Maarat El Nu’man kentindeki Askeri Konsey Başkanı Murad Tanari’nin talimatıyla konseye bağlı bir grup, “Maarat El Nu’man Şehrindeki Askeri Konsey, Hizb-ut Tahrir’le Mücadelede Tiranların Arkasında Saf Tutuyor”başlıklı basın açıklamasının dağıtımının ardından 15 Haziran 2018 gecesi Mühendis Müşir Ebu Leben’i “Ebu Hazım’ı” tutukladı. Açıklamada, konseyin izlediği baskı ve ağızlara ket vurma politikası ifşa ediliyordu. Mühendis Müşir Ebu Leben, iki kez tutuklandı. Bir kez Şam tiranı baba tarafından, bir kez de Şam zorbası oğul tarafından. Şimdi de Maarat El Nu’man kentindeki askeri konsey tarafından tutuklandı. Ebu Leben, grup liderlerinin katıldığı ateşkes ve müzakerelerin sonucu Humus kentinden Kuzey Suriye’ye göç etmişti. Sanki tehcirden, uluslararası konferans piyasasında Şam halkının fedakarlığını satmak için Astana ve Cenevre’ye gitmekten, ateşkes ve müzakere masasına oturmaktan, Şam ve sahilde ciddi bir çalışma yapılmasını engelleyen kırmızı çizgilere sadık kalmaktan, Halep, Guta ve Doğu Sikke’yi teslim etmekten, etrafı kan gölüne çeviren gruplar arasında patlak veren savaştan, sponsor ülkelerin istihbaratından yüzbinlerce dolar almaktan ve Şam devriminin başına gelenlerden o sorumluydu da...

Ey İslam’ın kalbi Biladu’ş Şam Müslümanları! Ey Maarat El Nu’man halkı! Artık hepiniz gerçeği çok iyi biliyorsunuz. Şam devrimi, gizlilikleri açığa çıkaran ve ifşa edici bir devrimdir. İfşa etmedik hiç bir şey bırakmadı. Kim, kurtuluşun uluslararası toplum kararlarına yaslanmakta olduğunu düşünürse, hata etmiş olur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلَا تَرْكَنُوا إِلَى الَّذِينَ ظَلَمُوا فَتَمَسَّكُمُ النَّارُ وَمَا لَكُمْ مِنْ دُونِ اللَّهِ مِنْ أَوْلِيَاءَ ثُمَّ لَا تُنْصَرُونَ“Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez.” ^{[Hud 113]} Kim de mutluluğu Allah’ın Şeriatı dışında ararsa, yanılmıştır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَمَنْ أَعْرَضَ عَنْ ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنْكًا وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَى“Kim Benim zikrimden yüz çevirirse, mutlaka onun için sıkıntılı bir geçim vardır. Ve kıyamet günü onu, kör olarak haşredeceğiz.” ^{[Taha 124]} Kim de sessiz kalmanın Allah huzurunda zimmetini temize çıkaracağını düşünürse, vahamet içerisinde olur. Huzeyfe b. El Yeman’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ، لَتَأْمُرُنَّ بِالْمَعْرُوفِ وَلَتَنْهَوُنَّ عَنِ الْمُنْكَرِ، أَوْ لَيُوشِكَنَّ اللهُ أَنْ يَبْعَثَ عَلَيْكُمْ عِقَابًا مِنْهُ، ثُمَّ تَدْعُونَهُ فَلَا يَسْتَجِيبُ لَكُمْ“Nefsim elinde olana yemin derim ki ya marufu emreder, münkerden nehyedersiniz ya da Allah katından size bir ceza gönderir de sonra O’na dua edersiniz ama size icabet edilmez.” Hizb-ut Tahrir / Suriye Vilayeti olarak biz, Maarat El Nu’man kentindeki askeri konseye zulmün akıbetinin Allah katında vahim olduğunu hatırlatırız. Zulüm, kıyamet gününün zulümatından bir zulümattır.

يَوْمَ تَشْهَدُ عَلَيْهِمْ أَلْسِنَتُهُمْ وَأَيْدِيهِمْ وَأَرْجُلُهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ“O gün onlara, onların dilleri, elleri ve ayakları (hayat filmleri) yapmış olduklarına şahitlik edecek.”^{[Nur 24]}