının senelerce hapishane ve tutukevlerinin zindanlarında maruz kaldığı zorluklara, sıkıntılara ve tutuklamalara dikkat çektiği gibi Suriye'deki ayaklanmanın başlamasında ve ilerlemesinde hizbin beyanlarının etkin rolüne de dikkat çekti. Ardından şeri hükmü, Müslümanların İslam Devleti'ni kurma görevini ve orta çözümün kabul edilmesinin haramlılığını özetleyen siyasi gündeme ve "Şam ayaklanmasının yol haritasına" değindi ve daha önceki ayaklanmaları hırsızladığı gibi ayaklanmayı çalacak orta çözümlerin kabul edilmesine karşı uyarıda bulundu. Ardından Şam halkının, liderliğini kulları hakkında Allah'tan korkan ve Hilafet Devleti'nin gölgesinde şeriatını tatbik etmek için çalışan muhlis bir kimseden başka hiçbir kimseye vermemesi gerektiğini değinerek el-Ukab rayesini taşıyan birliklere değinerek Batının ve bölgedeki ajanlarının, savaşan birlikleri kendi kanadı altında toplama ve yönlendirme girişimlerine karşı uyardı. Ardından ne kadar bitirme girişimi olursa olsun ayaklanmanın ilerleyeceğini ve Allah'ın izniyle muzaffer olacağını ifade ederek sözlerine son verdi. Ardından Osman Bahaş, ziyaretin maksadına, şebabın ayaklanma durumuna vakıf olunmasına, azimlerini bilemek için vakıalarını görmenin ve Şam topraklarındaki halkımıza yaptıkları yardımlara değindi. Ayrıca ümmetin içerisinden geçtiği zorluklara, sıkıntılara ve verdiği zahmetli emeklere değindi. Son olarak Şam topraklarındaki ayaklanan halkımıza bir hitapta bulunarak şöyle dedi: "Sabredin, sabır yarışında düşmanlarınızı geçin, sabır olmadıkça nusret yoktur. Sizler bu dine yardım etme uğrunda tüm ümmetin yerine mücadele etmenin bedelini ödüyorsunuz, sizlerin azimlerini biliyoruz ve sizleri, önceki ayaklanmalardan faydalanmaya çağırıyoruz. Batı'nın ve yerli kuklalarının tuzağından sakının. Allah'ın nusreti ile nimetlenmek için sizleri Şam tagutunu devirmek üzere el birliği yapmaya çağırıyoruz."
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilayeti
Medya Bürosu Başkanı
Mühendis: Hişam el-Baba
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Sudan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi 21 October Street, Imarat al-Vaqf, Ground Floor, East Khartum / Sudan Telefon: +(249) 0912 24 01 43 – 0912 37 77 07 http://www.hizb-sudan.org/ |
E-Mail: spokman_sd@dbzmail.com |